11/You Little Greedy Asshole

727 71 67
                                    

"Pembe kurdelelere ne dersin?" Rarity tam pembe kurdele rulosuna uzanmışken, Elusive onu durdurdu.

"Hayır. Mavi kurdelelerle kemer yaparsak daha hoş olur."

Rarity onun sözlerini duymasıyla duraksadı. "Ah. Evet. Mavi. Elbette." Hemen yönünü değiştirip mavi kurdele rulosundan uzunca bir parça kopardı.

Elusive bu kızla takılmayı sevmişti. Yılbaşı Balosu için elbiseler tasarlıyorlardı ve Elusive gönüllü olarak Rarity'ye yardımcı olmayı kabul etmişti. Elusive, Rarity'nin hoş tasarımlarını gereksiz yere fazlaca överek ondan istediğini ima eden cümleler kurmuştu ve Rarity hiç uzatmadan kabul etmişti. Şu an çantasında Rarity'nin son koleksiyonunun neredeyse yarısı vardı.

Elusive açgözlü ve kıskanç biriydi, Rarity'nin tam tersi olarak. Elusive bu yüzden Rarity'i sevmişti zaten, nedensiz yere ona birçok şey veriyordu. Elusive'in planı -aslında Artemis'in planıydı ama Elusive kendi ismini kullanmayı seviyordu- Rarity'nin sinir bozucu cömertliğinden kurtulmaktı. Ondan kurtulacaktı ve bu sayede Uyum Elementleri'nden biri daha gitmiş olacaktı. Elbette bunu Artemis için değil, Artemis'in ona vaadettiği ödül için yapıyordu.

"Elusive? Elusive, sence bu nasıl oldu?"

Elusive, Rarity'nin sesiyle düşüncelerinde uyandı. Rarity çan şeklinde eteği olan buz mavisi bir elbiseye lacivert, pullu bir kemer yerleştirmişti. Hoş olmuştu aslında. Ama yine de sade görünüyordu.

"Kemerin kumaşından bir gül yapmaya ne dersin? Elbisenin yakasına yerleştiririz, bu sayede elbisenin sadeliğini azaltmış oluruz."

Rarity, Elusive'in yorumunu dinledikten sona bir süre elbiseyi inceleyerek başını salladı. "Evet, haklısın. Sanırım gidip biraz daha kumaş almaya gitmem gerek." Üzerine çabucak montunu alıp kapıya doğru ilerledi. "Sen burada bekle olur mu, ben hemen dönerim!"

Elusive başıyla onu onaylayarak kapıdan çıkmasını bekledi. Kapının gümbürtülü kapanma sesinin ardından, çevik bir hareketle cebinden telefonunu çıkardı.

***

"Dediğim gibi Blitz, bu biraz zor olacak."

Telefonun diğer ucundan hırıltılı bir iç çekme sesi duyuldu.

"Bak Lucy, o Uyum Elementleri'ni tersine çevirmemiz gerekiyor yoksa Artemis bizi öldürür. Ayrıca, ne kadar zor olursa olsun Cömertlik'ten kurtulmak zorundayız. Emin ol senin durumun beni güzelim patlak kaşımın yanında hiçbir şey değil."

Elusive arkasındaki tezgaha yaslanarak iç geçirdi. "Biliyorum, biliyorum... Ama kız o kadar cömert ki istediğim tasarımlarını sorgusuz sualsiz bana hediye etti. Kızın koleksiyonunun yüzde ellisini çantamda barındırıyorum, bunlar benim ünümü kat kat arttırır."

"Senin sıçtığım ünün umurumda bile değil gerizekalı. Git ve o kızı kendin gibi açgözlü bir pislik yap."

Elusive onun göremeyeceğini bilse de mermer zemine bakarak gözlerini devirdi. "Bu o kadar kolay değil. Rarity ve açgözlülük? Dediğimi duymadın sen heralde, kız o kadar salak ki bana koleksiyonunun yarısını hediye etti. Tasarımları hakkında söylediğim her şeyi benim sözlerime göre yapıyor. Biliyor musun, bana ilgi gösterilmesinden hoşlandım."

Blitz'in sesi bir süre hatta duyulmadı. "Onun ilgisine karşı da açgözlü davrandığını söyleme."

Elusive kıkırdadı. "Gerçekler inkar edilemez."

O sırada, Elusive'in birkaç metre önünden bir gümbürtü duyuldu. Elusive panikle başını kaldırdığında, yere yuvarlanmış kumaş toplarının ortasında duran, yanaklarında gözlerinden rimeliyle birlikte akan gözyaşlarının izi olan bir Rarity'yla göz göze geldi.

"Bana değer verdiğini sanmıştım." diye fısıldadı Rarity bir drama kraliçesi edasıyla. "Benden hoşlandığını bile düşünmüştüm! Ne kadar aptalmışım!"

Elusive ne yapacağını şaşırmıştı. Hiç bir kızın kalbini kırmamıştı ki! Dur biraz, aslında birçok kızın kalbini kırmıştı. Ama hiçbiri bu şekilde tepki vermemişti. Ya da Lucy onlarla yüzleşmek zorunda kalmamıştı, bilmiyordu.

"Rarity ben-"

O sırada dışarıdan gelen bir gümbürtü ikilinin konuşmasını böldü.

***

"Sendin değil mi?! Sendin o!"

Elusive ve Rarity kendi problemlerini unutarak okulun bahçesinden gelen sesle birlikte dışarı fırlamışlardı.

"Sendin o! Ablamı büyüledin sen! Beni sen sürdürttün değil mi? O aptal arkadaşların ve sen benim arkadaşlarımı yenebileceğinizi sanıyorsunuz değil mi?!"

Elusive ortalıkta neler döndüğünü anladığında, elini alnına vurmamak için kendini zor tuttu. Karanlık velet Artemis ve karanlıklar prensesi Bayan-İkinciye-Sürgün-Edilmiş-Luna kavga ediyorlardı. Harika. Gerçekten şu an ihtiyacı olan son şey ölümüne tırstığı çocuğun, düşmanları sayılan prensesle kavga etmesiydi.

"Sanmıyoruz."

Artemis sonunda sessizliğini bozduğunda Elusive 'ne dönüyor burada?' bakışlarıyla Artemis'e baktı.

"Biliyoruz." diyerek tamamladı Artemis sözlerini.

"Şimdi sıçtık."

Elusive yanından gelen sesin kimden geldiğine baktığında, Butterscotch'u gördü. Eh, ilk defa ona hak vermişti. Feci derecede zalim olan bu velet elbette ona da bir şey yapmıştı. Lucy saç kurutma makinesinden çıkan erimiş pamuk şekerleri unutacağını pek sanmıyordu.

"SENİ ADİ ŞEREFSİZ O-" Luna ellerini kollarını sallayarak Artemis'e doğru saldırdığında, Luna'nın arkadaşlarından biri kollarını Luna'nın koltuk altlarından geçirerek prensesin omuzlarını kendi vücuduna yapışırıp onun saldırısını engelledi.

"HEY HEY HEY SAKİN OL KÜP ŞEKER!"

Arkadaşları Luna'yı geriye çekerlerken, Artemis de çarpık bir gülüş fırlattı. "Bırakın da ne kadar rezil biri olduğunu tüm okula göstersin hadi."

Luna havada çırpınan bacaklarını oraya buraya savurarak Applejack'in kollarından kurtulmaya çalıştı. "SENİ GEBERTECEĞİM!"

Artemis yine sessiz ve gizemli çocuk havalarına bürünerek sakinece arkasına döndü ve kalabalığı yararak aheste aheste ilerlemeye başladı. Luna hala debeleniyor, bir şeyler bağırıyordu.

Elusive ise Rarity'yi orada unutarak Artemis'in arkasından ilerlemeye başladı.

***
İ: Bu bölümü Ayşegül yazdı ama yazar notunu ben yazıyorum. Şimdi açıklamak istediğim bir konu var. Artemis' in bölümünde Luna ile karanlığa teslim olduklarını yazmıştık burda ise insanken kavga ediyorlar. Luna Nightmare'e teslim oluyor fakat insan olduğu için etkisi çabuk geçiyor Artemis için de aynısı geçerli. Aslında karanlık Pony versyonlarına hakim neyse umarım açıklayıcı olmuştur.

Oy verip bol bol yorum yaparsanız seviniriz! Adios and Gülü gülü!

Colors of Rainbow|My Little PonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin