BÖLÜM YEDİ|| GÖKTUĞ'LA BAŞBAŞA

1.1K 63 21
                                    

BÖLÜM YEDİ|| GÖKTUĞ'LA BAŞBAŞA

Alp ve Buğra'ya yakalanmadan hızlı adımlarla sitenin çıkışına yürürken, telefonumu çıkararak Göktuğ'a bir mesaj attım. Her adımımda içimden geriye koşmak gelse de sakin kalmaya çalışarak derin bir nefes aldım. Kapıdaki güvenlik görevlisine gülümsedikten sonra yol ayrımından sağa döndüm ve sessizce beklemeye başladım.

"İki saat sonra demiştim. Daha yarım saat olmadan beni geri çağırdın!"

Önümde duran arabanın sürücü koltuğundan inmek üzere olan Göktuğ'a kısa bir bakış attım. Hızla kapıyı açarak oturdum ve emniyet kemerimi bağladıktan sonra gülümseyerek gözlerine baktım.

"Nereye gidiyoruz?"

Kaşlarını kaldırıp şaşkın bir ifadeyle bana baktıktan sonra arabayı sürmeye başladı.

"Bu kadar hevesli olman beni şaşırttı."

"Biraz risk almam gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca artık sana güveniyorum."

Bana yavaşça baktıktan sonra gülümseyerek önüne döndü.

"Kararını ne değiştirdi?"

"Mor kutu olabilir. Bulduğum o içten notta olabilir, ya da mavi defterden almayı unuttuğun bir fotoğraf..."

Hafifçe kaşlarını çattığını gördüğümde rahat bir şekilde arkama yaslandım. Tepkisini incelerken göz ucuyla bana baktı ve derin bir nefes aldı.

"Fotoğraf unutmuş olmam imkânsız! Her şeyi aldım..."

"Doğru, almışsın. Ama küçük bir parça kalmış." dedim defteri çantamdan çıkarırken.

Göktuğ arabayı yavaşça kenara çektikten sonra defteri aralayarak sayfayı açtım. Bir süre sayfadaki fotoğrafa baktıktan sonra gülerek başını kaldırdı. Kaşlarımı çatmış bir şekilde onu izlediğimi fark ettiğinde geniş bir kahkaha atarak arabayı tekrar çalıştırdı.

"Buna 'fotoğraf' diyor olman çok komik-"

"Dalga geçme! Sonuçta bir fotoğraftan kalmış..." diye mırıldandım.

Sayfada, bandın altına yapışmış olan küçük parçaya hızla dokunduktan sonra kollarımı bağlayarak arkama yaslandım.

"Fotoğrafları bu kadar merak ediyor olmanı anlıyorum. Gideceğimiz yere vardığımızda sana her şeyi anlatacağım." dedi ciddi bir ifadeyle.

Başımı cama çevirerek kasvetli havaya ve cama yapışan yağmur damlalarına baktım. Hatırlama konusunda çok hevesliydim. Başarabileceğime inancım tamdı ama hemen her şey geri gelsin istiyordum. Sabretmek sözlüğümde olan bir kelime değilmiş gibi gözüküyordu...

"Arka koltukta bir şiir kitabı var. Okumak istersen alabilirsin."

Yavaşça arka koltuğa baktıktan sonra eski kitabı elime aldım. 'Özdemir Asaf' ismini okuduktan sonra kapağı kaldırdım. Kitaplığımda onlarca şiir kitabı vardı ve başka kitaplar görmek gülümsememe sebep oluyordu.

"O kitabı bana sen aldın."

Göktuğ'a sıcak bir gülümseme gönderdikten sonra karton kapağı kaldırarak şiirleri okumaya başladım. Dikkatimi kitaba vermeye çalışsam da, aklımdaki sorular zihnimi bulandırarak bana rahat vermiyordu. Camdan dışarı baktığım sırada, çalan tanıdık melodiyle telefonu elime aldım.

Gökyüzünü GörebilmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin