22.Bölüm.

100K 3.8K 443
                                    

Heja geri geri adım atarken Barlas keyifle ona doğru yürüdü. Ah zavallı genç kadın.

"Sabrım kalmadı" diyen Barlas Hejanın elini yakaladı.

''Barlas dur!'' korku ile fısıldadı. Ama genç adam onu duymuyordu bile.

Hejanın üstündeki tişörtü tuttuğu gibi çekti. Sutyen ile kalan genç kadın korku ile kocasına baktı. Ellerini beline koyan Barlas omzuna öpücük kondurdu. Heja rahatlasın diye arada konuşuyordu.

''Heja.. İlk gün sana çok kızmıştım.''

Heja gerilen vücudu ile sadece Barlasa bakıyordu. Elini eteğinin fermuarını getiren kocasına dur demek istedi ama yapamadı. Barlas iç çamaşırları ile kalan karısını çıplak bedenine yasladı. Ardından omzuna öpücük bıraktı. Her bir öpücüğü Hejanın mantıksal yönünü eziyor ve kendini ona teslim ediyordu.

''Seni öğrenmek istiyorum.'' dedi. Ah Heja duymuyordu.

Heja hissettiği sertlik ile küçük bir şekilde inledi. Dudakları hafif Aralık olan küçük kadının gözleri istemsiz kapandı.

Barlas ise ellerini kadının göğüslerine çıkartmış, kendini kaybetmişti.

Daha fazla sabrı kalmayan genç adam Hejayı kendine çevirip hırsla dudaklarına kapandı. Heja ise devreleri yanmış bir şekilde kocasına karşılık verdi. Hejayı kucağına alan genç adam hızla yatağa ilerlemiş ve Heja ile beraber uzanmışti.

''Heja senden hoşlanıyorum'' dedi bir anda.

Anında donan genç kadın duyduğu cümle ile beraber şok olmuştu. Kocası ondan hoşlanıyordu. Ama kendisi hala onu sevmiyordu.

Genç adam istediği cevabı alamayınca yorganı üstüne örtüp Hejanın utanmasıni istememişti. Son kez Hejanın gözlerine bakıp bacak arasında ki yerini almıştı.

~~~~

Sabah erken uyanan genç kadın mutfağa girip kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. Dünün yorgunluğunu hala atamamışti üstünden. Masaya bıraktığı kahvaltılıklar ile beraber tamamlamıştı. Mutfaktan çıkıp odasına doğru ilerlerken kocası da odadan çıktı.

''Kahvaltı hazır!'' dedi tekrar mutfağa girerken.

Kahvaltısını yapan çift akşamki düğün için alış verişe çıkmış ve bütün gün hazırlanmışlardi.

Sonunda aksam olduğunda Barlas ve Heja evden çıkmış arkadaşının yapacağı düğün alanına doğru araba ile yola çıkmışlardı. Heja etrafta ki güzelliklere bakarken Barlas arada ona bakıyor ve iç çekiyordu. Bu akşam zor geçecekti onun için. Sabırlı olmalıydı. Karısının üstündeki mavi elbise onu oldukça güzel ve çekici göstermişti. Derin bir nefes aldı genç adam. Ardından karısına döndü.

''Sakın yanımdan ayrılma Heja!''

Heja kocasına baktı. Sadece baktı.

''Anladın mı!''

Bu defa kafasını salladı.

Tekrar yola dönen genç adam bu gece bir an önce bitsin istiyordu.


Geldikleri otelin önünde duran araba ile Heja büyülü bir şekilde etrafa bakıyordu. Ah istanbul sen ne güzelsin! Dedi içinden. Çok sevmişti burayı.

Elinden tutup onu peşinden sürükleyen kocasına baktı. Sanki sinirlenmiş gibi. Umursamadı. Gecenin karanlığı ışıklandırmalar ile aydınlanmışti.

İçeri giren çift ile bir kaç göz onlara dönmüştü. Utanan Heja başını eğmiş ve etrafa bakmamaya çaba göstermişti. Ayrıca içinde ki kıskançlık duygusu da nereden çıkmıştı böyle. Kaşlarını çattı. Ardından kafasını kaldırdı. Etrafta ki kadınlar oldukça güzeldi. Hele o olmayan kıyafetler içinde daha bir güzellerdi. Kıskançlık ile Barlasa baktı. Genç adam donuk ifadesi ile sadece bir masaya yaklaştı. Arkadaşı henüz ortalıkta yoktu. Etrafta bir sürü tanıdık vardı ve emindi ki herkes Hejayı merak ediyordu. Kimseyle göz göze gelmemeye çalışarak karısına dönen genç adam zaten karısının ona çatılı kaşlar ile baktığını gördü.

''Ne oldu!?'' diye sordu.

''Hiç!'' dedi.

Oturdukları masada oldukça dikkat çekiyorlardi. Ah hele Barlas Altıntaş'ın yakışıklılığı karşısında kadınlar iç çekiyordu.

Masalarına doğru gelen yüz bütün gece kötü geçeceğin habercisi idi.

Aslında bu gece abisinin arkadaşının ve en yakın arkadaşının düğününe gelmişti. Ama onu gördüğünde afallamış ve oldukça mutlu olmuştu. 2 hafta olmuştu onu görmeyeli. Özlemişti. Herşeyini. Dayanamamış onlara doğru ilerlemişti. Pişman olacaktı. Ama kalbine söz getiremiyor du işte.

Her bir adımında onun heyecanını yaşıyordu. Elini kalbine koymuş ve derin bir nefes almıştı. Tam masanın önüne geldiğinde çekingen bir ses ile ''Merhaba!'' demişti.

Heja Barlasa sarılmıştı. Ama duyduğu ses ile gözlerini sonuna kadar açmış ve hızla geri çekilmişti. Bu olamazdı değil mi.? Yüsraya dönen genç kadın nefretle baktı.

Aynı şekilde Barlasta. Nasıl da unuturdu onunda geleceğini. Ah hepsi Hejanın yüzdendi.

''Senin ne işin var burada!? '' Hejanın sesi buz gibi çıkarken yüsra dolu gözler ile ona baktı.

''Ben.. ''

''Yüsra git!'' bu defa Barlas konuştu.

''Özür dilerim Heja!'' ağlamaklı çıkan sesi ile Heja gözlerini kapattı.

Ayağa kalkan Barlas Yüsranin kolunu tutmuş ve fark ettirmeden dışarı doğru sürüklemeye başlamıştı.

Şaşkınlık içinde kalan küçük kadın az önce giden ikiliye baktı. Tamda Barlası affetme eşiğine gelmişken şimdi bu olan.

''Ah aptal kadın!'' diye inledi. Koskoca otel düğün salonunda tek başına kalmıştı. Hiç adil değil. Üstelik yabancıydı o buraya. Gözleri dolarken elleri ile yüzünü kapattı. O sırada gelin ve damat salona girmişti. Bunu yükselen alkış seslerinden anlamak mümkündü.

Kaç dakikadır orada bekliyordu bilmiyordu. Saymadı artık. Zaten Barlasa inanması hataydı. Bir de hoşlanmışmış.!

''Senden bir kez daha nefret ediyorum Altıntaş!''

Yerinden kalkan genç kadın sinirle geldiği kapıya doğru ilerledi. Tabi ki Barlas için dışarı çıkacaktı.

Dışarı çıkan kadın duyduğu sesler ile beraber sol tarafa yöneldi. Sesler yükselirken durup dinledi.

''Anlasana Yüsra!''

''Anlamıyorum. Çünkü seni seviyorum Barlas! ''

''Yüsra....'' dedi bıkkın bir sesle.

''Hejayı seviyorsun! '' dedi.

Heja cevabını bekledi.

Cevap kocaman bir sessizlik.

''Ben dayanamıyorum!''

''Dayan Yüsra. ''

''Seni seviyorum!''

''Bende seviyorum!''

Heja duyduğu şeyle beraber nefessiz kalmış gibi oldu.

Hızla içeri girdi. Barlasın son sözünü duymadan. Ve ondan nefret ederek.

''Bende seviyorum. Bende Hejayı seviyorum. ''

Sınır +75.

Yazım hataları için özür diliyorum.

BERDEL. (Düzenleniyor!) (Zor Evlilik Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin