-29 Aralık Perşembe-
Twilight Sparkle, Pinkie Pie'ın pembeyle donatılmış odasında uyandığında aklına dün geceki pijama partisi aklına geldi.
-Flashback-
"Apple! Apple! Rainbow! Rainbow! "
AppleJack ve Rainbow Dash hiç bitmeyecekmiş gibi devam eden bir bilek güreşi müsabakasına girişmişti. İkisi de birbirini yenemiyordu ve Pinkie Pie kendini yırtarcasına ikisine de tezahürat yapıyordu.
"Beni yenemezsin Rainbow, vazgeç artık."
"Asla."
-Flashback Sonu-
Müsabakanın bitmesi saatler sürmüştü ve dolayısıyla da geç yatmışlardı. Luna ve Twilight geceyi Pinkie'nin evinde geçirmekten pek de şikayetçi değildirler ama yine de Ponyville'i özlemişlerdi. Twilight arkadaşlarının onun bu dünyaya sürüldüğünü öğrendiklerinde ne yaptıklarını merak etti.
"Biraz neşelen Twilight, burada olmaktan memnun değil misin yoksa? Baksana Luna ne kadar da eğleniyor."
Rarity'nin sözleriyle Twilight, Pinkie'nin gıdıklamakta olduğu Luna'ya baktı. Kahkahalara boğulmuştu. Arkadaşının -en azından Twilight onu kendine yakın hissediyordu- bu kadar mutlu olmasına sevinmişti. Luna artık mutlu olmayı hak ediyordu, Nightmare Moon'a dönüştükten sonra asla kendini affedememişti, her gece kendine yaptığı hatayı hatırlatarak kendine işkence ediyordu. Neyse ki sonunda kendini affedebilmişti, ama şimdi de buradalardı. Gerçekten, Luna'nın ne zaman normal bir hayatı olacaktı?
"Hayatım, hala oturuyor musun sen? Hadi giyin artık!"
"Evet Twilight, şu Uyumsuzluk zımbırtılarının kıçını tekmelemek için can atıyorum!"
Twilight, Rainbow Dash'in sözlerine gülmekle yetinerek Rarity'nin ona verdiği siyah pantolon ve lavanta rengi kazağı alarak banyoya doğru ilerledi. Çabucak hazırlandı, arkadaşlarını oyalamak istemiyordu. Pinkie'nin odasına yeniden girdiğinde herkesin de onun gibi hazırlanmış olduğunu gördü.
"İşte Twilight, sırt çantanı senin için hazırladım!"
Twilight yeşil-mor bebek ejderhasının bu dünyada olduğu köpek formuna bakarak mutlulukla gülümsedi. Dün yemekhanede sırt çantasından çıktığında şok olmuştu, zavallı Spikey Wikey ona olan sadakatini her zamanki gibi koruyarak yine peşinden gelmişti.
"Teşekkürler Spike."
Pinkie Pie neşeyle ona sarılarak -daha doğrusu resmen üzerine atlayarak- bağırdı: "ÖYLEYSE HADİ OKULA GİDİP ŞU YILBAŞI BALOSU'NUNUN VE UYUMSUZLUK ELEMENTLERİNİN İŞİNİ BİTİRELİM!"
***
Arkadaşlarının hepsinin bir işi vardı, ayrıca Pinkie, Luna'ya okulu gezdirmek için fazla hevesliydi. Twilight da o ikisini Canterlot Lisesi'yle baş başa bırakmıştı. Kendisi de bir süredir gelmediği okulu biraz dolaşmak istiyordu. Kütüphaneye gidip Spike'ın onun için aldığı kitaplara bakabilirdi. Hem şu Kara Prens Efsanesi'ni de biraz araştırmak istiyordu. Büyük bir hevesle her zamankinden daha tenha olan devasa kütüphaneye girdi. Bilgisayarları bakmadan geçti, kitap okumak için yerleştirilmiş puflara doğru ilerledi. Ancak gördüğü şey bir süre duraksamasına neden oldu. Artemis ve Uyumsuz çocukların grubundaki, hep kenarda köşede takılan lacivert saçlı çocuktu bu.
"Uh... Merhaba?" diyerek yanına oturdu. Çocuk irkilerek okuduğu kitaptan başını kaldırdı. Twilight ise arkadaş edinmeye hevesli bir şekilde elini uzattı. "Ben Twilight Sparkle."
Çocuk bir süre Twilight'a bakıp, elini havada bırakarak yeniden kitabına döndü. "Dusk Shine."
Twilight gözlerini kırpıştırarak çocuğun ne dediğini anlayamamanın verdiği utançla elini indirdi. "Pardon, anlayamadım?"
Lacivert kahkülleri ve beyaz gömleği olan çocuk gözlerini devirdi, Twilight'a bakmaya tenezzül bile etmeden kitabını okumaya devam etti. "Dusk Shine. Adım."
"Oh..." Twilight bir süre duraksayarak çocuğun sohbeti devam ettirmesini bekledi ama çocuk kalın kitabını okumaya devam etti. Sohbeti devam ettirmek umuduyla biraz daha konuşmaya karar verdi: "Arkadaşların neredeler?"
Dusk Shine sonunda başını kitabından kaldırmıştı, ama Twilight onun ateş saçan gözlerini görmeyi beklemiyordu. "Benim. Arkadaşlarım. Yok."
"Tabii ki var!" Twilight onu neşelendirmeye çalıştı, ama bu konuda Pinkie kadar iyi değildi. "Yani... Arkadaşın olmasalardı onlarda aynı masada oturmazdın, değil mi?"
Dusk Shine sonunda kitabını kapatarak Twilight'a döndü. "Bak Bayan-Ben-Mükemmel-Arkadaşlarla-Çevriliyim, herkes senin gibi sosyal bir kelebek olamaz. Bazılarımız arkadaşları tarafından dışlanır. Ve bu da onları arkadaş yapmaz. Kusura bakma ama benim genel olarak yaptığım şey beni aşağılamaya çalışan bir avuç pislikten kaçarak kitap okumak."
Twilight sinir katsayısının arttığını hissederek yumruklarını sıktı. "Bak Bay-Ben-Asosyalim-Ve-Hiç-Arkadaşım-Yok, herkes birileriyle arkadaş olmayı hak eder. Emin ol bende çok asosyal biriydim, sonra Arkadaşlığın Sihri'ni keşfettim! Arkadaş edinmemin kimseyi kurtarmayacağını söylerdim ama kurtarıyor! Bu yüzden bence tabularını yıkıp birkaç arkadaş edin."
Twilight'ın sözleri Dusk Shine'ı etkilemiş olmalıydı ki merak dolu menekşe gözleriyle ona döndü. "Peki nasıl arkadaş edinebilirim Bayan-Arkadaşlık-Sihirdir?"
Twilight tüm iyimserliği ve mutluluğuyla gülümsedi. "Bir tane edindin bile, ben!"
Dusk Shine alayla ve samimiyetle kıkırdadı. "İyi bir başlangıç, değil mi? Yani, benim gibi asosyal bir lama için?"
"Tabii ki! Belki sonunda seni de sosyal bir kelebek yapabiliriz, ne dersin?"
***
"Ve sonra da Discord'u yendiniz, öyle mi? Arkadaşlarının huysuz halleri benim uyuz arkadaşlarım olmayan arkadaşlarıma benziyor."
Twilight kahkaha attı. "Evet, anlatmıştın. Rainbow Blitz ve Butterscotch sana biraz fazla rezil edici bir şaka yapmıştı, öyle değil mi? Gömleğine buz koymuşlardı sanırım?"
Dusk Shine güldü. "Evet, herkesin ortasında gömleğimi çıkarmak zorunda kalmıştım."
Twilight birkaç saniyeliğine beyninin Dusk Shine'ı üstsüz hayal etmesine engel olamadı. Başını iki yana sallayarak düşüncelerinden kurtularak yeniden Dusk Shine'a döndü. "Biliyor musun Dusk Shine, hayatım boyunca edindiğim en iyi arkadaşlarımdan birsin." Uzanıp Dusk Shine'ın yanağına arkadaşça bir öpücük kondurdu. "Ve hep böyle kalmanı istiyorum asosyal lama."
***
A-İ: FEEEEEEEEEEEELLLLLLLLLLLLLLLSSSSSSSSSSSSS
AĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞ
DUSK SHİNE BEBEYİM SENİ NEDEN ÜSTSÜZ HAYAL ETTİĞİMDE GÖRDÜĞÜM ŞEY HOŞUMA GİDİYOR AĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞ
İ: Evvet bölümü Ayşegül yazdı. Saçma bir biçimde ilk başlarda ilhamımız yokken Dusk Shine -Şimdiki yavuklum- gelince delirdik!1! Neyse söz Panda'nın!
A: Evet Dusk Shine bir lama -lanet olası seksi bir lama-. Ayrıca o öpücük de çok arkadaşçaydı. ARKADAŞÇA. FESAT DÜŞÜNCELERİNİZİ UZAKLAŞTIRIN.
Tamam her neyse multimedya'da Bad Romance -yazarken o kadar çok dinledik ki gsjgdasjd- ve Dusk Shine.
Oy ve yorumları unutmayın, bol bol yorum yaparsanız çok memnun oluruz. Adios!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Colors of Rainbow|My Little Pony
Fanfiction"Onlar bizim zıttımız." dedi Twilight Sparkle sakince. "Onlar Uyumsuzluk'u temsil ediyor: Yalancılık, Yalnızlık, Kabalık, Açgözlülük, Negatiflik, Hainlik ve hepsini hem bir araya getiren hem de ayıran şey..." Luna derin bir nefes alarak Twilight'ın...