"Kaan bana olayı iyice anlattı. Asıl senden uzak durmayalım diye düşünüyorum. Yalancısın."
Banktan hızlıca, kalktıp yanıma geldi.
"Bana o piçin dediklerine inandığını söyleme?"
"Evet, inanıyorum." dedim sakince.
"Asel, siktir git! Gözüm görmesin seni! Madem yalancıyım neden buraya geldin? Bir daha yanıma yaklaşmayacağını söylemek için mi? Eğer öyleyse diyorum sana uzak dur benden! Bunu söylerek, Kaan'a inanarak kaybettin zaten! Seni uyarmıştım, canın çok fazla yanacak!" diye bağırıp yanımdan uzaklaştı.
Derdi neydi bunun?
Olayı yanlış anlatan oydu.
Canım neden yanacaktı ki?
Ne saçmalıyordu bu?
Umursama Asel, umursama.
Yavaş hareketlerle sınıfa çıktım.
Zil çalmıştı. Ama hoca hâlâ yoktu.
Yerime geçtiğimde,
"Ne oldu?" dedi Sanem.
"Yok bir şey."
"Solgun görünüyorsun, Asel. Bir şey mi oldu?"
Çınar'la konuşmalarımızı anlattığımda,
"Asel, birini seçmelisin."
"Sanem, buna kafa yoramam şu an. Hem hata yaparım diye korkuyorum."
"Kendine zaman tanı. İkisini de tanıman gerekiyor. Böyle devam edemezsin."
"Söylediği şeyler ağırdı."
"Asel, Çınar'ı umursuyorsun."
"Ne?"
"Çınar'ı seçmelisin. Söylediklerine ağrına gitmiş ve sen bunları takıyorsun. Git ve Çınar'la konuş."
"Sanem, benden uzak dur dedi."
"Onu da seni umursuyor. İlk derste yoktu ve senden önce girdi. Cidden git ve aranızı düzelt."
"Peki ya Kaan?"
"İlk Kaan'la konuşacaksın, sonra Çınar'la."
"İyi ki varsın Sanem"
Dersi toplantı yüzünden boş geçirmiştik.
Sanem'le konuşmak cidden iyi gelmişti.
Sanırım ilk defa böyle bir arkadaşım oluyordu.
Çıkar için sevmeyen.
Dersler bitmişti, okul çıkışıydı ve ben ne Kaan'la ne de Çınar'la konuşmuştum.
Kaan'la en yakın zamanda konuşacaktım.
Ama Çınar bekleyebilirdi. Yine fazla tepki vermesinden korkuyordum. En azından bana olan ya da Kaan'a olan siniri geçmesi lazımdı.
Çınar haklıydı belki, ya da Kaan da haklıydı.
Kafam çok karışıktı.
Sanem'le alışveriş merkezine gelmiştik.
Sanem gördüğü her mağazaya girip hepsinden bir şeyler almıştı.
Ben ise sadece siyah mini üstüme yapışan transparan ve sırt dekolteli bir elbise almıştım.( Nasıl tarif ettim hiç bir bilgim yok dnmdj)
"Sanem, yeter hadi. Acıktım ben."
"Tamam hadi. Benimde alacaklarım bitti zaten." dediğinde gülerek,
"Mağazaları satın aldın bitsin artık." dediğimde o da güldü.
En üst kata çıkıp yemeklerimizi yemeğe başladık.
"Çok yakın olduğun bir arkadaşın var mı?" diye sorduğunda,
"Adı Açelya'ydı. Benimle sırf çıkar için arkadaşlık kuran bir kız. Eski sevgilimi sevdiğini öğrenince bütün arkadaşlığımızı bitirdim."
"Peki ya senin?"
"Benimde bir tane arkadaşım vardı. Adı Simge. Çok iyi anlaşırdık hep beraberdik. Aynı senin arkadaşın gibi çıktı o da. Hani Çınar'ların grubunda Ufuk var ya onunla sevgiliydim. O da sırf o gruptan sevgilisi olsun diye arkadaşlık yaptı benimle."
"Yüzsüzlük." dedim iç çekerek.
Yemeklerimi yemiş üstüne de kahve de içmiştik.
Ona geçmişimden bahsetmiştim.
Daha iyi tanımıştık birbirimizi.
Alışveriş merkezinden çıkınca sahil kenarına gittim.
Aklım hâlâ Çınar'daydı.
Neden bu çocuğu düşünüyorum?
Dedikleri ağrıma gitmişti. Kalbim kırılmıştı.
Ama haklıydı bir yönden.
Önce ona inanıp Kaan'a soğuk davrandım. Sonra da ona 'yalancı' dedim.
Tam bir aptaldım.
Hiç bir şeyi doğru dürüst yapamayan bir aptal.
Ne beklenirdi ki benden?
Telefonum çalınca, düşüncelerimi bir kenara attım.
Annem arıyordu.
"Alo, anne?"
"Nerdesin kızım?"
"Sahildeyim anne."
"Kızım ben bu akşam evde yokum anahtarın var değil mi?"
"Anne anahtar var da, sen ne zamandan beri akşamları çıkar oldun?"
"Önemli bir işim var, Asel. Asıl sen bize ne zaman hesap sorar oldun?"
"Babam öldüğünden beri anne."
"Asel.."
"Anne cidden dağıttın kendini. Sen böyle değildin. Babamın ölmesini mi bekliyordun böyle akılsızca hareket etmek için?"
"Benimle düzgün konuş. Karşında annen var, sınıf arkadaşın değil."
"Peki anne, sen bilirsin." diyerek yüzüne kapattım.
Bunalmıştım resmen.
Hayat boğuyordu beni.
Beni bırakacak zamanı mı buldun baba?
Annem eskisi gibi ilgilenmiyordu. Kesin bir işler karıştıyordu.
Neden böyle yapıyordu ki?
"Neden böyle yapıyorsun anne?" diye fısıldadım denize doğru.
Ne değişti şimdi?
Neden böyle olduk?
Babamın yanından ayrılmazdın akşamları anne. Şimdi neden evde yoksun?