Vazgeçmek

4.4K 280 17
                                    

Sırtımdaki dayanılmaz acı beni uyandırmıştı. Gözlerim açıldığı an dudaklarımdan lanetler akıyordu. Bedenim ayağa kalkmak için direnirken,sırtımda ki herneyse beni geri itiyordu. Buradan hemen gitmeliydim.
Bu sessizlik,derin orman ve ceset gibi sıralanan çam ağaçları burası o lanet rüyamdaki ormandı.
Dizlerim kardan ıslanmış,çıplak ayaklarım ise çamurlanmıştı. Sırtımda ki acı gözlerimde biriktirdiğim göz yaşlarına eşlik etmişti.
Geri doğru bakmaya çalışırken önümde beliren siyah,kolları bol pelerin,göz bebeklerimi yerinden oynatmıştı.
Bu! Bu! Lanet olsun!

'Kristen!'
'Kristen!'

Adım kulaklarımda çınlarken,dizlerim halen ıslak karın etkisindeydi. Derin nefes alarak,gözlerimi açtığımda ise tanıdık bir tavanla karşılaşmıştım. Burası benim odamdı!

Brian,ellerimi sıkıca kavramış,endişeli gözlerini ise üzerimde gezdiriyordu. Bedenimden akan yoğun ter beni tedirgin etmişti. Brian ise saçlarımı ellerinin arasına alarak;
'Sorun yok Kristen!'
'Sorun yok,sakin ol!' dedi.
Ellerimin arasına yerleştirdiği saçlarımı iyice sarmış ve kendine doğru çekmeye başlamıştı. Canım acıyordu ama Brian umursamaz bir şekilde saçlarımı tutarak kendine doğru beni çekiyordu.

'Brian canımı yakıyorsun.' dedim öfkeli ve acı dolu bir ses tonu ile.
Brian ise gülerek dudaklarımı kondurduğu yumuşak öpücüğü,dudağımı ısırarak sonlandırmıştı.
'Umrumda mı sanıyorsun?' dedi.

Şaşkınlıkla buluşan bedenim göz yaşlarımla beni boğmuştu. Birşeyler yapmak istiyordum ama Brian'ın sevgisiz gözleriyle karşılaştığım an tüm bedenim etkisiz halde kalıyordu. Bu beni güçsüzleştiriyordu.
Beni seven adamın bana sürtük gibi davranması içimde ki tüm duyguları parçalıyordu.

Ellerinin arasında sıkışan saçlarım,yavaşça özgürlüğüne kavuşuyordu.
Kulaklarımda çınlayan adım şaşkınlıkla etrafa bakmam neden olmuştu.

'Kristen!'
'Kristen!'

Gözlerimi açtığımda,şöminenin Ateş'inin yüzümde ki dansını hissediyordum. Karşımda endişe ile dolu gözlerle Brian bekliyordu. Bedenimden geri kalan ellerim boynunu sarmak için yeltenmişti. Devamında ise beni güçsüzleştiren göz yaşlarım...

'Kristen,iyi misin?' dedi boğuk bir ses ile.

Ben ise Tanrı'ya tekrar o kabus olmaması için dua ediyordum. 'Kristen' kelimesini duyana kadar kollarımın bırakmaya niyeti yoktu.

'Kristen,sevgilim beni korkutuyorsun?' dedi.
Ben ise içimde ki derin nefesi geri vererek boynunda ki kollarımı yavaşça geri çektim. Bu o kabus değildi artık. Bunu tenime sinen çam kokusu ile anlamıştım.

'Tekrar o kabusu gördüm Brian. Ama bu sefer sen vardın. Gözlerin duygusuzdu,ellerinin arasında saçlarımı dolaştırıyordun. Bana bir ... ' dedim ve sustum.

Brian ise Rosa teyzeme bakarak duygularını dindirmişti. Rüyanın etkisiyle karşımda sadece Brian'ı görmüştüm. Ama karşımda Stark ve arka iki koltukta ise Bella ile Tom vardı. Hepsi endişeli bir şekilde beni izlerken,Stark emin duygularla beni izliyordu.
Benden bir cevap beklercesine yanıma yaklaştı ve;
'Evet,Kristen senden bir cevap bekliyorum.' dedi sessiz bir ses tonuyla.

Ben ise kafamı öne eğerek nasıl bir cevap olabileceğini düşünüyordum. Beklediği cevap rüyayı nasıl gördüğüm değildi! Başka birşeydi bunu gözlerinden anlayabiliyordum.

Nasıl birşeydi ki Stark'ı bu kadar ilgilendiriyordu.
Birkaç düşünceden sonra 'O' aklıma gelmişti. Evet adını bilmiyordum ve ona 'O' dan başka bir sesleniş ile bulunamazdım.
Stark'ın benden bir adımlık mesafesi kısa bir süre sonra kapanmıştı.
'Evet Kristen,'O' ? ' dedi.

MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin