BÖLÜM 12|| İHANET

814 43 24
                                    

*Göktuğ

BÖLÜM 12|| İHANET

Dakikalar önce uyanmış olmama rağmen, yerimden kımıldamadan gökyüzünü izlemeye devam ettim. Duvardaki saat, minik takırtılarla hareket ederken içimden bir ses kötü bir gün yaşayacağımı söylüyordu. Kaşlarımı çatarak yerimde doğrulduktan sonra arkama yaslandım. Gözlerimi kapatarak, kuş seslerinin kulağıma dolmasına müsaade ettim. Aralık pencere, soğuk rüzgârlarla beni titretirken yorgana sarılarak gülümsedim.

"Deniz, müsait misin?"

Göktuğ'un sesi kapının ardından bana ulaştıktan bir süre sonra kapı yavaşça açıldı.

"Deniz, burası buz gibi!"

Gözlerimi aralayarak, hızla pencereye yönelen Göktuğ'a baktım. Seri hareketlerle pencereyi kapattıktan sonra yanıma geldi.

"İyi misin?"

Alaycı bir ifadeyle ona gülümsedikten sonra tekrar gözlerimi kapattım.

"Deniz, yapma böyle..."

"Neden?" diye mırıldandım yavaşça.

Yanıma uzandığını hissettiğimde gözlerimi tekrardan açarak ona döndüm.

"Bana yalan söylediğinizi anlayabiliyorum. Ama artık buna tahammül edebileceğime emin değilim..." diye ekledim.

"Bazı şeyler, öğrenmeye değmez..."

Gözlerini gökyüzünden ayırmadan ciddi bir sesle konuşmaya başladığında, dikkatle onu izledim.

"İnsanlar yaşadıkları kötü şeyleri unutmak isterler. Utançlarından kurtulmak için çaba gösterirler... Sen yaşadığın onca kötü olayı unuttun. Hatırlamanı istemiyorum..."

Verebileceğim hiçbir cevap yoktu. Haklı olduğunu biliyordum. Benim için daima en iyisini istediğini de, her şeyi yapabileceğini de biliyordum...

"Saçların uçuşurdu rüzgârdan. Yanında seni seyrederdim. Güneş yakardı, deniz yanardı. Sen konuşurdun, dinlerdim."

Tanıdık dizeleri yavaşça tekrarlarken, nazikçe elimi tutarak bana döndü.

"Gülerdin... Düşünürdün... Susardın, benimle el ele yürürdün. Yol biterdi. Görmezdim seni... Zaman yıl yıl geçerdi. Uzaktan, çok uzaklardan, seni seyrederdim."

Ben gülümserken, derin bir nefes alarak başını çevirdi. Gözleri tekrar uçsuz gökyüzünü bulduğunda, elini biraz sıkarak başımı omzuma koydum.

"Seni uzaklardan seyretmek istemiyorum, Deniz. Sensiz geçen yıllar da istemiyorum..."

Karmaşık düşüncelerini dışa vururken hayranlıkla ona baktım.

"Beni uzaklardan izlemeni istemiyorum, Göktuğ. Yanımda olmanı istiyorum... Rüzgâr saçlarımı savururken, izlediğin kişi olmak istiyorum."

Gözlerime, gökyüzü kadar derin bir ifadeyle bakmaya başladığında ürperdim. Bana karşı hissettiği onca güzel duygu ruhumu okşarken gülümseyerek dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.

"Seni seviyorum..." diye mırıldandım yavaşça.

Büyüleyici bir şekilde gülümsedikten sonra yataktan kalkarak kapıya yöneldi.

Gökyüzünü GörebilmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin