32. bölüm

91 13 19
                                    

Kim Jongin, oldukça büyük olan yatağında yatarken, hoparlöründen gelen müzik sesi kulağını dolduruyordu.

Müzik tüm evde yankı yapıyor, sadece esmer oğlanın kulağını değil, tüm odaları dolduruyordu. Fakat evdeki tüm bu gürültüye rağmen Jongin yalnızlık hislerini engelleyemiyordu.

Bir süredir öylece yatıyor, karanlık odada gözlerini tavana bakmış şekilde duruyordu. Ne telefonuna, ne de başka bir şeye dokunuyordu. Çalan müzik bile kafasını dağıtmasına yardımcı olmuyor, aksine zihnini daha da bulandırıyordu. Jongin birkaç gündür böyleydi. Dans pratiği yapmaya şirkete gidiyor, gelecek sene içinde yayınlanacak solo çıkış albümü için stüdyoda kayıt yapıyor, şarkılar yazıyor ve koreografiler üzerinde çalışıyor. Daha sonra gecenin geç saatlerinde eve geldiğinde hiçbir şey yapmıyor, yatağına uzanıyor ve sabaha kadar uyumadan öylece duruyor, sadece düşünüyor ve düşünüyordu. Beyni o kadar fazla şeyle doluydu ki Jongin son zamanlarda kendi benliğinden çok uzaktı. Belirli hisler dışında hiçbir duyguyu hissedemiyordu, kalbi de kendi dış görüntüsü kadar donuklaşmıştı. Yatakta uzanmadığı zamanlarda ise gidip kusacak hale gelene kadar içiyordu. Jongin daha önce bu kadar çaresiz hissettiğini hatırlayamıyordu. Ama her şeyin bir ilki olmalıydı, değil mi?

Esmer oğlan, kendi ailesi ve grup üyeleri dahil olmak üzere birkaç haftadır kimseyle iletişime geçmemişti. Konuştuğu kişiler sadece şirket çalışanları ve yapımcılardan ibaretti. Bu süre boyunca sosyal medyada da hiçbir paylaşım yapmamıştı. Her anlamda sessiz, ve yalnızdı.

Önündeki üç gün boyunca 5. dünya turnelerinin son konserleri vardı, tüm grup olarak ona hazırlanıyorlardı. Jongin bu turnenin uzun süre boyunca grup olarak son turneleri olacağını biliyordu ve ne gariptir ki, onu düşünmeden yapamıyordu. Grup aktivitelerinin son bulması onunla uzun süre görüşemeyecek olmasıydı. Böyle olmak zorunda mıydı, diye düşündü kendi kendine. Düşünceleriyle boğuşmaya devam ederken güneş ışığının odasını aydınlatmasıyla Jongin boş bir şekilde pencereden içeriye giren güneşe baktı. Sadece birkaç saniye sonra ise alarmı çalarken Jongin bir kez daha hiç uyku uyumamış şeklinde yatağından kalkmıştı.

Jongin öldürücü bir yavaşlıkta hazırlanmaya başlarken zihnini de meşgul etmeye çalıştı. Hazırlandıktan sonra hiç beklemeden arabasına atlayıp şirketin yolunu aldı.

Şirkete vardıktan sonra üyeler ile beraber konserin yapılacağı stadyuma geçerken bile kimseyle konuşmamıştı. Arabada kahkahaların ardı arkası kesilmezken Jongin sustu ve kulaklıklarını taktı. Rastgele bir şarkı açarken gözlerini kapayıp biraz bile olsun uyumaya çalıştı, fakat bunda başarılı olmadı.

Konser için son hazırlıkları yaparken grup üyelerden Chanyeol dışında kimse ona yaklaşmıyor, Jongin ise Chanyeol'la bile pek fazla konuşmuyordu.

"Jongin-ah," Chanyeol yumuşak bir ses tonuyla konuştu. "İyi görünmüyorsun." Jongin şapkasını gözlerine kadar indirmiş, daha sonra Chanyeol'un yüzüne kısaca bakmıştı. Omuzlarını silkerek ellerini ceplerine koymuştu.

"Bugün kimin geleceğinden haberin var, değil mi?" Esmer oğlan buna da kayıtsız kaldı, büyük ihtimalle üyelerin ünlü arkadaşlarından birkaçı gelecekti fakat bu hiç umurunda değildi. Jongin'in suskun olmasına karşın Chanyeol onu bilgilendirmeye devam etti. "Kyungsoo gelecek."

Onun adını duyduğunda Jongin yavaşça başını kaldırmış ve Chanyeol'la göz göze gelmişti.

Kyungsoo'nun adını aylardır kimsenin ağzından duymamış, ve o geceden sonra onunla bir daha iletişime geçmemişti. Şimdi ise birdenbire, beklemediği anda onun ismini duymak tüylerinin diken diken olmasına yetmişti bile.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 11, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

washing machine heartHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin