11.Bölüm♥

11.8K 583 126
                                    


Merhabalar duyurudan sadece birkaç dakika sonra sizler için bir hızla bölüm hazırlığına koyuldum :))

Bölüm şarkısı: Teoman-Aşk Kırıntıları

EYLÜL'DEN...

Bir saat..60 dakika..Sanki hiçbir şey olmamış gibi öylece oturuyordum,oturuyorduk daha doğrusu.Aldığımız haber öyle bir soğuk duş etkisi bıraktı ki üzerimizde şuan Kerim'in burada olması bile normal geliyordu bana.14 yıl tam tamına 14 yıldır ortada olmayan Ebru Hanım evet annem değil hanımdı o benim için.2 gün ince öğrendiklerim üzerine bıraktım annem olmasını çünkü benim hayalimdeki gibi tertemiz değilmiş o.Hep babamı suçlamıştım onun yanımda olmamasını.Ama öğrendim ki o zaten hiç hak etmemiş beni,babamı.Ah babam...Şimdi öyle iyi anlıyorum ki onu,senelerce bana böyle uzak davranmasını hiç yadırgamıyorum.Şuan sadece ona sımsıkı sarılmak 'seni anlıyorum' demek istiyordum.Burnumun ucu sızlamaya başlayınca göz yaşlarımın akmaya meyilli olduğunu fark etmem kaçınılmazdı.

Tuhaftır ki sessizliğe yeminli olan sadece ben değildim oturduğumuz salonda.
Güney,Kerim ve Güney'in arkadaşı da benim sessizliğime itaat ediyorlardı.Şuan herşeyi rafa kaldırmıştık resmen.Güney'in boğazını temizlemesiyle kafamı aheste bir şekilde kaldırıp gözlerine baktım.O gözlerde her zamanki öfke,nefret,kinin aksine ne yapacağını bilememezlik vardı.Kararsız bir tavıra bürünmüştü çehresi.Lakin bu haliyle bile oldukça ürkütücü ve tehlikeli duruyordu.Birkaç saniye birbirimizin gözlerinde oyalandıktan sonra derin nefes almasıyla anladım ki konuşacaktı.İçinde bulunduğum ruh halim onunla tartışmayı kesin bir dille reddediyordu.Ve ben bu sefer asla inatlaşmayacaktım.

-'Odaya çık'

Sesindeki soğukluk kan donduracak cinstendi.Hiç zıtlaşmadan yavaş bir şekilde ayağa kalktım ve ayaklarımı sürterek merdivenlere yöneliyordum ki buna engel olan bileğime yapışan Kerim'in eliydi.

-'Eylül ben varım nereye gidiyorsun günlerce deliye döndük ve açıklama yapmadan bir adamın emriyle gidecek misin sırtını mı döneceksin bana ha!'

Allah aşkına şuan yorgunluğumu göremeyecek kadar mı kördü yoksa ben göstermeyecek kadar iyi oyuncu muydum?Cidden şuan bunu düşünmek bile yoruyordu beni.Kolumu ondan kurtarıp kalan son gücümle konuşmaya başladım.

-'Kerim şimdi değil lütfen kendimi çok yorgun hissediyorum'

Yalvaran bakışlarım üzerine gözündeki kararlılık silinip yumuşak bir ifadeye yerini bırakmıştı.Tam bu sırada çalan telefonu üzerine derin bir oh çekip yukarıya çıkarken duyduğum ses ile yorgun halimi umursamadan koşar adımla yanına gittim.

-'Baban arıyor Eylül'

Kalbim özlem ateşinde yanıyordu tam anlamıyla.Şuan öyle bir durumdaydım ki kaçırıldığım için Güney'e tesekkur bile edebilirim.Çünkü bana annemin(!)gerçek yüzünü,babamın değerini fark ettirmişti.

-'Bende konuşmak istiyorum Kerim lütfen'

Kerim tam onaylayan biçimde kafasını sallayacakken Güney'in buz gibi sesi nefesimi kesmişti resmen.

-'Hayır konuşmayacaksın odaya çık'

Ne demek konuşmayacaksın gözlerimden dökülen her bir yaşa lanetler savururken bu sefer adımlarımı Kerim'in yanında Güney'e doğru çevirdim.Tam karşısına dikilip buğulu gözlerle ona baktım.Bana acımasını istiyordum.Hayatımda ilk kez birisinin bana acımasına ihtiyacım vardı.

-'Lütfen izin ver konuşayım yerimi söylemeyeceğim adını vermeyeceğim lütfen.Lütfen Güney lütfen'

Sesim sonlara doğru fısıldamaya dönüşürken Güney'in ağzından beni mutluluktan havaya uçuracak kelimeyi duydum.

Aşk'a EngelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin