BÖLÜM 15|| YAŞANILANLAR

779 39 18
                                    

BÖLÜM 15|| YAŞANILANLAR

Mart 2015||

Göktuğ konuşulan, tartışılan onca sözün ardından gülümseyerek bana bakarken kaşlarımı çattım. Başımı dizlerinden kaldırdıktan sonra gözümde biriken yaşları elimin tersiyle sildim. İçimde mahcup olduğumu, utandığımı ve kaçmak istediğimi bağırarak bana tekrarlayan birisi varken bir şeyler söylemek çok zordu.

"Göktuğ, bunu nasıl yapabiliyorsun?" dedim utançla ona bakarken.

"Neyi nasıl yapıyorum?"

"Beni nasıl affedip, onca olandan sonra yanımda olmaya devam edebiliyorsun? Kaza olduğu için mi? Bana acıdığın için mi yanımdasın?"

Oturduğum yerden kalkıp uçurumdan uzaklaştım. Bazı şeyler zihnimde daha da netleşmiş, birçok anı geri dönmüştü. Ve bunca olayın arasında, bana kendimi kötü hissettiren, Göktuğ'un yanımda olmasıydı. Neden hâlâ benimle olduğunu bilememek canımı sıkıyordu...

"Böyle düşünmeni istemiyorum, Deniz. Sana acıdığım için burada değilim. Seni sevdiğim için buradayım." dedi yanıma gelerek.

"Sana ihanet ettim! Bu da yetmezmiş gibi Alp'le barışman için seni zorladım! Aptalın tekiyim..."

Gülümseyerek söylediklerimi dinledikten sonra bana biraz daha yaklaşarak ellerimi tuttu. Göz hizama eğildikten sonra sanki büyük bir sır verecekmiş gibi küçük harflerle konuşmaya başladı.

"Senin bu tepkini izlemek gerçekten eğlenceliydi. Ama bilmen gereken bir şey var. Alp ve sen-"

"Hayır! Lütfen, bir şey söyleme. Zaten Alp'i tekrar görmek istemiyorum! Sarhoş olmamı umursamadan dediklerimi ciddiye alması ve-"

Eliyle dudaklarımı kapattıktan sonra mahcup bakışlarımı üzerine çekerek tekrar mükemmel gülüşünü bana sundu.

"Alp öyle birisi değil. Tamam, onu çok sevmiyor olabilirim ama bunun sebebi bambaşka. Başka bir şey düşünme..."

Meraklı bakışlarla dediklerini anlamaya çalışırken kaşlarımı çattım. Söylemek istedikleri bana hiçbir anlam ifade etmiyordu. Yalnızca kafamın karışmasına sebep oluyordu.

"O akşam, Alp'le aranda bir şey olmamış." dedi sıcak bir gülümsemeyle.

Şaşkınlıkla ona bakarken söyleyebileceğim tüm kelimeler, heyecandan boğazıma dizilmişti. Ne tepki vereceğimi dâhi bilmiyordum...

"Ne demek bir şey olmamış?" diye mırıldandım yavaşça.

"Alp senin sarhoş olduğunu fark edince, biraz sohbet edip seni yatağına bırakmış. Hepsi bu! Ortada ihanet falan yok..."

Şaşkınlıkla gülümserken, içimde derin bir huzur hissediyordum. Gülümseyerek Göktuğ'un dudaklarına uzandıktan sonra uzun bir süre sessizce ona sarıldım. Birçok olayın çözülmesinin verdiği mutluluk, beni tuhaf bir heyecana sürüklerken, Göktuğ'un elini tuttum.

"Olaylar artık çözüldüğüne göre, evimden kovmam gereken bir Hilal var." diye mırıldandım alayla.

Göktuğ söylediklerimi gülümseyerek onayladıktan sonra arabanın kapısını benim için açıp, eve doğru sürmeye başladı. Yol dakikalar içerisinde tamamlandığında, büyük bir zevkle arabadan inerek kapıyı çaldım.

"Hoş geldin, Deniz'im."

Buğra'ya gülümseyerek selam verdikten sonra yavaş adımlarla oturma odasına geçtim. Merakla bana bakan Alp'e ve karşısında huysuzca kıpırdanan Hilal'e çok kısa bir bakış attıktan sonra hafifçe öksürdüm.

"Bu kadar fazla yalan söyleyip bizi kullanmış olman gerçekten etkileyici..." dedim Hilal'e küçümseyen bakışlar atarken.

Hiçbir şey söylemeden bana bakmaya başladığında derin bir nefes aldım. Hayatımı tekrardan mahvetmek için çaba göstermesi beni yeterince sinirlendirmişti. Yaptıkları ve yapacaklarının sınırı yok gibi gözüküyordu. Ve bizimle bir dakika dâhi birlikte olmaya hakkı olmadığını gayet iyi biliyordum.

Yavaşça yanına yaklaştım ve hırkasının yakasını sıkıca kavrayarak onu ayağa kaldırdım. Elimden kurtulmak için tepki vermesine rağmen sertçe saçlarını tutarak onu kapıya kadar sürükledim. Buğra büyük bir zevkle kapıyı açtığında onu sertçe dışarı ittim ve meraklı insanları umursamadan, yüzüne sert bir tokat attım. Verdiğim tepkinin şokuyla bana bakarken çoktan gözleri dolmuştu.

"Hak ettiğin tek şey, insanların sana küçümseyerek bakması! Bir daha sakın buraya adımını atayım deme, Hilal."

Askıdan aldığım çantayı yere fırlattıktan sonra kapıyı sertçe çarparak arkamı döndüm.

"Tebrik ederim."

Buğra gülümseyerek elimi sıktığında hâlâ, adrenalinin etkisiyle derin nefesler alıyordum. Saniyeler içinde sakinleştiğimde kapıya yaslanan Alp'e ve merdivende beni izleyen Göktuğ'a gülümseyerek baktım.

"Benim için bu kadar uğraşmış olmanız, harika bir his. Bir şeyleri hatırlamam adına sürekli benim yanımda olduğunuz için teşekkür ederim. Birçok şey çözüldüğüne göre, kalan kötü olayları hatırlamamak adına daha fazla çaba sarf etmemeniz daha iyi olacak..." dedim bakışlarımı her birinin yüzünde gezdirirken.

"Sen nasıl istersen, denizkızı..."

Yanıma gelen Göktuğ'a gülümseyerek teşekkür ettikten sonra Alp'e baktım. Ona karşı kendimi mahcup hissediyordum. Sarhoşken ona neler söylediğimden bihaberdim. Ama yine de utanmam gereken davranışlarda bulunmuştum.

"Alp... O akşam tam olarak ne olduğunu hatırlayamıyorum ama-"

"Emin ol hatırlamak istemezsin! Yarım saat sohbet ettik ve sonra kusmaya başladın. Bütün gecem kusmuk temizlemekle geçti."

Alp'in söyledikleri üzerine Göktuğ ve Buğra kahkahalarla gülerken ben yalnızca küçük bir gülümsemeyle ona sarıldım. Etrafımda bu üç adam varken gereğinden fazla huzurluydum. Mutlu olmam için ve gülümsemem için her şeyi yapıyorlardı. Ve bende onlar için her şeyi yapmaya hazırdım. Her ne olursa olsun...

"Şu akşam yemeği olayını artık yapalım diyorum... Saat altı size uyar mı?"

Alp'in sözlerini hepimiz onayladıktan sonra hepsi bana sıkıca sarılarak evlerine döndü. Ve tekrar bu koca evde yalnız kaldığımda merdivenleri yavaşça çıkarak odama girdim. Kapım kırılmış, birkaç kitap raftan düşmüş ve odam dağılmıştı. Yavaşça eğilerek yerdeki kitapları aldıktan sonra yatağıma oturdum. Elimdeki şiir kitaplarına kısaca göz gezdirdikten sonra bir süre kitapları dizerek zaman harcadım.

Zaman ne kadar çabuk geçerse geçsin, bazı olaylar size her şeyi durdurma yetkisi veriyordu. O anlarda başka hiçbir şeyi düşünmemek adına yoğun bir savaş veriyor ama yine de kaybediyordunuz. Ben savaşmayı bırakalı, çok uzun zaman olmuştu. Bundan sonra tekrar hiçbir şey için savaşmama gerek kalmamasını umut ediyordum. Yakaladığım mükemmel düzen içinde, ailem dediğim insanlarla yaşamıma devam etmek istiyordum yalnızca...


Hepinize merhabalar *-*

Öncelikle okuduğunuz ve bu zamana kadar yorum yaptığınız için hepinize tek tek teşekkür etmek istiyorum. Şu sıralar 'Gökyüzünü Görebilmek' kurgusu nerelere gider pek kestiremiyorum ve işler çok karışmadan birkaç bölüm içinde final gelebileceğini size haber vermek istedim. Her an her şey olabilir yani...

Her neyse bölüm biraz kısaydı ama olayları yavaşça yerine oturttuk artık. Küçük bir duyuru yapmak istiyorum, zaten okuyucularım sağ olsunlar, bütün hikayelerimi okuyor ama bakmayan varsa yeni yayınladığım kısa hikayem 'Kirli Ruh'a bakarlarsa çok mutlu olurum *-*

Hepinize teşekkürler, lütfen küçük bir yorum eklemeyi unutmayın. Kendinize iyi bakın.


1- Hikaye gidişatı hakkında düşünceleriniz neler?

2- Karakterler arasında neler olmasını isterdiniz?


Gökyüzünü GörebilmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin