²²

849 126 84
                                    

(Let me love, let me love you)

🌙

"Aman tanrım! Aman tanrım! Aman tanrım!" diye çığlıklar atan arkadaşının ağzını kapatmaya çalışırken Jimin, kendi gülümsemesini de bastıramıyordu.

Kendi içinde çok çelişse de, aceleci davrandıklarını, daha çok beklemeleri gerektiğini düşünse de, yine de boynunda sessizce sızlayan mühürden pişman değildi.

"Jimin! Aynı gün mühürlendik! En yakın iki arkadaşa, sürüdeki en yakışıklı en havalı iki alfaya mühürlendik! Düğünlerimiz de beraber olacak! Aman tanrım bundan daha güzel bir şey hayal edemiyorum!" Hoseok arkadaşının elinde kurtulurken Jimin'in yatağının etrafında dönerek bağrınmaya devam ediyordu. Beta o kadar mutlu görünüyordu ki, Jimin gülümsemesini bastırmak için dudaklarını ısırmaya başlamıştı.

Kahretsin, o da çok mutluydu. Jungkook, Jeon Sürüsü'nün varisi, geleceğin Baş Alfası, dün gece onu mühürlemişti.

Artık mühürlülerdi. İki gün sonra da toplu bir düğünleri olacaktı ve bu kadardı. Jimin'in hiç sahip olabileceğini düşünmediği şeyler birdenbire onun olmuştu.

Mutluydu işte.

"Sakin ol, Hoseok. Yeni uyandım ve başımı ağrıtıyorsun." derken gülümsüyordu. Annesinin evine kalmıştı dün. Çünkü Jungkook Çiftleşme Törenleri'nden sonra onu anne babasının yanına bırakmıştı. Jimin hatırlamıyordu hiçbir şeyi. Ama boynundaki bağdan alfanın da mutlu olduğunu hissedebiliyordu ve bu bile karnında kelebeklerin uçuşmasını arttırıyordu.

Hoseok ise Jimin'in mızırdanmalarının hiçbirini duymadığı belli olan bir şekilde omeganın yatağına otururken, uzanıp Jimin'in ellerini kendi elleri arasına aldı. Kahverengi gözleri doluydu fısıldarken. "Jimin, o kadar mutluyum ki. Babanın geri gelmesine, Jungkook'un yaptıklarına. Canım arkadaşım, bunları hak eden biri varsa o da sendin. Sen ve güzel kalbin."

Jimin arkadaşını ellerini tuttuğu yerden kendisine doğru çekip kollarını boynuna dolarken, kendi gözyaşlarını betanın boynunda saklıyordu. "Sen de... Hoseok... Umarım Taehyung'la çok çok mutlu olursunuz."

Beta mırıldandı. "Hepimiz. Umarım hepimiz artık çok mutlu oluruz."

🍃

Jimin hem kendisinin hem Hoseok'un mühürlerine pansuman yaptıktan sonra beta, ailecek zaman geçirmeleri için onları yalnız bırakmıştı. Jimin, annesi ve babası birbirlerini o kadar özlemişlerdi ki. Babası, sürüden sürüldüğü zamanda yaptığı şeyleri, yaşadığı maceraları anlatırken, annesinin kalbine ineceğini düşünmüştü omega ama annesi güçlü bir kadındı.

Ve annesi de babası da birbirlerine hala Jimin'in hatırladığı aşkla bakıyordu. İkisinde de yıllardır uzak kalmanın getirdiği bir utangaçlık olsa da, birbirlerine her baktıklarında gözlerinde beliren parıltı çok barizdi.

Kavuşmuşlardı. Yıllar önce aniden ve haksızca dağıtılan ailesi tekrardan birleşmişti.

Ve hepsi, Jeon Jungkook sayesindeydi.

Kahvaltılarını yapıp içerideki odada oturup çaylarını içiyorlardı ki, babası sonunda dönüp Jimin'e gülümserken konuştu. "Ee, oğlum. Eşinden bana biraz da sen bahsetmeyecek misin?"

Babasından eşinden, lafını duyar duymaz, Jimin parmak uçlarına kızarıp boğazına kaçan çayı öksürmeye başlasa da, annesi ve babasının meraklı sorularından kaçmasına imkanı olmadığını biliyordu. Sormak için bu kadar beklemeleri bile mucizeydi. Jimin dün gece onları da çok şaşırtmış olmalıydı. Birden önlerinden fırlayıp Çiftleşme Koşu'suna katılmış, sonra da mühürlenmişti sonuçta. Büyük skandaldı.

Serendipity | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin