Bölüm 6

722 467 77
                                    



Arabada ön koltuğa geçip oturdum. Açıkcası arkada üç kişi sıkışıp oturamazdım. Zaten başım ağrıyordu, biraz dinlenip sakin bir kafayla düşünmem gerekiyordu.
Bu yüzden  kimsenin konuşmasını istemediğim için radyoyu açıp hafif müzik Çalan bir frekans bulduktan sonra başımı pencereye dayadım.

Kış gelmek üzereydi. Ağaçlar yapraklarını dökmüştü. Her ne kadar soğuğu sevmesem de esen rüzgar suratıma çarpıyor ve beni kendime getiriyordu.

Acaba Ceren'in cesedi şuan neredeydi?

Bir kabri bile yoktu. Kimsesizler gibiydi. Ayrıca Babasına haber vermemiştik. Kesinleşmeden onu korkutmak istememiştik.

Ama...

Ama şimdi her şeyi anlatmamız gerekiyordu.
Adamcağız çok üzülecekti.

Biz bunu ona nasıl söyleyecektik ki zaten ?

Kim söyleyecekti?

Böyle bir şeyi ben yapmak istemiyordum.
Buna dayanamazdım hatta karşılaşmak dahi istemiyordum. Onu ve katilini bulana kadar suratına bakamazdım.

Uffff!!!

Bunları düşündükçe Başıma ağrılar giriyordu. Narkozsuz beyin ameliyatı geçiriyor gibi hissediyordum. Ama yapacak hiçbir şeyim yoktu. Ne başımın ağrısından kurtulabiliyor ne de kafamdaki sorulara cevap bulabiliyordum. En iyisi biraz uyumaktı ama onu da yapamıyordum. Düşüncelerim beni rahat bırakmıyordu.
Bu yüzden eve gidesiye kadar bu cinayeti nasıl çözmeye çalışacağımız planını yapmaya başlasam iyi olacaktı.

Galiba ilk iş olarak Ceren'in evine gidecektim. Evin içini eşyalarını iyice incelemem lazımdı. Belki bir Şeyler bulabilirdim. Onu Öldüren katil evine girmiş olabilirdi.
Sonuçta onu izleyen biriydi bu , ya da dedektifin dediği gibi beni  veya hepimizi...
Yoksa Ceren'in yüzüğünü, benim doğum günümü hatta kutladığım saati, konuyla ilgililenen dedektifi, Ceren'in uçaktan iniş saatini nereden bilebilirdi. Belki de o gün o da Cerenle aynı uçağa binmişti.
Belki de yanında oturuyordu. Hatta belki de onunla konuşmuş ve arkadaş olmuştu. Onu böylece kandırarak kaçırabilmiş ve bu vahşeti ona yaşatmıştı.

Ama neden ?

Neden böyle bir şey yapmıştı?

Neden Ceren'i seçmişti ?

Biz ona ne yapmıştık ki ?

Anlamıyordum. Hiçbir şey anlamıyordum. Fakat her ne olursa olsun bu işi çözecektim ve bütün bu soruların cevabını bulacaktım. Buna inanıyordum ve bunu yapacaktım. Bunun için yarın ilk iş Ceren'in evine gidecektim.

Ben planımı yaparken biz Çoktan eve gelmiştik. Lisa ve Erin ruh gibi dikiz aynasından bana bakarlarken annem beni daldığım düşüncelerden çıkarmaya çalışıyordu.

Arabadan inip yavaş yavaş eve doğru yürüdüm. Bu Sırada bir koluma Erin bir koluma annem girmişti.

Bunu yapmasalardı dikkatsizlik ve yorgunluktan yere düşebilirdim.

Lisa, Erin ve ben hemen odamıza çıktık. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacımız vardı.

Birlikte biraz dinlendikten sonra Lisa ve Erin'in yarın evlerine döneceklerini duyunca şaşkınlıkla ağzımın aralanmasına izin vermiştim.

" ne yani beni yalnız mı bırakacaksınız ? "

" hayır Laçin. Sadece kısa bir süreliğine evimize gidip biraz dinleneceğiz. Ayrıca bu olanlardan sonra evi kontrol etmeliyiz. Ama sık sık geleceğiz.
Sadece biraz dinlenmeye ve Olanları sindirmeye ihtiyacımız var. Merak etme seni hiç yalnız bırakmayacağız. Ne dedik biz, artık üçümüzden başka kimse yok.
Tamam mı ? "

İsteksizce de olsa kabul etmek zorunda kalmıştım. Sonuçta onlar da haklıydılar. Benim için burada kalmış üstüne birde benim sıkıntılarımla karşı karşıya kalmışlardı. Yaslarını bile tutamamışlardı benim yüzümden.
Ayrıca dinlenmeye ihtiyaçları vardı.

Her ne kadar üzüldüklerini belli etmemeye çalışsalarda en az benim kadar üzüldüklerini görebiliyordum. Bu yüzden kendilerini daha fazla aplamamak için sıkmadan eve gidip istedikleri kadar  ağlayıp rahatlamalarını istiyordum.
Sırf ben üzülmeyeyim diye kendilerini daha fazla üzüyorlardı. Bu yüzden bu onların da hakkıydı.

Oda da sessizce biraz daha oturduktan sonra aşağı indik. Annem dedektifle telefonda konuşuyordu. Konuşmalarından Anladığım kadarıyla konu Ceren'in babasıydı.

Annem dedektifin onunla konuşmasını istediğini ve bunu bana yansıtmamaları gerektirdiğini anlatıyordu.
Görülen o ki dedektif de bu teklifi kabul etmişti. Daha sonra ise konuşmaları bitmiş ve annem Yanıma gelip oturmuştu.

"İyi misin bebeğim ? "

" Hıhı, evet iyiyim ama biraz moralim bozuk. Ceren'in Babasına üzülüyorum. "

" Anlıyorum Laçin ama elimizden bir şey gelmiyor. Hem zaten dedektif onunla konuşacak senin üzülmemen için bu konuyu senden uzak tutacağız.
Bu yüzden sende daha fazla deşme. "

" peki, tamam ama umarım ben de kendimi bu konudan uzak tutabilirim. "

" ımmmmm...
Mutfaktan leziz kokular geliyor. Ve doktorun da dediği gibi iyi beslenip ilaçlarını düzenli içmen gerekiyor. Bu yüzden marş Marş hadi bakalım. "

" anne hiç iştahım yo... "

Diyecektim ki annem hemen sözümü kesti.

" mızmızlanmak yok. Hemen kalk ve masaya gel ! "

Açıkcası bunu bu kadar sert söylemesi şaşırmama neden olmuştu ama başa gelen çekilir ne yapacaksın (?)

" bu arada dedektif telefonunu geri getirdi. Gerekli bilgileri aldıklarını söyledi. Bende telefonunu odana götürdüm. Komodininin de  duruyor. "

Bunu duyduğuma sevinmiştim. Ama şu an yukarıya dahi çıkacak halim yoktu.
Bu yüzden daha sonra onunla ilgilenecektim...

Yavaş adımlarla mutfağa doğru gidip yerime oturdum. Tek yaptığım ise yemeği. Ve çatalım ile oynamaktı.
Canım hiç bir şey yemek istemiyordu.
Zaten böyle bir durum da iştah mı kalırdı ?

Kalmazdı.

Ama ben yine de annemin zoruyla bir Şeyler yemeye çalışıyordum. Artık buna ne kadar bir Şeyler yemek denirse(?)

Nihayet herkes iyi kötü yemeğini yemişti. Ve uyku gözlerimden akıyordu. Bir an önce uyumak istiyordum.

İlacımı da içtikten sonra odama çıkıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Sonuçta yarın beni zorlu bir gün bekliyordu.

BENİM ADIM EYLÜL #WATTYS2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin