-30 Aralık Cuma-
Luna, oturduğu banktan kalkarak etrafı gezmeye başladı. Bir sürü kıyafetler,ayakkabılar,çantalar vesaire vesaire vardı. Sonra o dükkanı gördü. Playstation, Wii ve onlarcası! Koşturarak içeri girdiğinde her yeri didik dikik etti ve kendine söz verdi.
Eğer Equestria'ya geri dönersem ki döneceğim, kesinlikle Tia ile buraya geleceğim.
Moralinin biraz düzelmesiyle hoplaya zıplaya dükkandan çıktı ve markete girdi.
Prens Bebek Bezi
Okuduğu yazıyla kahkaha atarak güldü. Sonra bir anda utançla başını çevirdi. Herkes ona bakıyordu! Ara reyonlara saklandı ve bir süre bekledi. Nihayet müşteriler azaldığında bebek bezini kaptı ve hemen satın aldı. Yılbaşı balosunda hediyeler verildiğinde kendisine Artemis çıkmasa bile bunu ona verecekti.
Kırtasiyeden hediye pakedi aldığında bebek bezini ona yerleştirdi ve Pinkie'nin evine doğru yürümeye başladı. Son sokağa geldiğinde birinin çığlığını duydu, biraz korku ve biraz merakla o tarafa doğru ilerledi.
Artemis yerde uzanıyor ve çırpınıyordu. Derisinin yarısı lacivert olmuş, damarları belirginleşmiş ve gözleri parlamıştı. Bütün sinirine rağmen yanına ilerledi ve çöktü. Ellerini onun yüzüne götürdüğünde Artemis sıkı bir şekilde bileklerinden tuttu.
"Senden nefret ediyorum!"
Kendisine fısıldanan sözlerle gözleri dolduğunda eş zamanlı olarak dudağı da titredi.
"O saçma güven elementinin beni yenebileceğini mi sanıyorsun? Arkadaşlarının bizi Uyum Elementleri'ne döndürmeye çalıştığını bilmediğimi mi sanıyorsun?!"
Luna, Twilight ile geçen akşam konuştuklarının Artemis tarafından bilindiğini öğrendiğinde şokla ona baktı.
"Beni yok edebileceğinizi mi sanıyorsunuz? "
"Bu kadar sinirlendiğine göre yok edebileceğimiz kesinleşti!"
"Beni yok ederseniz Artemis'de benimle gelir."
"Sen zaten Artemis'sin! "
"Artemis mi? Sadece görünüşüm bu. Onun ruhundan her gün bir parça çalıyorum. Neden güvensiz olduğunu sanıyorsun? Bana güvenerek hayatındaki en büyük hatayı yaptı. Şimdi de kimseye güvenmiyor. Beni yok ederseniz sizin önünüzde her gün çürüyecek. Önce hayalleri, sonra umudu, sonra ruhu, en son da bedeni."
Karanlık, Luna'nın gözlerinde gördüğü şaşkınlıktan sonra güldü.
"O aynı senin gibi Luna. Abisi tarafından yüz üstü bırakıldı; sen ise ablan tarafından. Şimdi onlar Uyum Elementi'ne dönseler bile planımı başarısızlığa uğratacağınızı sanıyorsunuz. Ben Equestria'yı karanlığa boğmak istedim. Yalancılığa, zalimliğe, yalnızlığa değil. İstediğiniz kadar doğruyu söyleyin, güven olmadıkça tam bir hiçsiniz! "
Bütün her şey bittiğinde Artemis hızlı hızlı nefes almaya ve kıvranmaya başladı. Burnundan ve ağzından kan geldiğinde Luna hemen onu yüzünden tutup bakışlarını sabitledi.
"Luna sana yemin ederim güveneceğim lütfen yardım et."
Artemis'in fısıltıyla kendisine yalvardığını duyduğunda ağlamamak için gözlerini kırpıştırdı.
"Yardım edeceğim söz!"
Yüzüne doğru heyecanla bağırdığında Artemis sırıttı ve destek alarak oturdu.
"Bak sana ne aldım."
Hediye pakedi içinde bulunan bebek bezini Artemis'e uzattığında onun şok olmasını izledi. İşaret parmağını kendine doğrultup 'Ben mi?' dediğinde kıkırdayarak kafasını salladı.
Artemis heyecanla pakedi açtığında kahkaha atmaya başladı.
"Bu çok güzel!"
Bir an Luna yanlış pakedi alıp Artemis'e verdiğini sandı ama hayır bez oradaydı.
"Neresi güzel senin burada şok olman gerekirdi! "
Artemis ise Luna'nın dediklerine aldırmadı ve onun kulağına fısıldadı.
"Artık küçük prenslerimiz olduğunda kullanırız."
Ve o an Luna'nın yüzünde görülen şok ifadesi gerçekten görülmeye değerdi...
***
İ: Bölümün sonuyla ilgili feels geçirenlere buradan selamlar! Ksnsmdjsmsjs
A: İlayda yine bizi coşturuyor skdjdkdkd Merhaba mütüşlü iyi Artemis dkndmdjd Sana da merhaba şerefsiz Karanlık hdbsns
Neyse, şey... Yorumlarınızla başımızı şişirin pls snsms Adios CoRers!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Colors of Rainbow|My Little Pony
Fanfiction"Onlar bizim zıttımız." dedi Twilight Sparkle sakince. "Onlar Uyumsuzluk'u temsil ediyor: Yalancılık, Yalnızlık, Kabalık, Açgözlülük, Negatiflik, Hainlik ve hepsini hem bir araya getiren hem de ayıran şey..." Luna derin bir nefes alarak Twilight'ın...