Selaaam! Ben geldim. Önce ki bölümde sizi biraz merakta bırakmış olabilirim. Aslında planım daha uzun tutmaktı ama şimdilik bu kadar oldu. Üzgünüm. Yine de az sayılmaz. Hem hangimizin planları uyguladığı şekilde olup bitiyor ki değil mi? Sizi seviyorum. Okuyun ve yorum yapın lütfen..
xoxo..
Sonunu bilmeden yaşadığımız doğru ama o sonuda kendimiz hazırlıyoruz..
Hayat komikti. Bir dakika sonrası belli değilken tüm hayatımızı planlamak tuhaftı. Mesela o gün.. Melodiyle buluşmuştuk. Kötüydü çünkü babası bir trafik kazası geçirmişti o gün. Sonra eve gittim. Eve girer girmez babamdan yediğim tokadı hatırlıyorum. Anneme baktığımda bana iğrenir gibi baktığını gördüm. Peki niçin? Neymiş efendim tüm köklü ailelerin katıldığı o kokteyle katılmamış ve bu da yetmezmiş gibi Zeliş yellozunun ailesi tarafından ailem küçük düşürülmüş. Ben olsam ne farkedermiş acaba? Sanki benim yüzümden rezil olmuşlar gibi. Herkesin içinde ettikleri küfürlü kavgaların bununla hiç alakası yokmuş gibi. Sinirle evden çıktıktan sonra Berk'e gittiğimi hatırlıyorum. Zeliş'in kucağında olduğunu. Öpüştüklerini.. Teyzemi aramış ve Amerika'ya uçmuştum. Aynaya baktığımda o dağılmış çirkin kızı görmüş ve birdaha yüzlerine bakmayacağıma yemin etmiştim. Planlarımda sıradan bir liseye gidip amerikada öğrenimimi tamamladıktan sonra Parise yerleşmek ve bir Fransız beyefendisi ile evlenmek vardı. Tamam son kısım tabii ki imkansız! Sadece gençliğimin tadını çıkarmaktı aslında amacım. Yaptım da.. Konuştuğum tek akrabam teyzemdi. Ne annem bir kere aramıştı. Ne de babam.. Zaten onlar için bir yüz karasıydım.
18 yaşıma gireceğim gece bir barda Cenk denen bir türk herifle saatlerce içip onunla evime geldiğimi hatırlıyorum. Kararlıydım o haltı yemeye. Ama sonra telefonumda ki elli küsür çağrıyı gördüm. Babam kalp krizi geçirmişti.. Sonra ki aylarda ölmüştü ve ben insanlık adına geri göndüm. Sonrası tam bir curcuna. Teyzem.. Melodi.. Ulaş.. Kaan.. Emre.. Murat.. Hepsini tekrar görüşüm. Ertesi gün Berk Zeliş Nisan.. Ve Giray İnan! Hayatımın dönüm noktası. Tuhaf başlayan ilişkimiz. Zeliş'in Berk'e olan öfkesi. Benim öfkem. Melodi'nin yaşadıkları. Can! Annemi görüşüm. Çağla'yı affedişim. Amerika'ya dönüşüm ve geri gelişim. Çok şey yaşamıştık. Peki? Sonuç neydi? Şuan ne haldeydim? Sevdiklerim? Hayatımın aşkı? Annem? Annem? Annemin sesi değil mi bu?
"3 gün falan dinlemem ben! Kızımın o mavi gözlerine bakabilmek için 3 yıldır bekliyorum ben!"
"Hanımefendi yapabileceğimiz birşey yok. Uyanmasını beklemekten başka."
"Uyutmayı biliyorsun ama bir ton ilaçla. Uyandırsana hadi."
"Şeyma.."
"Ay ne var Şebnem? Bu ne ya? Yok edip geri getiremeyen sihirbazlar gibi."
"Acar!" Ağzımdan çıkan kelime ile hepsinin susması bir anda oldu.
Anlımda hissettiğim bir el ve sonra gözüme tutulan ışık.
Gözlerimi açtığımda başımda ki elin sahibini gördüm."Senin burada ne işin var?"
"Miray? Ben senin annenim! Ne demek ne işin var? Ölümden döndün!"
"Ne?"
"Etrafına bir bak." dediğinde yattığım yatağın benim yatağım olmadığını farkettim. Duvarlar beyazdı bi kere. Evet herşey beyazdı. Sanırım hastanedeydim.
"Başım ağrıyor." dediğimde annem tekrar elini başıma koyup konuştu.
"Ah evet bunun kesinlikle arabadan fırlayıp 7 metre sürüklenmenle alakası var." diyip gözlerini devirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geri Dönüş
Genç KurguMiray Acar lisenin ilk yılı kötü arkadaşlar, sırtından vuran en iyi dostlar, aldatan sevgili, hakkında çıkan dedikodular ve sürekli aşağılanmasından sıkılmış ve üzerine de ailevi problemler eklenince okuldan kaçmıştır. Amerika' dan geri dönmesi baba...