O sırada Ateş:
Yukarda, Salih'in gelmesini bekliyordum, salondan bir gürültü koptu, salona koştum.
Salona gittiğimde Talha, Mehmet ve Abdullah camda sıkışıp kalmış bir şekildelerdi.
"Enişte kurtar bizi!"
Sinirle iç çektim ve onları o camdan kurtardım, birkaç adım geriye çekildim ve kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Ne işiniz var lan burda?"
Diye sordum, onlara bakıyordum, onlar ise üstlerini düzeltip kendilerini koltuğa atıyorlardı.
"Vallaha enişte, Berke sizin bodrumda kilitliymiş, bize mesaj attı, biz de seni halledeceğiz." Konuşan Talha'ydı.
"Ne sikim anlatıyorsun sen?"
"Ya bak şimdi geç şöyle otur karşımıza, bak sana herşeyi anlayacağız, Salih sandığın gibi iyi biri değil."
Tek kaşım kalktı, derin bir nefes aldım ve onların karşısında bulunan tekli koltuklardan birine oturdum.
"Anlatın."
Bir an birbirlerine baktılar, Mehmet derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı;
"Şimdi, Ateş. Sanırım Berke falan seni sevmiyor sanıyorsun değil mi? Bu iş böyle değil. Salih seni manipüle etti, fake kanıtlar hazırladı, Berkenin yüzüne söylemesi ise bir plandan ibaretti."
"Yani demem o ki bu Salih sandığın gibi iyi biri değil, elimizde deliller var, Ayaz bey bile bundan nefret ediyor, orasını sen düşün."
Talha başıyla onayladı, cebinden çıkardığı sigara paketinden bir tane alıp ağzına yerleştirdi ve çakmağı çakıp sigarayı yaktı, konuşmaya başladı.
"Sen Salih'i fazla tanımıyorsun, ama Salih Berke'nin kardeşi, o senden benden daha iyi tanıyor. Salih tacizci, pedofoli bir amcık. Bunu hala anlamıyor musun? Farkında mısın Ateş, çocuk senden 8 yaş büyük!"
Dedikleri içimde garip birşeyi harekete geçirdi, bir an yere baktım, yutkundum, haklı olabilirlerdi ama bilemiyordum.
Derin bir nefes aldım, kararlılıkla onlar baktım.
"Beni bu evden çıkarın."
Bunu dediğim an Abdullah'ın gözü parladı, ayağa kalktı kolumu kavrayıp beni de ayağa kaldırdı.
"Şimdi yapmamız gereken birşey var, Berke'yi o bodrumdan kurtarmak ve buradan uzaklaşmak!"
Başımda onayladım, Mehmet ve Talha da ayağa kalktı, bodruma doğru yöneldik.
Bodrumun merdivenlerinde birkaç ses geliyordu. Salihin sesi.
"Sen cidden onu sevdiğimi falan mı sandın Berke? Hayır tabikide! Onu sevmiyorum, sadece planımın bir parçası, Ayaz Bey'i düşürme planımın bir parçası!"
Dediklerini durunca kalbimde bir yara oluştu, yutkundum, Talhaya baktım. 'ben sana demiştim' gibi bakıyordu.
Abdullah önden koştu, bizde arkasından gittik. Abdullah Salih'in tam arkasında durdu, Berke'ye 'sus' şeklinde baktı ve cebinden tabancayı çıkardı.
Talha kıkırdadı, Abdullah tetiği çekip Salih'in kafasına tuttu...
Salih'in ağzından
"Sen cidden onu sevdiğimi falan mı sandın Berke? Hayır tabikide! Onu sevmiyorum, sadece planımın bir parçası, Ayaz Bey'i düşürme planımın bir parçası!"
Berke'ye ters ters bakarak konuştum.
Beş dakikalık bir sessizlik hakim oldu, ardından kafamda, tabancanın soğuk demirini hissettim.
"Hassiktir."
"Surprise, Motherfuckers!"
Abdullah'ın gıcık sesini duyunca anında geri çekildim, fakat o beni omzumdan vurdu, boğazımdan bir çığlık koptu. O sırada Berke dahil herkes kaçmaya başladı.
"Sikikler!"
Omzumun acısından dayanamıyordum, fakat arkalarından koştum.
Berke alaycı bir kahkaha patlattı koşarken.
"Ne o? Küçük prensimiz yaralı mı?"
"Orospu çocuğu! Senin o ananı mahallede inlete inlete sikeceğim!"
Omzumda ki akan kanlara aldırmadım, sağda duran tabancaya baktım, hemen elime aldım ve peşlerinden koşmaya başladım.
Fakat yetişemedim, arabaya bindiler ve burdan uzaklaştılar...
"Ananızı siktiklerim! O Ateş'i elinizden almazsam orospu çocuğum, bekleyin siz! Kapheler!"
Diye söylendim, umurumda değildi, Ateş'i geri alacaktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTEKÂRLAR VE SADIKLAR 𝑏𝑥𝑏𝑥𝑏 -YARI TEXTİNG-
ActionBerke ve Çınar arasında ki savaşı kim bilir kim kazanacak...?