Arkamdan gelen bavulla oldukça zor ilerliyordum. Ve alaycı gülüş ise benim oldukça sinirlerimi bozmuştu. Kaba şey ! Özür dilemeyi bilmediği gibi naziklik etmeyide bilmiyordu.
İlerlemeye devam ettim. Ama arkamdan gelen ayak sesleri beni tedirgin etmişti. İlkten sesin bavulumdan geldiğini sanmıştım ama arkamı döndüğümde ondan gelmediğini anlamıştım.
Buda neyin nesiydi şimdi? Ettiği kabalıklar yetmediği gibi şimdide beni mi takip ediyor?
Arkamdan geldiği halde beni izliyor. Yardım için bir girişimde bulunurdu insan. Genetiğiyle oynanmış kaba bir erkekti bu!
Sinir soluğumu verdikten sonra yoluma devam ettim. Onu görmezden gelecektim. Eğer arkamda olduğu aklıma gelirse oldukça sinirlenecektim ve buz tutmuş yolda onun yüzünden kayıp düşücektim.
Dudaklarımda sessizce;
'Arkanda değil Kristen ,sakin ol!'
Bunu binlerce defa tekrarlayıp durdum ama kulağıma yaklaşıp;
'Ben burdayım Kristen ' diyene kadardı.Bu kelimesiyle hem korkmuş hemde sinirlenip yere çakılmıştım. Hangisine üzülmeliydim bilmiyordum. Yada hangisine yumruğumu geçirmeliydim?
Sinirime hakim olmalıydım ve onun yaptığı kabalığı yapmamalıydım. Yerden kalkmaya çalıştım. Karşımda uzanan eli görüyordum ama ona tutmayacaktım. Onun yardımına ihtiyacım yoktu. Ama o halen ellerini burnumun dibine sokuyordu. Zorla tenini hissettirecekti.Küçük bir lanet savurduktan sonra eline tutmuştum. Bu soğukta t-shirt giydiği halde bedeni nasıl bu kadar sıcaktı. Bu mavi gözlerimin kocaman açmama neden olmuştu. Ama gözlerimi dahada açmama neden olan dudaklarımdaki soluğuydu. Beni oldukça hızlı çekmişti ve kaslı bedenine yapışıp kalmıştım. Aslında ayrılmakta istemiyordum çünkü bu soğukta bu kadar sıcak bir bedene ihtiyacım vardı. Bu soğukta!
Kafamı iki yana sallayarak kaslı koca bedeninden ayrıldım. Yere düşen bavulumu kaldırıp yolumda ilerlemeye devam ettim. Arkamdan gelen sıcak bedene sahip olduğu halde soğuk sese kulak verdim;
'Kaba olabilirim ama bu ormanda bir geç kızı yalnız bırakacak kadar adi değilimdir.'dedi.Bu oldukça doğru bir cümleydi. Tabikide sadece 'Adi' kısmı. Ben ise alaylı bir şekilde ona doğru dönerek;
'Evet bir kızın arkasından geldiğin halde bavulunu elinden almayıp ona yardım etmeyen bir adi değilsin,haklısın.' dedim.O ise bir süre sessiz kalmıştı. Sanırsam ya cümlenin içerisindeki hakareti görememişti. Yada görmüştüde kendini sıkıyordu. Umarım bu koca ormanda büyükbabamı görmeden ölü bulanmazdım.
Biran benimle kalan sessizilik beni korkutmuştu. Arkamı döndüğümde görünürde kimse yoktu.Bu beni korkutmuştu. Ormanda yapayalnızdım. Acaba neden gitmişti? Sarf ettiğim sözler ağırmı gelmişti? Acaba kabalık mı etmiştim?
Ellerimle şapkamı düzenleyerek yoluma devam ettim. Son nefesimi neredeyse vermek üzereydim ki karşımda gördüğüm küçük ahşap ev sayesinde tüm bedenime kan gitmişti. Kendime gelmeme neden olmuştu. Hızlıca ilerledim. Evin merdivenlerine geldiğim de ise kapıda asılı kurt figürü oldukça dikkatimi çekmişti. Ona dokunduğumda hissiyat beni etkilemişti. Ve sanırsam bir soluk sesi duymuştum. Sesli bir şekilde;
'Delirmek üzereyim' dedim ve kapıyı çaldım.Hızlıca bana yaklaşan ayak seslerine kulak verdim. Bir yaşlı için oldukça hızlı adımlardı. Kapı açıldığında karşımda gördüğüm büyükbabam duygulanmama neden olmuştu. Kendimi daha fazla tutamadan ona sarılmıştım. Ve ne tesadüftür ki onun bedenide oldukça sıcaktı.
Büyükbabama tekrar sarılmak için yeltenirken yanlışıkla bavuluma çarpmıştım ve merdivenlerden yuvarlanmıştı. Buna lanet okumuştum çünkü onu uzun zamandır taşıyordum. Tekrar kafamı onu dönecektim ki bavulum, bana doğru yaklaşıyordu hemde kaslı bir bedenle birlikte.
Bu oydu. Kaba,kaslı,naziksiz. Evet naziksiz,yeni türemişti ve onun içindi bu kelime. Ama ne tesdüftü ki bunca kötü tabirlerin arasında masumca bir alınganlığı vardı.
Bavulumu yanımda bulunca olduğum düşünceden uyanmıştım.Ve;
'Teşekkür ederim' dedim.
O ise güldü ve kafasını iki yana sallayarak;'Ne kuru bir özür,keşke dilemeseydin' dedi.
Bu repliği biryerden hatırlıyordum. Evet bu kelimler bana aitti ve bu oldukça komikti. Tam cevap vermek için yeltenicektim ki;
'Kötü bir başlangıç yaptık tekrar tanışmaya ne dersin?' dedi.Oldukça şarşırmıştım ama bu ricasını kırmak istemiyordum. Çünkü oldukça samimi görünüyordu.
Evet dercesine kafa sallayarak;
'Ben Kristen Black' dedim.O ise keskin soğuk mavi gözlerini açarak;
'Brian Cash Green ' dedi ve ekledi;'Brian demen yeterli.'
Ben ise gülümseyerek cevap verdim. Brian'ın elini uzatması üzerine bende cebimden olan elimi,cebimden çıkararak eliyle bütünleştirdim. Dudaklarından dökülen kelimeleri izledim;
'Tanıştığıma memnun oldum Kristen .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühür
WerewolfBitmiş bir hayatı ancak o hayatının katilinden alınmış soğuk bir intikam canladırır. Peki bunu Kristen,hayatını saran onca sırlar arasında ne kadar başarabilecektir? Ya da;sonsuza kadar ona mühürlenmiş bir aşkın yükünü ne kadar kaldırabilcektir? Be...