3.Bölüm.

150K 4.8K 941
                                    

DÜZENLENDİ ✔

Halfeti'den çıkmışlardı. Sessiz bir şekilde akan gözyaşlarını silen genç kız gözyaşlarının ıslattığı parmaklarına baktı. Bitmişti.. Eski hayatı geride kalmıştı. Yeni bir hayata adım atacaktı ve bu yeni hayatı hiçte kolay geçmeyecekti.
Ne demişti şair? Olmak ya da olmamak.. 

Olmamak istedi Heja. Olmamak daha kolaydı.. Ona göre daha iyiydi.. Çünkü zordu çalınan hayatın ardından yeni bir hayata uyum sağlamak..

Başını kaldırıp etrafa baktı. Kocasının yolu tekrar uzattığını fark etti. Buna anlam veremedi. Bir kaç dakika daha sessizce ilerledikten sonra araba ileri de ki kalabalığın biraz gerisinde durmuştu. Bu durma ile beraber elleri ve ayakları titreyen genç kız ürkekçe bakışlarını genç adama çevirdi.

Barlas ise küçük kızı tekrar uyarmak istemişti. Çünkü bir hata yapmasını istemiyordu. Aynadan küçük kıza baktı. ''Bak Heja şu ileride ki kalabalığı görüyor musun? '' dedi parmağıyla büyük kalabalığı işaret ederken. ''İşte oraya girdiğimiz anda artık gerçek anlamda benim namusum, şerefim, karım olduğunu herkes bilecek. Bu yüzden saygıda kusur etmeyecek, hareketlerine ve konuşmana önem vereceksin. Anladın mı beni?'' dedi sesi sert çıkarken.

Heja bunları biliyordu zaten. Aptal yerine mi koyuyordu bu adam onu? Allah'a şükür Heja bunu ailesinden görmüş ve öğrenmişti. Şimdi bu adamın onu aptal yerine koymasına gerek yoktu. Düşüncelerine dalmış olduğunu fark ettiğinde, Barlas'a cevap vermediğini de fark etmişti. Gözlerini onun yeşil gözlerine dikip başını salladıktan sonra bakışlarını kaçırmıştı.

Araba tekrar hareket ettiğinde o büyük kalabalığa doğru sürmüştü Barlas. Düğün yerine gelen araba ile zılgıt sesleri, alkış sesleri, mutluluk nidaları yükselmişti. Kalabalık onları büyük bir heyecan ve coşku içinde karşılarken Heja hem utanmış hem de kızmıştı. Sanki kendi isteği ile bu eve gelin geliyordu.

Arabadan inen Heja yanına gelen Barlas ile kalabalığı geçmiş ve büyük konağın büyük avlusuna girmişlerdi. Bakışları ile etrafa bakarken hem üzgün hem kırgındı. Yeni bir hayatı olacaktı artık. Yeni bir ailesi olacaktı.. Ve belki de onu hiç bir zaman sevmeyeceksin bir kocası.

Davetliler için eğlenceli geçen düğün ikili için işkence gibiydi. Yan yana oturmalarına rağmen bir kez dönüp birbirlerine bile bakmamışlardı. Fakat Heja daha fazla dayanamayıp bakışlarını yanında olan adama çevirdi. Yüzünü inceleme gereği duymadı. Zaten yakışıklı olduğunu görmüştü ve bunu biliyordu. Fakat adamın derin bakan gözlerini fark ettiğinde aklına gelen düşünce ile irkildi. Ya aşık olduğu başka birisi varsa? Ya sevdiği bir kadın varsa? Ah! Başkasına ait bir adamın karısı olmak istemiyordu! Bunu gerçek anlamda kaldıramazdı! Bunun için hızla bu düşünceyi kafasından atıp bakışlarını çekti.

Gözyaşları bir bir akarken kendine hakim olamadan küçük bir hıçkırık boğazından kaçtı. Şimdi ise yanında ki adam için ağlıyordu. Sevdiği olması ihtimali.. Ses çıkarmamaya özen gösteriyordu fakat elinde değildi. Böyle içli ağlarken susmak..

Barlas ise yanında ağlayan küçük kadını fark ettiğinde bakışlarını ona çevirmiş ve sert çıktığını düşündüğü sesi ile konuşmuştu.

''Kes sesini. Millet yanlış anlayacak! '' diyerek tekrar önüne dönmüştü. Kırdığı kalbi yok sayarak..

Heja burnunu sessiz bir sekilde çekip gözlerini kapattı. Yanında ki adamın ondan nefret ettiğini düşünmeye başlamıştı. Gerçi sevmesini de beklemiyordu ama.. Düşünceleri ona işkence ederken o henüz hiç bir şeyin farkında değildi..

Geç saatlerde biten düğün sonrasında ev halkı tek başına kalmıştı. Utanan Heja gecenin ilerleyen saatlerinde olacak şeyden korkuyordu ve heyecanına engel olamıyordu. Bakışlarını kaldırdığında kayınvalidesinin ona doğru geldiğini gördü. Solgun suratı ifadesiz dururken yanına oturan kadın elini tutmuş ve konuşmaya başlamıştı.

''Du ğerhati malağe. (Sen hoş geldin evine. ) Artık yeni bir annen yeni bir baban var kızım. Sen bu evin ilk Gelinisin. Saygı da kusur etmeyesin. Kocasını sevesin. Başın sıkıştı mı bana söyle. İhtiyacın olursa bir şeye, Bana ya da Sevda'ya gidesin. Bu evde artık senin yerinde var. Bizi yabancı görme. Kocana iyi ol Keçamın. ''

Heja zaten bunların bir benzerini duymuştu. Bunları tekrar tekrar hatırlatmaya gerek yoktu.

''Tamam Daye. (Tamam anne. )'' demişti sadece. Sözleri tükenmiş, yüreği yanmış olarak..

Kayınvalidesi de gittikten sonra tekrar bakışlarını eğmiş ve sessiz durmuştu. Fakat yanında olan hareketlilik ile bakışlarını kaldırmış ve ayağa kalkan kocasına bakmıştı. Ama Barlas ona bakmadan arkasını dönmüş ve yürümüştü.

Barlas gittikten sonra kayınvalidesi tekrar gelmiş ve onu da kocasının arkasından odaya göndermişti.

Titrek adımları ile odaya giren Heja pencere önünde ki adamı görmüştü. Barlas ise onun girdiğini görmüş ve bu yüzden tekrar odadan çıkmıştı. Heja ise yatağın ucuna oturarak oturarak tekrar kaldığı yerden ağlamaya başlamıştı.

Kaç dakika bekledi bilmiyordu. Sonunda odanın kapısı açılıp Barlas odaya girdiğinde derin bir nefes almıştı. Heja'nın beklemediği şey ise Barlas'ın bir anda yanına oturması. Barlas ise derin bir nefes alarak söze girdi.

''Neden benimle evlenmek istedin Heja? '' diye sordu.

Doğru düzgün bir cevabı olmayan genç kız titreyen sesi ile cevap verdi.

''Ben....Ben istemedim. Yani istemiyordum..Ama oldu. Ailem seni tanıyordu. ''

''Sadece bunun için mi? '' demişti Barlas hayretle.

''Ben sadece babama boyun eğdim. Hem belki ilerde beni seve.. ''

Kendine hakim olamayarak içindekini dışarı vurmuştu.

''Seni hiç bir zaman sevmeyeceğim. Bunu aklının ucundan dahi geçirme! Saygı duyacağım ama asla sevmeyeceğim! '' diyerek anında genç kızın sözünü bölmüştü.

Heja ise duydukları ile ölmek istedi. İşte belliydi bu adam başkasını seviyordu. Sessiz kaldı. İçinde kopan fırtınalar ile..

Ayağa kalkan Barlas otoriter sesi ile tekrar konuştu.

''Henüz küçüksün..Bu yüzden sana Dokunmayacağım. '' dedi.

Duydukları ile hızla Barlas'a bakmıştı. Ne yani gerçekten ona dokunmayacak mı? İşte buna gerçekten sevinmişti.

''Fakat....Sende beni sevmeyeceksin. Sadece bu evde yaşayan normal biri olarak kalacaksın. Asla karım olmayacaksın! '' diyerek son bir bakış atıp odadan çıkmıştı.

Barlas ağa büyük sözlerle küçük kalpler kırıyordu ya.... Kalbi kırılmış bir şekilde ayağa kalkan Heja hızla üstünde ki beyaz kefeni çıkarmıştı. Söylenmeyi de ihmal etmiyordu tabi ki..

''Ey yarabbim neydi günahım.. Ne yaptım da böyle bir hayata düştüm.. ''

Ağır bir yük altında kalmıştı genç kız. Sözlerini yitirdiği, anlamı kalmayan hayatı için yaşıyordu. Kocası ona çocuk gözüyle bakmıştı. Bundan daha ağır bir şey olamazdı.. Üstünü değiştiren genç kız yatağa geçmiş sessiz çığlıkları ile ağlamasını sürdürmüştü. Allahtan sabır ve güç dileyerek gözlerini kapattı.

BERDEL. (Düzenleniyor!) (Zor Evlilik Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin