Gökyüzünü Görebilmek – Özel Bölüm
Göktuğ'dan...
Deniz, huzurla evin içinde koşuştururken bahçede hamağa uzanmış pencerelerden onu izliyor, kendimi gülümsemekten alamıyordum. Tuhaf hüznü silineli yıllar olmuştu. Gözleri korkuyla parlamayı bırakmış hevesle parlamaya başlamıştı. Beni mutlu eden kadını mutlu etmek için elimden gelen her şeyi yapıyordum. Ona karşı olan sevgim uçsuzdu, ona karşı olan hislerimi engellememin bir yolu yoktu. İşte bu yüzden hiçbir zaman arkamı dönüp gidememiştim. Hiçbir zaman güzel denizkızımı ölüme terk edip gidemeyecektim...
Korku dolu günler yaşamıştık. Onu kaybedeceğimi düşündüğüm pek çok an olmuştu. Son nefesini vermek için bana yalvardığı dakikalarda kahrolmuştum. Ama gerçek sevginin aşamayacağı hiçbir şey yoktu.
Deniz kenarındaki kulübeyi de, lüks evi de zihnimde yok etmiş. Deniz'e kurduğum yalancı hayatının parçalarını bir kenara atmıştım. Artık birlikteydik. Ona güzel bir hayat sunmak istiyordum, mutlu olmasını ve mutluluğunu benimle paylaşmasını sahip olduğum her şeyden çok istiyordum.
"Ne düşünüyorsun öyle?"
Yavaş adımlarla bana yaklaşan Deniz, hiç acele etmeden oturduğum hamakta yanıma uzandı. Başını omzuma yaslarken huzurla gözlerini kapattığını gördüm. Saçlarını ensesine kadar kısacık kestirdiğinden bu yana uzun zaman geçmişti. Ama saçları yine de eskisi kadar uzamamıştı, omzunun biraz altında narince kıvrılıyordu. Her hâliyle güzeldi. Her hâliyle onu severdim.
"Bu akşam ne yapsak diye düşünüyordum," dedim. Yalandı. Ama ona eskiyi anımsatacak her şeyi kenara atıyordum.
"Birlikte yemek yaparız," dedi heyecanlı bakışlarını gözlerime dikerek. "Sonra içecek bir şeyler alıp sahile ineriz, çok güzel olur."
Onay beklercesine güzel bakışlarını yüzümde gezdiriyordu. Parmakları alnıma dökülen saçları okşarken gülümsedim. Bu onun galibiyetiydi, çünkü istediği hiçbir şeye karşı koyamadığımı biliyordu. O da gülümsedi.
Yılbaşından bu yana mutluyduk. Küçük yılbaşı ağacımızı rengârenk süsleyip altına birkaç hediye bırakmıştık. Deniz, bana koskocaman bir hediye paketini dolduracak kadar kazak almıştı. Benim hediyemse, onunkinin aksine minicikti. Avuç içi kadar kutuyu merakla açmadan önce bana bakmıştı. Çünkü hâlihazırda kabul ettiği bir evlilik teklifim vardı, ona tekrardan benimle evlenip evlenmeyeceğini sormak için geç kalmıştım çünkü çoktan evlenmiştik. Minik kutuyu açtığında karşısındaki anahtara bakakalmıştı. İşte o anahtar, şu anda yaşadığımız sahil kentindeki güzel evimizin anahtarıydı. Her şeyin güzel olduğu bir diyara açılan kapıyı kilitleyen anahtardı.
"Seni seviyorum gökyüzü," dedi dudakları yanağıma masum bir öpücük bırakırken.
"Seni seviyorum denizkızı," dedim. Dudaklarım onun masumiyetinin ardından, dudaklarına kapandı.
Selamlar selamlar! Gökyüzünü Görebilmek hepinizin çok sevdiği bir hikayeydi biliyorum. Sonu da hiçbir zaman içime sinmemişti ama nedense bir şeyler eklemek içimden de gelmiyordu... Sonrasında dün sevgili Eda, çok yakın arkadaşı olan Nazlı'nın doğum günü olduğunu bana söyledi ve onunla birlikte Nazlı'ya küçük bir hediye hazırlamak istedik. İkisi de Gökyüzünü Görebilmek'i çok sevdiği için gelecekten gelen bu bölümü onlara hediye ediyorum. Eda, iyi ki varsın güzelim. Ve Nazlı, iyi ki doğdun; hep mutlu ol! Karşına çıkan insanlar seni güzel yolculuklara çıkaracak temiz insanlar olsunlar ve kalbin hep sevgiyle dolsun. İyi ki birlikteyiz! ❤😍🎉 Bu hikayede tekrar bir araya gelemeyecek de olsak, hepinizi son hikâyeme; Beni Yaz'a bekliyorum. Kendinize güzel bakın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünü Görebilmek
RomanceKapı tıklatılmadan açıldığında, gözlerimi pencereden ayırdım. "Rahatsız etmiyorum ya?" İçeri giren adama bir süre baktıktan sonra kaşlarımı çatarak yerimde yavaşça doğruldum. "Dışarı çıkın, lütfen." Adam içtenlikle gülümserken, küçük adıml...