4.Bölüm♥ÇIPLAK

16K 690 60
                                    

Multimedia:Güney'in Eylül'ü kaçırdığı dağ evi

EYLÜL'DEN...

Bu adam ne saçmalıyordu annemle ne alakası vardı, daha doğrusu ben nasıl birşeyin içindeydim böyle? Allahım kafayı yiyecektim biraz daha düşünmeye devam edersem.Söylenenlerin ne anlama geldiğini sormak istiyordum ama resmen ağzın bana meydan okurcasına açılmak bilmiyordu. Hadi Eylül kendine gel'diyen iç sesimin yüzünü kara çıkartmak istemiyordum ve ağlayan gözlerime inat nihayet düşüncelerim konuşmayı başardı.

-' Be..ben anlamıyorum s..sen annem yani tüm bunlar ne anlama geliyor gerçekten anlayamıyorum'

-'Sana anla diye açıklama yapacak değilim' diye böğürdü resmen

-'Bak derdin ne umrumda değil ama beni bırak tamam mı hem zaten ben senin işine yaramam ki annem beni bırakalı yıllar oldu yüzünü bile hatırlamıyorum' adeta yalvaran gözlerle karşımdaki adamın gözlerinde bir parça vicdan kırıntısı aradım.Ama nerde duruşundan taviz bile vermiyordu ki!Saçlarıma asılmasıyla çığlık atmam bir oldu.

-'Lü..lütfen bıraaak canım yanıyor lütfen' bu lafım üzerine daha fazla yüklendi resmen saç diplerim yanıyor,tüm uzuvlarım uyuşmuş haldeydi.

-'Bana sakın ne yapacağımı söyleme bu evde senin değil benim kurallarım geçer ve son kez söylüyorum sen bu evde benim boyunduruğum altında geberip gideceksin'

Hıçkırıklarım iyice şiddetlendi burdan kurtuluşum yoktu ve kahretsin ki şuan düşünecek halde bile değildim

-'Lanet olsun tamaaam' ağzımdan zoraki bir fısıldama çıktığında şükür ki bırakmıştı saçlarımı.Hışımla ayağa kalktı ve salonun en köşesinde büyük bir ihtişamıyla duran vitrini devirdi.Herşey resmen tuzla buz olmuştu ve bu arada Güney denen adamın eli kanıyordu.Hadi ama ben kana dayanamam ki hayır öyle bayılıp etmem ama bakıpta kalamam yani. Saçlarımdaki keskin acı yerini hafif sızılara dönüştürürken yerimden yavaşça kalktım ve emekler gibi Güneyin yanına gittim tabi bu sırada bir kez daha tokat atmamasını ve saçlarıma asılmamasını dilemeyi unutmadım.Gözlerimdeki yaşları silerek konuşmaya başlayacakken lafa atladı.
-'Ne var'

-'Şey elini sarsana,yani sarar mısın'boş bakışlarla yüzüme bakmaya devam ederken attığı alaycı kahkahayla şaşırdım.Bu adam deli falan mıydı acaba?

-'Güya huyuma gidip burdan kurtulacağını mı düşünüyorsun'

Ay bu adam beni resmen çıldırtacak öyle birşey mi ima ettim ben şimdi?

-'Alakası yok kan görmekten nefret ederim o yüzden söyledim'

-'iyi o halde defol çünkü sarmayacağım'

Daha fazla dayanamayarak boynumdaki fuları çıkarttım ve yumruk yaptığı elini elime alarak baştan savma bir şekilde sardım.Ortada herhangi bir kırmızı sıvı olmadığını görünce derin bir nefes aldım.Bakışlarımı gözlerine çevirdiğimde sadece birkaç saniye ufak bir şaşkınlık yakaladım sanki ama yanılıyorda olabilirim bakmaya devam ederken elini elimin içinde unutmuş olmalıyım ki sertçe avuçlarımın arasından çekti.
Herhalde ağzına sıçan bir psikopatın yaralı elini saran ilk salak olarak tarihe geçeceğim.

-'Gözümün önünde dikilipte sinirlerimi bozma benim yıkıl karşımdan'

-'Nereye yıkılayım anlamadım'

-'Siktir git kızım nereye gidersen '

Bu adamın sesi hep bu tonda mı yani sessiz konuşamıyor mu anlamıyorum. Daha fazla sinirlendirmemek adına arkamı döndüm ve merdivenlerden çıkmaya başlarken bir yandan da mırıldanıyordum.

-'Bana kalsa evime giderim hem dağa kaldırıyor hemde nereye gidersen diyor te Allahım ya'

Yukarı kata çıktığımda karşımda 4 tane oda buldum hangisine gireceğim diye düşünmeden ilk odanın kapısını açtım.Fakat o da ne bomboş bir odada bu kadar yoğun erkek kokusunun ne işi var?İnsanın kokladıkça koklayası gelir.Kızım sen aptal mısın git kendine bir oda bul ne kokluyorsun milletin kokusunu !Kendi kendime kızmaya başlayacak kadar vahim durumum aklıma gelince tam arkamı dönüp kapıyı kapatacakken bir adet öküzle burun buruna geldim.Yüzüme bakmadan tutunduğum kapıdan içeriye girdi ve kapıyı suratıma geçirirmişçesine kapattı.Hahh çok bozuldum sanki.Ayaklarımı sürterek ikinci odanın kapı kulpuna asıldım ve lanet şey bu sefer kilitli çıktı.Allahım bu sefer lütfen doğru yeri bulayım diye geçirerek diğer kapıyı açtım.Sonunda doğru adres!!Kapıyı kapatarak hızla yatağa kendimi attım işte o zaman hareketlerimi kestiğimden olsa gerek geçti sandığım yanağımın ve saç diplerimin acısı baş gösterdi. İnleyerek yüzümü buruşturdum.Artık yalnız kaldığıma göre ağlayabilirdim değil mi? Ortadan yok oluşumla alakalı babam ne düşünürdü acaba,endişelenir miydi yada?Düşüncelerim ve göz yaşlarım eşliğinde yeni bir kabusa gözlerimi kapattım.

GÜNEY'DEN...

Ben hayatımda böyle bir kız görmedim Allah aşkına kız elimde kalacaktı yanağına imzamı çaktım saçlarını derisinden ayırdım gelmiş birde elimi sarıyor.Neyse ne elime sardığı şeyi yırtarcasına çıkartıp banyoya gittim ve elimi temizledim.Zaten bugün fazlasıyla yorulmuştum soğuk bir duş alıp sadece eşofman altı giyerek cam kenarına geçtim ve sigaramı yaktım.Ne yapacağımı bilmediğim zamanlar hep kendimi bu merete kaptırırdım.Aklıma Deniz'in gelmesiyle hemen yatağın üzerinden telefonumu aldım ve Ufuk'u aradım.Deniz uyumuş olabilirdi ve arayıp onu uykusundan edemezdim.

-'Efendim birader' sesi uykulu geliyordu ve ben bu duruma oldukça şaşırmıştım.

-'Arkadan müzik sesi gelmediğine göre ne düşünmeliyim'

-'Sen demedin mi lan Denizin yanında dur diye bende kulübü Fuat a bıraktım size geldim.Yaşlanıyoruz herhalde kardeşim valla bir gece mola verince anladım yorulduğumu'

Dedikleri zerre umrumda değildi ama kardeşimi kardeşi gibi benimseyip onun yanına gitmesi beni sevindirmişti.

- 'Deniz nasıl peki'

-'İyi iyi merak etme seni sordu şirkette işleri uzadı geç gelir dedim uyudu hemen,izin verirsen ben de uyuyacağım'

-'Çok sağol kardeşim ' dedim ve anında telefon suratıma kapandı.
Daha fazla düşünmemeye kanaat getirip yatağıma geçerek gözlerimi kapattım.
------
Gözlerimi açtığımda baş ucuma bakıp saatin henüz 05.47 olduğunu gördüm.Bu kızla aynı çatı altında bu kadar uyumuş olmam bile bir mucizeydi.Zaten bu durum çok sürmeyecekti çünkü daha fazla dayanamayıp ölecekti zaten üfürsem uçacak tiplerdendi.Kız,rüzgarlı havada cebine 6-7 tane taş atsak yine fayda etmez uçardı böyle bir bünyenin direneceğini hiç sanmıyordum.Uykuma bir daha dönmeyeceğimi bildiğimden hemen kendimi soğuk bir duşa attım.Belimde sarılı havluyla odama geçtiğimde mutfaktan gelen seslerle kaşlarımı çattım ve adımlarımı mutfağa yönlendirdim.

EYLÜL'DEN...

Ahh,kahretsin şuan karnım açlıktan bitap düşmüş durumdaydı ve hâl böyle olunca uyku da haram oluyordu.Zaten o öküz uyuyordur diye düşünerek resmen nefes bile almadan sessizce kapıyı açtım ve aşağı inerek mutfağa ulaştım.Buzdolabını açtığımda ise sanırım kader ilk kez bana gülüyordu.Hemen gerekli malzemeleri çıkarıp omlet yapmaya başladım biran önce yapmalı ve Güney denen psikopata yakalanmadan ortalığı temizleyip odama çıkmalıydım yoksa bu sefer beni kesin öldürürdü. Hoş zaten öldürecekti ama mümkün olduğunca bu süreyi uzatmak işime gelirdi!Omlet hazır olduğunda ocağın altını kapattım.Kalan malzemeleri dolaba yerleştirmek için hamle yaptığım sırada gördüğüm insan çığlık atmama sebep oldu.

-'Allahh sen koru yarabbim'diye çığırdım Bu adam bu heybetiyle ses yapmadan nasıl dibime kadar gelmişti bilmiyorum ama daha önemli bir sorun vardı.Bu adam şuan çıplaktı.Saç diplerimden ayak parmaklarıma kadar kızardım.Ben böyle görüntülere alışık değildim ki!

-'Çıplak' kelimenin devamını getiremedim çünkü kalbimin mutfağın içinde daha fazla yankı yapmasına dayanamayarak ayağımın altından zeminin kaymasına izin verdim ve kendimi boşluğa teslim ettim.Bayılmanın tam sırasıydı değil mi?

Aşk'a EngelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin