13- Hissizஇ

119 13 0
                                    


Selam arkadaşlar! 13. bölüme geldik! Yeni olmama rağmen okumalar gayet güzel ilerliyor ama vote durumu sıkıntılı. Bir saniyenizi bile almayacak bu işlemi yaparsanız beni o kadar mutlu edersiniz ki! Bu arada yorum atabilirsiniz, hepsini tek tek okuyacak ve cevaplayacağım! Keyifli okumalar!


13- Hissiz



Bir bıçak, bir not ve kalbimin derinliklerinde yeşermiş korku..

Şu üç dört günde beynimin kıvrımlı sokaklarında firar etmiş düşünce topluğunun neredeyse tamamı, neredeyse.

Bir kısmı ise tabi ki, uzunca süredir aklımın müebbetinden kaçmış özgürlüğüne koşan; Jeremih.

Oldukça yorgun düşmüş bedenim, düşüncelerin savaşıyla bir kez daha gerilse de kendimi salmadım. Çünkü biliyordum, eğer salarsam kendimi kaybederdim. Eğer fiziksel acıdan ya da fiziksel baskıdan daha kötü bir şey varsa onunda psikolojik çökme olduğunu şu son günlerde yeterince öğrenmiştim zaten. Dayanabilirdim biraz daha. Nelere dayanmamıştım ki?

Yaklaşık 20 dakikadır, sırtımda çantam ve spor sayılabilecek kıyafetlerimle çeşmenin dibindeki yeşilliklere uzanmış gökyüzüne bakıyordum. Gökyüzü bugün olabildiğine açık renge bürünmüş, etrafa pozitif enerji yayıyordu. Bugün haftanın son günü olduğu için iki günlüğüne eve gidecektik. Yirmi dakikadır burada olmama karşın diğerleri hala gelmemişti.

Sırtımın zeminle temasını kesip doğrulduğumda, çantamdan kitaplardan birini çıkarıp incelemeye başladım. Astronomi ile ilgili bir şeyler anlatılıyordu. Ay ve yıldızların düzeni vesaire..

"Yeter, yet- Ah!"

Kafamı kitaptan kaldırmamla karşımda nefes nefese kalmış ve yeri boylamış bir July, peşinde ise bitap düşmüş Ryan'ı görmem bir oldu.

"Siz ne yapıyorsunuz?"

Gülmemle birlikte garip çıkan sesim, July'nin suratının daha da kızarmasına sebep oldu.

Elini uzatıp, July'nin kalkmasını bekleyen Ryan gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu.

"Örümceklerden bu kadar korktuğunu bilseydim ona örümcek koleksiyonumu göstermezdim."

July'nin bir daha kaçmaya çalışmasıyla, kolunu tutması ve kahkaha atması onun daha da kaçmasına sebep vermiş gibi görünüyordu.

Onların bu hallerine gülmekten yanaklarım ağrınca, nefesimi düzenledim ve merak ettiğim şeyi sordum;

"Diğerleri nerede?"

"Arkamızdan geliyorlardı, birazdan görünürler."

Peki dercesine kafamı salladım ve kitabımı çantamın derinliklerine göndermek amacıyla fermuarı araladım. Onlarda o sırada yan tarafımdaki yeşilliklere çökmüş hararetle bir şeyler konuşuyorlardı. Birkaç kere dikkatlerini çekmek için sesli bir şekilde ofladım ama, kılları bile kıpırdamamıştı.

Zaten biraz sonra avluda tanıdık simaları görmüştüm. Diğerleri normal adımlarla bize doğru gelirlerken, Jeremih olabildiğince yavaş adım atıyor etrafına göz gezdiriyordu. Üzerine geçirdiği deri ceketiyle -siyah- harika bir frekans yakalayan güneş gözlükleri ona ayrı bir hava katmıştı. Dağınık saçları hafif yelde o kadar güzel görünüyordu ki..

KUZGUNஇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin