Bozcaada'nın begonvillerle bezenmiş sokaklarında filizlenecek bir aşka şahit olmaya hazır mısınız?😍
Ada Sönmez, Bozcaada'da doğup büyüyen genç bir iş kadınıdır. Dedesinin yıllar önce kurduğu oteli işleten, sorumsuzluğa asla göz yummayan, fazlasıyla...
Bölüm Şarkısı: Emir Can İğrek- Seni Sevmek Yok Mu(Feridun Hürel Albüm)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🏝️🌊22.BÖLÜM🏝️🌊
İki Hafta Sonra...
"Ünlü otel ve restoranların sebze-meyve tedarikçisi olan VitaNova adlı firmaya açılan soruşturma neticesinde yaptıkları yolsuzluklardan dolayı üst düzey yöneticileri tutuklama talebiyle adliyeye sevk edildi. Firmanın genel müdürü olan Harun Özbek ise tutuklanma esnasında, üstlerine atılan iftiranın asılsız olduğunu ve itibar edilmemesi gerektiğini belirtti. Haberin detayları birazdan sizlerle."
"Hah! Şerefsize bak. Sen olmadık işleri yap yap sonra da asılsız iddialara kanmayın de," diyerek elimdeki dondurmayı kaşıklarken keyiften dört köşe olmuş haldeydim. Kumandayla kanalı değiştirip bir sonraki haber kanalını açarken izlemekten zevk aldığım haberin tekrar gelmesini beklemeye başladım.
Neler mi oluyordu?
Aradan geçen iki haftada o kadar çok şey olmuştu ki... Sanırım hayatımda geçirdiğim en hareketli günlerdi.
Dedemin, Harun'un şirketine ait dosyaları vermesiyle o hafta Ezgi'yle birlikte Çanakkale'deki adliyeye gidip hem şikâyette hem de suç duyurusunda bulunmuştuk. Şirket hakkında açılan soruşturma kapsamında elindeki delilleri yok edemeden kıskıvrak yakalanan Harun ve ekibi göz altına alınmış ve bugün de tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilmişlerdi. Bu süreçte tahmin edilebileceği üzere Yaman denilen karakter yoksunu da ortalıktan kaybolmuş, kendisine inanan Harun'u yarı yolda bırakmıştı. Şaşırdık mı? Tabi ki hayır.
Yaman'ın göz önünde olmayışıyla derin bir nefes alırken dedemle de bu geçen iki haftada aramızı düzeltmiş sayılırdık. En azından artık aramızda soğuk bir savaş hâkim değildi.
Dondurmamı kaşıklamaya devam ederken az önceki haber de tekrar gelmişti. Bu sefer farklı bir varyasyonuyla ekranda yer alan habere kilitlenmişken dedemin seslenmesiyle sıçradım.
"Kızım sabahtan beri kaçıncı izleyişin, bıkmadın mı yahu?"
"Yoo," dedim yüzümdeki kocaman tebessümle. "İnsan, kendisine hayatı zehir edenlerin o zehrin içinde boğulduğunu görünce çok mutlu oluyormuş. Onu tecrübe ettim bugün. O yüzden sıkılmam pek de olası ihtimaller içinde değil."
Salon takımımızın kendisine özel olan koltuğuna otururken gözü kısa bir an televizyona takıldı. Ardından umursamazlıkla yüzünü buruşturup eline bugünün gazetesini aldı. "Sana bulaşmayı göze alıyorsa sonuçlarına da katlanmasını bilecekti. Sahtekâr herif bari yaptıklarının arkasında duracak kadar kalıbının adamı olsaydı," dediğinde gözlerimi devirmeme engel olamadım. Adamlık mevzularına hiç girmesen daha iyiydi dedeciğim ya neyse... Kapattık gitti o mevzuları.