Bu koku, bu ışık...Galiba bir hastane odasındaydım.
Doktor gözüme ışık tutuyordu.
Ahhh, hadi ama çek şu ışığı gözümden senin yüzünden bir daha göremeyeceğim.
Uffff , Çek hadi şu lanet ışığı görmüyor musun gözlerimi ışıktan kaçırmaya çalışıyorum burada...
" Beni duyabiliyor musunuz? "
Başım çok ağrıyordu. sanki beynimin içinde kocaman bir orkestra var ve bir Şeyler çalıyorlar. başrolü de baterist alıyor herhalde....
Resmen beynimin içinden zonklama sesi geliyor.
Allah'ım bu ne böyle (?)
"Laçin hanım, beni duyuyor musunuz ?"
Başımın ağrısından doktora cevap vermeyi unutmuştum. aslında bakarsam hiç cevap verecek gücüm yoktu.
Bu yüzden sadece gözlerimi açıp kapamayla yetinmiştim." Kendinizi yormayın lütfen."
Başım o kadar ağrıyordu ki elimi istemsizce başıma götürmüştüm.
Sargı mı o (?)
Başımı sarmışlardı.
Ne olmuştu bana ?
En son annem bana sesleniyordu. her yer karanlıktı. dedektif bizdeydi...
Ben bunları düşünürken beynim resmen kafatasımı kırıyordu. Kısa bir süre sonra doktor düşüncelerimi okur gibi beynimdeki sorulara cevap verdi.
"Şimdi siz neden burada olduğunuzu ve başınızın neden bu kadar ağrıdığını merak ediyorsunuzdur ? "
Merakla gözlerimi açıp doktora baktım.
" Laçin hanım, dün bir kaza geçirmişsiniz. başınıza gelenleri öğrendik. bu yüzden öncelikle başınız sağ olsun. siz dün dedektifle konuştuktan sonra küçük bir şok geçirdiniz. bu sırada bayılıp ani bir şekilde başınızı sehpaya çarpmışsınız. endişelenmenizi gerektiren bir şey yok. kıl payı kurtulmuşsunuz.
Eğer başınızı sehpanın sivri tarafına çarpsaydınız işimiz daha zor olabilirdi fakat başınızdan ve alnınızdan yaralanmışsınız.
Pansumanınızı yaptıktan sonra sardık. Ve bir hafta boyunca sargınızı çıkarmanızı istemiyoruz. "
Demek dün başımı çarpmıştım. bu ağrının sebebi şimdi belli oldu.
"Peki, başımda ki bu ağrı ne zaman kesilir ?"
" Ağrınız için size güçlü ağrı kesiciler verdim. eğer onları düzenli kullanırsanız kısa zaman içinde ağrınız kesilecektir. "
" Teşekkür ederim, lütfen ailemi çağırır mısınız ? "
Doktor başıyla onaylayıp odadan çıktmıştı. Ardından annem içeriye bodoslama dalarken Erin ve Lisa'da ona eşlik etmişlerdi. babam ise arkalarından sessizce geliyordu.
" Laçin iyi misin bebeğim ? "
" İyiyim anne, sadece biraz başım ağrıyor. "
" Dün senin için çok endişelendik. gece de burada seninle birlikte bekledik. "
Dün mü ?
Nasıl yani, hastaneye dün mü gelmiştik üstüne gecede burada mı kalmıştık.
Aaaa, tabi ya doktor dün geldin demişti doğru...
Başımın ağrısından kendisini pek dinleyememiştim.
"Hayatım, doktorunla görüştük. bugün kendini iyi hissettiğin zaman taburcu olabilirsin "
Babamın sözüyle bir an önce eve gitmek istediğimi fark ettim.
" Şimdi. şimdi gitmek istiyorum. "
Annem telaşlı babam meraklı gözlerle bana bakarken benim tek düşündüğüm hayatım boyunca sevmediğim bu hastane odasından çıkıp Ceren' in katilini bulmaya çalışmaktı.
Polise kalsa bu iş çözülmezdi. adam daha evine kimin mektup bıraktığını bulamıyor. bu yüzden benim buradan acilen çıkmam gerekiyordu. ama karşımdakileri iyi olduğuma inandırmam gerekiyordu. yoksa doktor beni bu odadan kovsa dahi iyi olmadığımı bilmeden beni bu odadan çıkarmayacaklardı."Anne,baba; ben gerçekten iyiyim.bana öyle bakmayın.
Sadece ıömmm...
Hastaneleri sevmediğimi biliyorsunuz bu yüzden bir an önce eve gidip dinlenmek istiyorum.
Lütfen lütfen lütfeeennn! "Başlarını onaylarcasına sakladıktan sonra babam;
"Tamam o zaman, ben çıkış işlemlerini yapıyorum."Babam odadan çıkarken annem doktorunla son bir kez daha konuşmaya karar verip babamın arkasından oda çıkmıştı.
Erin ve Lisa ise Yanıma gelip elimi tuttular. Erin gözleri dolmuş bir şekilde bakarken Lisa elinden geldiğince güçlü durmaya çalışıyordu. sessizce birbirimize bakarken Erin donunda göz yaşlarını tutamayarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. ikimizde sıkıca ona sarıldık.
Lisa her zaman ki gibi güçlü haliyle bize güç vermeye çalışıyordu."Kızlar."
Lisa'nın sesiyle yavaşça birbirimizden ayrıldık. Erin'in ağlaması birazcık da olsa kesilmişti. ve ikimizde Lisa'nın söyleyeceklerini çok merak ediyorduk.
Daha doğrusu buna ihtiyacımız vardı. çünkü Lisa bizim güçlü tarafımızdı.
"Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, nasıl kabul edeceğimi ve size de nasıl kabul ettireceğimi de.
İnsan kabul etmediği bir şeyi kabul ediyormuş gibi gösterip karşısındakileri de inandırabilir mi bilmiyorum.
Ama her ne kadar kabul etmesek de elimizde avuçlarımızı yakan kocaman bir gerçek var. artık üçümüz kaldık.
Her ne olursa olsun birbirimizden ayrılmayacağız. Ceren'de böyle olsun isterdi...
Belki biz onu bir daha göremeyecek olabiliriz ama o bizi her zaman görecek ve her zaman yanımızda olacak."Şimdi Erin daha fazla ağlıyordu. sesi bütün hastanede yankılanırken ona bende eşlik ediyordum. Lisa ise bize sarılmış gözyaşlarını tutmaya çalışıyordu. elini kalbine götürerek 'Ceren' dedi.
Bu bizi daha da parçalasa da biz de aynı şeyi yaptık.Benim için artık tek bir dayanak vardı. ağlamayacaktım.
Arkadaşımın intikamını alacaktım.
Bunu ona yapana yaptıklarının cezasını tek tek ödetecektim.Bu yüzden bildiğim tek bir şey vardı o da güçlü ve cesur olmaktı. o yüzden öncelikle benim buradan çıkmam gerekiyordu.
Annem doktorumla konuşmuş ve yanında getirdiği birkaç parça eşyamı da toplamıştı.
Babam ise çıkış işlemlerini bitirmişti.Burası biraz değişik bir hastaneydi. Çok sakindi. koridorları neredeyse bomboştu.
Belki de hastanenin bu bölümü böyleydi bilemiyorum. fakat sonunda bu hastaneden kurtulmuştum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM ADIM EYLÜL #WATTYS2016
Mystery / ThrillerYaşadığınız her şey kocaman bir yalansa... Siz de gerçek olmayabilirsiniz. Çünkü aynada gördüğünüz kişi aslında siz değilsiniz! Unutmayın, her şey beyninizin bir oyunu!!!