Mistakes | 13.Bölüm

42 6 0
                                    

ⓜⓘⓢⓣⓐⓚⓔⓢ |13.Bölüm

Kapıdan çıkışını izledim. Gerçekten gitmesini istememiştim. Biraz yanlız kalmak iyi gelir sanmıştım ama Justin odayı terkettiği an pişman olmuştum bile. Onu gerçekten kırmıştım. Kırılmalta haklıydı da. Gidip gönlünü almalıydım. Justin'e olan sevgim hiç değişmemişti. Onun olmak istiyordum ve bunu ona da göstermem gerektiğinin farkındaydım.

Justin'in peşinden üstümü giyinip okula gittim. Derd başlamıştı. Herkes sınıflara girmişti. Bay Smith'in çoktan derse girmiş olacağını düşünerek bütün hızımla sınıfa gittim ama gelmemişti. Herkes kendi halindeydi. Bu fırsattan yararlanıp Justin'le konuşabileceğimi düşünmüştüm ama onu Meda'yla beraber görünce içimdeki bütün sevgi ve pişmanlık uçup gitmişti. Yerini ise öfke ve nefrete bırakmıştı. Gözümün yaşla dolmasına engel olamamıştım.

Justin beni farkedince kısa bir süre bana öylece baktı. Hiçbir şey söylemeden. Sonra Meda'yla konuşmaya devam etti. İnadına yapıyordu. Sırf beni kıskandırmak için Meda'yı kullanıyordu. Kendimi ne kadar kötü hissetsem de, okula dönüşümün ilk gününde bir de bununla başa çıkmak zorunda olduğum için ne kadar hıçkıra hıçkıra ağlamak istesem de yapmayacaktım. Justin'e istediği şeyi vermeyecektim. Güçlü duracaktım.

Kendimi toparlayıp tek başına oturan Zac'in yanına gittim. Beni görünce rahatlamış gibi derince iç çekti. "İyi misin? Seni merak ettim." dedi yerinden doğrularak.
"İyiyim." dedim. Zac gülümsemekle yetinince ben devam ettim: "Sana hak etmediğin şeyler söyledim. Kaba davrandım. Beni affedebilir misin?"
"Çoktan affettim." diyip sıkıca sarıldı bana. Justin'in gözlerini üzerimde hissedebiliyordum. Meda'yla yan yana olduğu aklıma geldikçe daha çok sinirleniyordum ve sinirlendikçe Zac'e daha çok sokuluyordum. Bir an duraksayıp geri çekildim. Ben de Justin'in yaptığını yapıyordum. Zac'i kullanıyordum. O bunu hak etmiyordu.

"Sonra görüşürüz." dedikten sonra sınıftan çıkmak için kapıya yönelmiştim. Zac elimi tutup "Bir şey mi oldu?" diye sordu. Hareketlerimdeki anlık değişiklik ve tutarsızlığı farketmişti. Elimi hala tutarken devam etti: "Yanlış bir şey mi yaptım?"
"Hayır, sen bir şey yapmadın." diyip içini rahatlatmak için samimi bir gülümseme yerleştirdim suratıma.

Justin'in hışımla kalktığı sandalyenin sesi kulağımı turmalamıştı. Hızla bize doğru yaklaşıyordu. Yanımıza vardığında hala Zac'ke el eleydik. Zac'e bağırmaya başladı: "Sen canına mı susadın? Bırak kızın elini!"

Zac'ten ayrılıp Justin'i var gücümle itekledim. En fazla tökezlemesini sağlayabilmiştim. "Bu seni zerre kadar ilgilendirmez Justin."
"İlgilendirir! Sen benims-..."
"Sevgilin seni bekliyor sanırım." diye kestim sözünü kafamla Meda'yı işaret ederken. Justin neyi kastettiğimi anlayınca açıklama yapmak için hazırlandı ama ona fırsat vermeden sınıftan çıktım.

Benim yanımdan ayrılır ayrılmaz soluğu Meda'nın yanında alıp sonra da beni Zac'ten kıskanıp sınıfın ortasında tatsızlık çıkarıyordu. Bütün bunları yapmaya hakkı yoktu.

Koridorda hızla yürürken peşimden gelen Justin'in ve onun arkasıdan gelen Zac'in ayak seslerini duyabiliyordum. Onlar bana yaklaştıkça ben aradaki mesafeyi açmak için adımlarımı hızlandırıyordum. Sonunda koşmaya başlamıştım. Kafam o kadar dağınıktı ki karşıma çıkan çocuğu çarpışıp ikimiz de yere serilene kadar fark edememiştim. Benim çantam, çocuğun kitapları her şey yere dağılmıştı. Özür dileyip aceleyle çocuğun kitaplarını toparlamaya başladım. O hiç aldırış etmemişti. Kitaplarını toplamak yerine birkaç saniye öylece dikildikten sonra kolumdan tutup beni yavaşça yerden kaldırdı.
"Nick?"
"Artemis." Sıkıca sarıldı bana. Ben de ona. Çok sıkı. Nick canlı kanlı karşımdaydı. Kokusunu içime çektim. Şuan en çok ihtiyacım olan şey bir dosttu ve Nick'i onca zaman sonra ilk defa görüyordum. Ona en çok ihtiyacım olduğu zamanda.

Justin ve Zac öylece dikilmiş bizi izliyorlardı. Neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Nick'e daha sıkı sokulup "Nereden çıktın sen?" diye sordum.
"Senin için geldim." dedi. "Her şeyi öğrendim. Adam'ı buldum. Bana her şeyi anlattı. Buraya geldiğini duyunca da hiç zaman kaybetmeden geldim işte."
"Her şeyi bilmiyorsun anlaşılan." dedim. Maison'dan haberi olsaydı eğer onunla ilgili bir şey söylerdi. "Jason'un bir kardeşi varmış. Maison. Abisine olan her şeyi öğrenmiş. Beni buldu. Sıkıştırdı. Yetişmeselerdi kim bilir neler yapacaktı. Kim bilir nasıl alacaktı abisinin öcünü." ben olayı anlattıkça Nick daha çok sinirlendi.
"Peki şimdi nerede? Yakalandı değil mi?" Maison belasından tamamen kurtulduğumdan emin olmak istiyordu. .Evet. anlamında kafamı salladım. Nick'i karşımda görmek, geçmişi hatırlamak bana iyi mi gelmişti kötü mü bilmiyordum. Bildiğim tek şey Nick yanımdayken mutlu olduğumdu. "Lütfen gitme. Bırakma beni." dedim ve tekrar sarıldım ona. Bir türlü doyamıyordum.

Kısa bir sessizliğin arkasından Justin yanımıza geldi. Zac ise hala uzaktan izliyordu. Justin elini uzatıp "Demek Nick sensin." dedi. Nick ise kafası ile onaylayıp Justin'in elini sıktı.
"Teşekkür ederim." dedi Justin. Hepimiz bu teşekkürün sebebini merak ediyorduk. Sonunda Justin merakımızı giderdi. Elimi tutup beni kendine iyice yaklaştırdıktan sonra "Artemis için yaptıklarından dolayı sana bir teşekkür borçluyum."...

MistakesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin