[Kızıl Titan]

Devriye

Kızıl Ejder maskesini çıkardı ve savaşta sesini uzaklara duyurmak için kullandığı düğme büyüklüğündeki megafonu dilinin altına koydu. Yüksek sesle "Uyanın Titanlar!" diye bağırdı. Beast Boy yatağında aniden havaya zıpladı ve çitaya dönüşüp yere çakıldı. Aceleyle yeri pençeleyerek dışarı çıktı. Her zamank kıyafetleriyle yatan Starfire kapıya koştu ve saçı dağınık bir şekilde koridorda belirdi. O sırada pelerini ters giyip, saç kestirmeye gelmişe benzeyen Robin de çıktı ve en düzgün şekilde rahat olan Raven ve hiç uyumayan Cyborg geldi.
Kızıl Ejder düğmeyi çıkardı ve "Günaydın Titanlar! Sabah devriyesine hazır mısınız? Hazır olmasanız bile götüreceğim... Dişlerinizi fırçalayın ve Titan Car'ın yanına gelin. Kahvaltı yapmayacaksınız! Devriye bittikten sonra ben sizi istediğim yere götüreceğim." dedi. Beast Boy miyavladı ve "Askeri Yumurta veya Ordu Krebi mi, yiyeceğiz?" dedi. Kızıl Ejder, sert bakışlarını Beast Boy'a dikti ve "Garfield, sen gerçekten komik birisin. Fazla komik olmada o dilini kesmeyeyim. Ayrıca! Bundan böyle binanın içinde ikinci bir emre kadar dönüşmek yok. Pençelerin güzelim mermeri çiziyor!" dedi. Beast Boy arkasını dönerken "Otoriter pislik..." dedi. Kızıl Ejder hızla dönüp "Efendim, Garfield?" dedi. Beast Boy, asiliğini belli edercesine yeşil bir ayıya dönüşüp dişlerini fırçalamaya gitti.
* * *
Kızıl Ejder memnuniyetle başını salladı ve "Seni takdir ediyorum, Cyborg. Araba temiz, bakımlı ve fark ettiğim üzere senin eklemelerinle son teknoloji ürünü olmuş. Aferin!" dedi. Cyborg gülümsedi ve "Teşekkürler... Kızıl Ejder? Efendim? İsminlemi hitap edeyim. Bu arada ismin ne?" dedi. Kızıl Ejder yeni tanışıyormuş gibi elini uzattı ve "Jack Stanford! Binanın içinde bana böyle hitap et. Dışarıda ise Kızıl Ejder. Beast Boy hariç herkes bu kurala uysun. Beast Boy! Sen her zaman "Efendim!" diyeceksin." dedi. Raven hariç herkes kıkırdarken Beast Boy sinirlendi.
Robin tam öne binecekken çoktan öne binen Jack'i gördü ve arkaya bindi. Hem arkaya binmek onun için daha karlıydı. Starfire'a aşıktı. Arkadada dört kişi sıkışırken ona daha yakın olabilecekti. O sırada Starfire aynalardan maskesini takmadan önce saçlarını yan yatıran Jack'i izliyordu. Sonra Robin'i hatırlayıp onun elini tuttu.
Arkada mutlu olan iki kişi daha vardı. Birbirlerini çok seven Beast Boy ve Raven.
* * *
Araba şehir merkezinde durdu ve "Şimdi Titanlar... Herkesi bir tarafa göndereceğim ve o oradaki suç oranını düşürmeden geri dönmeyecek. Starfire! Kuzeye. Robin! Batıya. Beast Boy! Güneye! Raven! Doğuya. Cyborg ve ben ise arabayla şehir merkezinde olacağız. İşleriniz bitince tam buraya geri dönün! Başlayın Titanlar!" dedi. Robin kaşlarını çattı ve benim "Haydi Titanlar!" dememi değiştirmiş, diye geçirdi.
* * *
Starfire esnedi ve yolları incelemeye devam etti. Hiçbir şey yoktu. Hem sabahın altısında kim kötülük yapacaktı ki? Bir binanın tepesine oturdu ve hemen önündeki bankayı inceledi. Bir anda aklı istemeden maskesiz gördüğü Jack'e takıldı. Kumral saçlar, ela gözler... Yetenek! İlk geldiğinde onu çimleri biçerken görmüştü. Rüzgar kadar hızlıydı. Sertti ve tam istediği özelliklere sahipti. Gerçek bir liderdi. Robin... Onu da seviyordu ama Jack gerçekten etkileyiciydi.
Tam o sırada bankanın duvarı patladı ve dışarı Uçurtma Adam ile çırağı Uçurtma Oğlan çıktı. Bu adamlardan nefret ediyordu. Gıcıklardı, sapıklardı ve gıcıklardı...
Hızla aşağı indi ve onu gören Uçurtma Oğlan "Mini giyinen, güzel kız geldi, patron!" dedi. Starfire birkaç dişi olmayan, yamuk bir kafatasına sahip çocuğa iğrenerek baktı. Uçurtma Adam "Çok ayıp! Bazı kahramanlar rahibe oluyor, bir de şuna bak! Yarı çıplak." dedi. Starfire ona çok kötü bir kadın gibi davranılmasından sinirlenip gözlerinde gerçek anlamda şimşekler çaktı ve ikisinin de uçurtmalarını yaktı. İlk defa böyle psikolojik bir muamele görüyordu ve çok sinirlenmişti.
Paraları ellerinden çekip bir köşeye attı ve korkudan asfalta sinmiş kötülere baktı. Usulca "Siz çok kötüsünüz!" dedi. Uçurtmalar güldü ve aynı anda "Uzaydan gelen sersem!" dediler. Starfire ikisinide yakasından tutup çöp kutusuna koydu ve dışarı çıkamasınlar diye kapağını ışınlarıyla kaynaştırdı.
* * *
Beast Boy, kartal kılığından çıktı ve bir fareye dönüşüp küçük bir köşeye sindi. Artık uyuyabilirdi. Tam horlamaya başlamışken bir polis sireni duydu. Lanet olsun! Uyumalıydı... Sirenler şimdi daha çok çoğalmıştı.
Bir milyon kere lanet okuyup bir kartala dönüştü ve havada süzülmeye başladı. Yerdeki üç polis arabasını görünce alçaldı ve neyi takip ettiklerini baktı. Yemyeşil, önünde ve arkasında büyük çiviler ve üstünde ise büyükçe bir taramalı tüfek vardı. Kartal gözleriyle daha dikkatli baktı ve genç süper kötünün ismini gördü. Gizmo!
Bir çitaya dönüştü ve son hızda arabaya yetişti. Taramalı tüfek ona dönünce hızla kenara atladı ve daha hızlı giderek arabanın önüne geçti. Bir anda bir Triceratops olup arabaya atladı ve ön kısmını, taramalı tüfek ile birlikte paramparça etti.
Normal haline döndü ve arabanın içinde öfkeyle bağıran Gizmo'ya göz attı. Olması gerekenden çok daha kısaydı ve dar, deri kıyafeti tombul vücudunu saramıyordu.
Öfkeyle "Seni hayvan! Arabama ne yaptın?" dedi. Beast Boy, küçümser bir gülümsemeyle arka tarafta bulunan külçe külçe altınlara baktı.
Gizmo sinirlenip sırtından bir lazer silahı çıkarıp saldırdı. Beast Boy kenara kaydı ve bir sivrisineğe dönüştü. Gizmo çılgınlar gibi saldırmaya başladı. Polisler saklanmak için ara sokaklara saklanmıştı ve yaylım ateşine tutmuşlardı ama önlerinde Gizmo'nun arabası vardı.
Beast Boy tam kafasının üstünde durdu ve bir ineğe dönüşüp Gizmo'yu ezdi. Gizmo'nun, dört tane dokunacı çıktı ve İnek Boy'u kaldırdı. Beast Boy, gülümsedi ve yeniden bir Triceratops olup, Gizmo'yu ezdi.
Gizmo zorlukla kenara çekildi ve üç lazer silahıyla saldırdı. Beast Boy, karıncaya dönüşmeden Gizmo onu yaraladı.
Beast Boy bir gorile dönüştü ve lazerleri parçalayıp, Gizmo'yu hızla dövüp, polislere verdi.
Triceratops'ken kalın derisi yüzünden lazerin hepsi etkisini gösterememişti ama yinede derin yaralar vardı. Hepsini sardırmaya gitti.
* * *
R