Bölüm 3

1K 531 125
                                    



Her yer yemyeşildi.

Küçük çocuklar uçurtmalarını özgürce uçuruyordu. Bense yalnız başıma bir bankta oturuyor, çocukları izliyordum.

Neredeydim ben?

Kim bu insanlar?

Buraya nasıl geldim?

Biriyle konuşmak istiyorum ama çok uzaktalar...

Çocuklar ise koşuşturup duruyor.
Zaten onlar da çok uzaktalar.
Nedense bu insanlar bana çok farklı geliyorlardı.

Korkmama neden oluyorlardı.

Çok yabancı çok uzaktılar sanki bana ve hislerime...

Hem bağırsam bile zor duyarlardı herhalde...

Kocaman bir bahçenin içerisindeyim ve çevrem devasa ağaçlarla dolu.

Gökyüzünü görmek gerçekten çok zor.

Ağaçlar güçlü dallarını açmış esen rüzgar da yapraklarını kıyasıya yarıştırıyorlar.

Ağaçların arasında ince uzun bir yol var.

Yolun ucu pek belli değil, sadece karanlık...

Ensemde soğuk, yıkıcı ve irkiltici bir rüzgar esiyor.
Ama asıl irkilmeme neden olan karşımdaki bankta oturmuş, keskin mavi gözleri ve buz kesmiş teni ile beni izleyen korkutucu bakışlı kız çocuğu oldu.

Yüzünü tam seçemiyordum.

Tanıdık biri gibiydi.

Bu mavi gözleri kesinlikle bir yerlerde görmüştüm, tanıyordum ama nereden, nasıl tanıyordum orası da muammaydı.

Kimdi bu kız?

Nefretle bakan bu gözler kimindi?

Bu bakışların nedeni neydi?

Soğuk bir rüzgar daha enseme doğru esti.
Küçük kız ise şimdi ayaklanmış ağaçların arasındaki o ince, uzun yolun başında durmuş, yolun sonundaki karanlığa bakıyordu; korkuyla, endişeyle, anlam veremediğim karışık duygularla...

Peki ama ne görüyordu ki bu uçsuz bucaksız karanlıkta?

Ben de ayaklanıp kızın yanına gittim.

Bu kadar endişelenmesine neden olan şeyi görmeliydim.

Onun gibi karanlığa, uzaklığa baktığımda ise hiç bir şey göremiyordum.

Kocaman bir tüneldi sanki.

İçine girdiğinde bir daha yolunu bulamayacağın , içinde kaybolup gidebileceğin bir tünel, upuzun bir yol...

Bunun dışında hiçbir şey yoktu!

Ama bu küçük kızın orada bir şey gördüğüne adım gibi eminim.

Orada bir şeye gözlerini kenetlemişti.

Bu denli kilitlendiği şey her neyse ben onu göremiyordum.

Nasıl oluyordu böyle bir şey ?

Küçük kız endişeyle bir şeye bakıyordu işte.

Orada bir şeyler görüyordu.

Keskin gözleri yerinden çıkacak gibiydi.
Ama ben göremiyordum.

O gördüğü şeye öylesine dalmıştı ki benim yanında olduğumu bile daha yeni fark etmişti.

Yavaşça yüzünü kaldırıp bana baktı.

Yüzünü yine tam olarak göremiyordum.

Karanlık her şeyi örtüyordu, mavi gözleri dışında her şeyi...

BENİM ADIM EYLÜL #WATTYS2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin