multimedia: Deniz
BÖLÜM 11|| TAKİP
Telefon konuşmasının ardından koltukta oturmuş, dikkatimizi televizyona vermeye çalışıyorduk. Gergin bir şekilde Alp'i beklerken, kapı büyük bir gürültüyle çalınmaya başladı. Derin bir nefes aldıktan sonra Hilal'i rahatlatmak adına, ona sıcak bir gülümseme göndermeyi denedim.
Yavaş adımlarla ve biraz Alp'in tepkisinden korkarak kapıyı açtığımda, tam da beklediğim tarzda bir görüntüyle karşı karşıya kalmıştım. Kaşları çatılmış Alp ve onu sakinleştirmek adına sürekli konuşan Buğra... İkisi de beni umursamadan içeri geçtiklerinde, peşlerinden hızlı adımlarla ilerledim.
"Kalk!"
Hilal'i sertçe oturduğu yerden çektiğinde, şaşkınlıkla Alp'e baktım. Ondan hiçte beklemeyeceğim tarzda, kaba bir hareketle karşı karşıya kalmam beni oldukça şaşırtmıştı. Ağlamaya başlayan Hilal'i umursamadan merdivenlere yönelttiğinde kaşlarımı çattım.
"Alp ne yapıyorsun?" diye bağırdığımda Buğra yavaşça beni yanına çekti.
"Bari sen sakin ol, Deniz'im."
Üst kattan kapının sertçe kapandığını duyduğumda, Buğra'dan uzaklaşarak hızla merdivenleri çıktım. Kilitli kapıya birkaç kez vurduktan sonra Alp'in inadına karşı gelemeyeceğimi fark ederek onları dinlemeye başladım.
"NE YAPTIĞINI SANIYORSUN?"
Kapının ardından gelen yüksek ses beni bile ürkütürken, bir şeyler yapması için Buğra'ya baktım.
"Alp, yemin ederim yalan söylemiyorum..."
Hilal'in ağlamaklı sesi kulaklarıma dolduğunda tekrar kapıya sertçe vurdum.
"Buğra bir şeyler yap!" diye bağırdım içerideki sesleri bastırmak adına.
"Deniz, ne olduğuna emin olmadan bir şey yapamam! Hilal'i tanımıyorsun!"
Buğra'nın söylediklerine karşı bir süre sessizce ona baktıktan sonra yerimden kalkarak hızla oturma odasına indim. Sehpada bıraktığım telefonumu alarak, Göktuğ'u aradım. Yardım edebilecek en mantıklı insanın o olduğuna inanıyordum.
"Denizkızı, nasılsın?"
"Göktuğ, hemen bize gel! Hilal burada ve-"
"Hilal'in orada ne işi var? Geliyorum, dikkat et!"
Şaşkınlıkla kelimeler ağzıma tıkılırken, ne düşüneceğimi şaşırmıştım. Hilal ne tarz bir kötülük yapıp, insanları bu denli temkinli hareket etmeye itmiş olabilirdi ki? O an için cevabını en merak ettiğim soru buydu...
Yüzüme kapanan telefonu koltuğa attıktan sonra hızla üst kata çıktım. İçeriden gelen seslerin kesildiğini fark ettiğimde, hissettiğim derin korkuyla kapıya vurdum.
"ALP, KAPIYI AÇ!"
Sonunda kapı içeriden açıldığında, gözleri kızarmış bir şekilde yerde oturan Hilal'in yanına koştum.
"İyi misin?" diye mırıldandım yavaşça.
Başını olumlu anlamda salladığında ona sıkıca sarılarak kalkmasına yardım ettim. Alp onaylamaz bir tavırla başını salladığında kaşlarımı çatarak ona baktım ve Hilal'in odadan çıkmasını izledikten sonra birkaç küçük adımla Alp'e yaklaştım.
"Benim evimde, hareketlerine dikkat et Alp!"
Kendini beğenmiş bir gülümsemeyle başını salladığında bakışlarımı kaçırarak, peşinden merdivenlere yöneldim. Hilal'in yanına gitmek üzereyken, kapının sertçe çalınmasıyla Alp'e döndüm. Ciddi bir ifadeyle kapıya yöneldiğinde kimin geldiğini görmek için yanına yaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünü Görebilmek
RomanceKapı tıklatılmadan açıldığında, gözlerimi pencereden ayırdım. "Rahatsız etmiyorum ya?" İçeri giren adama bir süre baktıktan sonra kaşlarımı çatarak yerimde yavaşça doğruldum. "Dışarı çıkın, lütfen." Adam içtenlikle gülümserken, küçük adıml...