El sıkışmamız oldukça uzun sürmüştü. Büyükbabamın sesinden sonra ikimizde olduğumuz atmosferden kopmuştuk.
'İçeri girin gençler dışarası oldukça soğuk,naciz bedenim buna dayanamıyor' dedi gülümseyerek.
Ben ise suç işler bakışlarla büyük babamı izlerken,Brain ise büyükbabama gülümseyerek cevap vermişti.
Bavulum artık benden önce gittiği için mutluydum. Brian oldukça hızlı bir şekilde eve doğru çekiyordu onu.Merdivenin kenarına koyarak bana döndü;
'Burası iyi mi senin için?' dedi.Ben ise 'evet' dercesine kafa salladım ve büyükbabama tekrar kocaman bir sarılış yaptım.Büyükbabam ise sesli bir kahkahayla cevap vermişti. Oldukça mutluydu bunu hissedebiliyordum ve sanırsam oldukça sıcaktıda. Bu beni endişelendirmişti.
Kekeleyerek büyükbabamın kocaman mavi gözlerine diktim gözlerimi;
'Ateşin mi var büyükbaba?' dedim.Büyükbabam ise Brian'a dönerek gülümsedi;
'Hayır güzel kızım ben böyleyim,uzun zaman burada olduğum için hava koşullarına oldukça alıştım' dedi.
Ben ise kafa sallayarak 'Peki' dedim. Ama asıl kafama takılan şey Brian'la nereden tanışıyorlardı.
Brian'a dönerek;
'Büyükbabamla nereden tanışıyorsunuz?'dedim.
Brian cevap verecekti ki büyükbabam araya girerek;
'O benim yanımda büyüde neredeyse. Onu ben yetiştirdim ve oldukça iyi bir' dedi ve duraksadı.
O ara Brian'a baktığımda ellerinin arasından güldüğünü fark ettim. Ve büyükbabam konuşmaya devam etti.
'Oldukça iyi bir kişiliğe sahip'dedi. Ben ise gülerek susmaya karar verdim. Eğer birkaç dakika önce benden özür dilemeseydi ne yapacağımı iyi biliyordum.
Büyükbabamın sesiyle dalgınlığımdan uyanarak yerimde toparlandım;
'Eğer izin verirsen sana annenin odasını ayırdım,orada huzurlu olacağını hissettim.' dedi ve yüzüne masumca bir gülücük yerleştirdi.
Haklıydıda,annemin odasında oldukça huzurlu olurdum. Onu görmesemde varlığı bana huzur verirdi belkide.Büyükbabamın kalkmasıyla bende ayaklandım. Merdivene doğru ilerledi ve;
'Hadi gel sana odanı gösteriyim'dedi. Ben ise heyecanlı bir şekilde peşine takıldım.Kafamı Brian'a doğru döndüğümde ise beni keyifle izliyordu. Ona bir tebessüm bıraktım ve merdivene doğru ilerledim. Kısa süre sonra arkamdan gelen ayak sesleriyle tekrar tebessümü yüzüme yerleştirdim. Brian peşimden geliyordu her zaman ki gibi.
Bavulumu almak için eğildiğimde,sıcak elleri kollarımı kavramıştı. Derin ve hızlı soluğunu duyabiliyordum. Daha fazla düşüncelerimi içimde saklayamayarak;
'Bu kadar hızlı soluk alman senin için zararlı olabilir' dedim.
O ise bana yaklaşarak,yerdeki bavulu aldı ve önüme geçerek;
'Beni heyecanlandırıyorsun Kristen,bu senin suçun' dedi.Bu ne rahatlıktı böyle? Birde suçlusu ben miydim?
O zaman bana yaklaşmamaya ne dersin?Kafamı iki yana sallayarak peşinden çıkmaya devam ettim. Brian ise arakasına dönerek gülümsüyordu. Ben ise istemsiz tebessümleri yüzümde parlatıyordum. Şımarık şey !
Büyükbabam araya girerek;
'İşte burası senin odan güzel kızım' dediğini duymuş ve ona odaklamamıştım.Büyükbabam elleriyle odayı gösteriyordu. Yavaşça odadan içeriye süzülmüştüm.Tahtalarla döşenmiş oda ve güzel çerçevelenmiş resimlerle oldukça güzeldi. Benim için ayrılmış çalışma masası ve bir duvara hazırlanmış küçük kütüphane oldukça dikkatimi çekmişti. Oraya doğru ilerlemiştim istemsizce. Çünkü kitaplar oldukça eskiydi ve meraklandırmıştı.
Biraz incelediğimde ise efsane kitaplarıydı. Hepsini teker teker inceliyordum. Ama nedense hepsinin kitap kapağının altında 'Kurtadam' yazıyordu. Bu gözlerimi açmama neden olmuştu. Neden aynı şeyler vurgulanmış ve farklı yazarların aynı tür kitapları bu raftaydı ki?
Neyseki birkaç roman getirmiştim yanımda. Yada bunlarıda inceleyecektim. Çünkü oldukça eski ve çaba sarf edilmiş toplanılması için. Kafamı pencereye doğru yönelttiğime ise sadece dallarla ayakta duran ağaçlar gördüm. Birkaçının dalları fazla kardan kırılmıştı. Oldukça savunmasız ve güçsüz görünüyorladı. Benim gibi...
Sonra birazdaha incelediğimde ise az ilerde küçük bir kulübe gördüm. Küçük ama oldukça şirindi.
Büyükbabama dönerek;
'O kulübe kimin,oldukça güzelmiş' dedim.Büyük babam ise Brian'a bakarak;
'O Brian'ın'dedi.O hayır olamaz! Bu kadar yakınımda olmamalıydı. Beni çıldırtıyordu. Brian'a baktığımda durumdan oldukça hoşnut görünüyordu. Ona bakarak mavi gözlerimi açtım. O ise elini ağzına yerleştirerek,gizlice gülümsedi. Salak şey !
Büyükbabam ikimizide bakarak gülümsedi;
'Kristen,sen biraz dinlenmeye ne dersin? Hem yerleşmişte olursun' dedi.Ben ise evet dercesine kafa salladım ve büyükbabamın yanağına güzel bir öpücük kondurduktan sonra Brian'la göz göze geldim. Gözleri oldukça sapık şeyleri barındırıyordu ama ilgimi çekmiyordu.
Kısa bir bakıştan sonra elinden bavulumu almaya yeltendim;
'Teşekkür ederim' dedim ve elimi bavulun tutacağına yerleştirdim.Büyükbabam ise çoktan odadan ayrılmıştı.
Tam bavulu alacaktım ki ani bir çekişle beni tekrar soluğuyla baş başa bırakmıştı. Bedenin deki sıcaklık bedenime ulaşmıştı çoktan. Hızlı nefes alış-verişi benide heyecanladıryordu. Alaycı bir gülümsemeden sonra;
'Rica ederim' dedi.
Ben ise bavulumu elinden çekerek yatağıma doğru ilerledim.'Odamdan Çık' bakışımı ilettikten sonra yavaş adımlarla odamdan ayrılmıştı. Neyse ki kapıyı kapatmıştı. Bu kadar zekası olması beni şaşırtmıyor değildi.
Ama varlığı beni heyecanladırmıyor da değildi. Daha doğrusu rahatlığı,bu beni canlandırıyordu gözümde. Kafamı iki yana sallayarak bu aptal düşüncelerden uyandım ve bavulumu düzmeye başladım.
Fazla uzun sürmemişti,kazaklarım,ayakkabılarım,pantolanlarım ve paltolarım yerini almıştı. Ve sıra bendeydi bende yerimi almalıydım. Yavaşça yatağa ilerleyerek,soğuk çarşaf ve yorganlarla kendimi bütünleştirdim.
Oldukça saçma ve yorucu birgüne gözlerimi yummuştum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mühür
WerewolfBitmiş bir hayatı ancak o hayatının katilinden alınmış soğuk bir intikam canladırır. Peki bunu Kristen,hayatını saran onca sırlar arasında ne kadar başarabilecektir? Ya da;sonsuza kadar ona mühürlenmiş bir aşkın yükünü ne kadar kaldırabilcektir? Be...