Gözlerimi açtığımda,diğer tarafı boş bir yastıkla karşılaşmıştım.Gözlerim pencereyle bütünleştiğinde,ağaçların arkasına saklanan güneşi zorlukla görüyordum.Dağılmış saçlarımı parmaklarımın arasında gezdirerek düzeltmeye başladım.Gözlerim ise boş durmayıp Brian'ı arıyordu.Neden bu kadar erken kalkmış ve beni uyandırmamıştı?
Üzerimde bulunan yorganı,geriye doğru iterek ayaklandım. Üzerimde kalmış olan bordo kazak ve koyu jeanı görünce küçük bir gülümsemeyle kendime seslendim.
'Bu ne bakımsızlık Kristen!' diyerek dolabımın önünde belirdim
Üzerimden çıkardığım bordo kazağımı kapının önüne doğru fırlatarak,gideceği yeri göstermiştim.Ne giyeceğimi düşünürken parmaklarım karnımda ritim tutuyordu.Dilimde dolanan şarkı ise 'Coldplay-Paradise'dı. Birkaç ritimden sonra,duran parklarım,gözlerimin karın bölgeme gitmesine neden olmuştu.Birkaç gün önce ellerimde beliren kemikler kaybolmuştu.Dolgunlaşmış ve oldukça fit görünüyordum. Tanrım ! Bu ha-harika birşeydi!
Bunun nedeni kendime sorsamda,aklımda dolaşan kelimeler cevabını kulağıma fısıldıyordu.
Derin nefes alarak,beyaz sweet ve açık bir jeanla birleşmiştim.Şimdi hazırdım!
Kapının önünde bulundurduğum çamaşırları elimle alarak banyoya doğru ilerledim.Ellerimdekiler kirli sepetinde yerini almışken,kendim ise aynanın karşısında belirmiştim.
Saçlarımı özgür haliyle baş başa bıraktım.Büyüyen göz bebeklerim beni korkutsada,onları hafif bir rimelle kapatmayı seçmiştim.
Elimi kapının koluna yerleştirdim,hafif bir çekmemle birlikte kapının kolu elimdeydi.Buda neydi böyle! Tanrım! Kendinden korkan bir Kristen istemiyordum karşımda.
Hızlıca merdivenlere doğru ilerledim.
Evin melodisi olan merdivenin gıcırtıları artık kulağıma iğrenç bir senfoni gibi geliyordu.Neler oluyor bu evde böyle?
Yavaş yavaş indiğim merdivenleri,hayatımın en hızlı bölümünü yaşarak bitirmiştim.
Beni elimde kapının koluyla karşılayan Tom,dudağının kıvrılmasına izin vermişti.
'Bu ne Kristen?' dedi alaycı bir ses tonu ile.
Ben ise kapının kolunu hafifçe havaya kaldırarak;
'Beni sevmiş olmalı,elimi bırakmadı.' dedim.
İçinde biriktirdiği gülümsesini dışarı yansıtarak;
'Daha dikkatli ve yumuşak olmalısın.Sen eski Kristen değilsin artık.' dedi ve elini havaya kaldırarak kapıya doğru ilerledi.
'Peşimden gel.' dedi ve olduğu yerde durarak omzunun üzerinden baktı ve;
'Elindekini bırakmayı unutma.' dedi.
Ben ise kafamı iki yana sallayarak derin nefes aldım.Elimde kalan kapı kolunu merdivenin köşesine yerleştirdim ve dış kapıya doğru yöneldim.
Karşımda gördüğüm manzara karşısında heyecan mı yoksa korku mu beslemeliydim bilmiyordum.
Brian,Rosa teyzem,Stark ve Bella. Hepsi merdivenin köşesinde beni bekliyordular.Peki bu hazırlık niyeydi?
Stark düşüncelerimi okumuşcasına gülümseyerek;
'Bugün,içindeki gücü çıkarma günü Kristen.' dedi.
Ben ise kelimeleri düşücelerimde gezindirirken,aklımdan akan hatıralar dün gecede bırakmıştılar beni.Tom'un söyledikleri. Kelimeler birer birer yerine yerleşiyordu artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühür
WerewolfBitmiş bir hayatı ancak o hayatının katilinden alınmış soğuk bir intikam canladırır. Peki bunu Kristen,hayatını saran onca sırlar arasında ne kadar başarabilecektir? Ya da;sonsuza kadar ona mühürlenmiş bir aşkın yükünü ne kadar kaldırabilcektir? Be...