Sanem'le beraber içeriye kuğul kuğul girip, bir masaya geçtik.
Hayatımın en kuğul 5 dakikasıydı.
Diğer zamanlarda kuğul gibi davransam da illa ki bir şey bozuluyordu. Ve boom ben kuğul olamıyordum.
Neyse ki konu bu değil.
Ben etrafı incelerken, Sanem'in yanına Ufuk gelmişti. Şu an karşımda konuşuyorlardı.
"Asel, sen kimle berabersin?" diye sordu Ufuk.
"Kaan bana okula partide beraberiz demişti, ama onu göremiyorum."
"Çınar orada." dedi gözleriyle Çınar'ı gösterek.
"Onunla.."
"Kavgalısınız ve barışmak için bir şans."
"O yüzden gitmelisin" dedi Sanem.
"Bilemiyorum bana çok kızgın. Uzak durmamı söyledi. Ve ben onun yanına gidersem yüzsüz gibi olacağım."
"Kaan'la sevgili misin?" diye sorunca bakışlarım Ufuk'a gitti.
"Hayır, ona sevgili gözüyle bakmıyorum. Bakmam da."
"Ve beni sevmiyor ki?" diye de ekledim.
"Davranışları seviyor diyor ama."
"Bana söylemedi daha. Kesin olmayan bir şey için konuşmayalım lütfen." diyerek konuyu kapattım.
"Çınar?"
"Ne Çınar'ı, Ufuk?"
"Onunla konuşmalısın. Sana ne kadar sinirli olsa da konuşmanı bekliyor."
"Neden o gelip benimle konuşmuyor?" diye sorunca,
"Ona yalancı demişsin, kim konuşması lazım?"
"Off, peki gidiyorum."
Çınar'a baktığımda sigara içiyordu.
Masadan ayrılıp yavaşça ilerlemeye başladım.
Adımlarımı hızlandırıp yanına gittiğimde, Can ve Doruk kalkıp gittiler.
Onlar kalkınca kafasını kaldırıp bana baktı, biraz baktıktan sonra kafasını yine eğdi.
Yanına oturdum.
"Özür dil-."
"Dileme, bunun için geldin değil mi?"
"Kendimi suçlu hissediyorum."
"Hissetme, yalancının tekiyim ben."
"Çınar, lütfen." dediğimde yüzüme gelen saçları eliyle düzeltti.
Sağ elini yanağıma koyup okşadıktan sonra,
"Bu kadar güzel olma, Küçük Hırçın Kedi." dedi.
Elini yavaşça çekince elini tuttum.
Elini hızlıca elimden çekti.
"Çınar, yapma."
"Kaan'la konuştuğunuz her dakika canım yanıyor, farkında mısın?"
"Okulun sürtükleriyle beraberken mi?"
Hafifçe güldü. Sinirdendi bu gülüş.
"Asel, onunla neden konuşuyorsun?"
"Arkadaşım." diyerek cevap verdim hemen.
"Ama o seni öyle görmüyor, bence sende onu öyle görmüyorsun."
"Kaan'ı arkadaşım olarak seviyorum."
"Beni arkadaşın olarak bile sevmiyorsun." dedi iç cekerek.
Ellerini saçların arasına alarak biraz öyle durdu.
"Bu kadar güzel olman bana zarar." dedi.
"Çınar, ne diyorsun?"
"Çok safsın. Çok fazla. Hâlâ anlamadın mı?"
Anlamsızca baktım ona.
Ne cevap verebilirdim?
"Benimle dans eder misin?" diye sorduğunda, elini tutup ayağa kalktım.
Dans edilen yere götürdüğünde, ellerini belime doladı.
Tereddüt etmeden kollarımı boynuna sardım.
Yavaş yavaş dans etmeye başladık.
Gözlerim içine bakıyordu. Tam içine.
Bende gözlerimi ayırmadım.
Aklıma kazımak istercesine baktım.
"Seni öpebilir miyim?"