BÖLÜM 10|| SALDIRI

848 51 17
                                    

*multimedia Göktuğ Tunç

BÖLÜM 10|| SALDIRI

Göktuğ hariç herkes etrafta yılanı ararken, rahat koltukta bacaklarımı kendime çekmiş bir şekilde bekliyordum. Banu Hanım'ın söylediğine göre, yılanlardan bir tanesi fanustan çıkmıştı. Göz ucuyla bahçeye baktığım sırada, camın dışında gördüğüm hareketlilikle Göktuğ'a yaklaştım. Hızlı hareketlerle sürünen yılanı görmemle çığlık atmam bir olmuştu.

"Bahçede!"

Banu Hanım koşarak bahçeye çıktığı sırada, Göktuğ verdiğim tepkiye gülmekle meşguldü. Banu Hanım'ın dışarıdaki uğraşını izlemekten vazgeçip, karşıdaki televizyona odaklanmaya çalıştım. Dakikalar sonra yanımıza geldiğinde her şeyi düzelttiğini vurgulayarak karşımıza geçti. Yılanın fanusa konmasıyla, ayaklarımı yere indirerek doğruldum.

"Göktuğ, gitmek istiyorum!" dedim çantamı elime alarak.

Kalkmak üzereyken beni yanına tekrardan çekti ve gülümseyerek kulağıma eğildi.

"Saçmalama, lütfen. Banu Hanım her şeyin yolunda olduğunu söyledi ya!"

Sinirle gözlerine baktıktan sonra tekrardan kalkmak için çaba sarf ettim. Tabi, beni sıkıca tutan kolu buna müsaade etmedi.

"Lütfen, Deniz! Bana güvendiğini biliyorum. Biraz daha sabret..."

Göktuğ'un ısrarına karşı sert bir bakış atarak arkama yaslandım. Bizi izleyen Banu Hanım, konuşmamızın bittiğini gördüğünde, yavaşça uzanarak Göktuğ'un fincanını aldı.

"Aklının ne kadar karışık olduğunu tahmin etmek zor değil..." dedi kaşlarını çatarak.

Elindeki fincanı birkaç farklı yönde inceledikten sonra Göktuğ'a küçük bir bakış atarak gülümsedi.

"Ama bunları alt etmekte zorlanmayacak gibisin... Güçlü olduğunu biliyorum. Ama burada dikkat etmen gereken birisi var. Bir kadın..."

Kaşlarımı hafifçe kaldırarak, Göktuğ'a baktım. O da bilmiş bir ifadeyle beni süzdükten sonra falcıya döndü.

"Ama bunların hepsinin yanı sıra bahsetmemiz gereken asıl konuya gelelim. İkinci kez âşık olacak gibi gözüküyorsun. Aynı kişiye, daha kuvvetli bir şekilde..."

Hiç de şaşırmadığımı belli etmek isterce, ukala bir gülüş takınarak yerimden doğruldum. Kadın tek kaşını kaldırmış bir şekilde bana bakarken, duruşumu bozmadan Göktuğ'a baktım.

"Bunları tahmin etmek zor değil gibi..." dedim gülmeye devam ederken.

Kadın söylediklerimi önemsemeden, fincanımı alarak Göktuğ'a uzattı.

"Deniz'in falına senin bakmanı istiyorum."

Gülümseyerek arkama yaslandıktan sonra Göktuğ'u inceledim. Elindeki kahve fincanı ve tuhaf yüz ifadesiyle inanılmaz komik gözüküyordu. Kendimi tutamayarak küçük bir kahkaha attıktan sonra ciddi olmaya çalışarak söylediklerini dinledim.

"Burada pek bir şey göremiyorum... Ama yanında sürekli duran bir adam var. Esmer ve uzun boylu... Sanırım adı Alp. Ondan uzak durmalısın... İtici bir herife benziyor."

Keyifle onu dinlerken gülümsemeden edemiyordum.

"Birisi daha var. Sanırım sarışın..." dedi bana göz kırparak ve ekledi, "Yakın zamanda ona âşık olacak gibisin..."

Bu söyledikleri bende bir şeyler çağrıştırmaya başladığında gülümsedim ve gözlerimi kapattım. Buraya ilk gelişimizi az da olsa anımsayabiliyordum. Banu Hanım'la tanışmamızı, falları... Gözlerimi yavaşça aralayarak Göktuğ'a baktıktan sonra ona sıkıca sarıldım.

Gökyüzünü GörebilmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin