Elements "Seni öldüreceğim, katil!" dedi. O sırada bir kahkaha duyuldu ve Dorako "Hiç zahmet etme!" dedi. Kızıl Ejder ona baktı ve şaşırdı. Mor Canavar kostümünü giymişti. Elements "O benim!" dedi. Kızıl Ejder "Benim için kavga etmeyin. İkinizede yeterim!" dedi.
Elements, "Duman!" diye bağırdı ve havada uçup eline yine dumandan bir kılıç alıp, saldırdı. Kızıl Ejder hızlı kılıç darbeleriyle onu geri püskürttü. Mor Canavar göz açıp kapayıncaya kadar Kızıl Ejder'in yanına gitti.
Her saldırılarında hiç biri yara almasada kalblerinde birer yarık açıyorlardı. Dorako, zıplayarak saldırdı ve "Bizim yanımızda mutlu değil miydin!?" dedi. Kızıl Ejder geri püskürtüp "Mutluydum. Gerçekleri öğrenene kadar!" dedi ve kendisi saldırdı. Dorako sağa kayıp "Seni bataklıktan çıkardık! Bizsiz ne yapacaktın?" dedi ve sağ ayağını ileri atıp hızlanarak saplama hareketi yapmaya çalıştı. Kızıl Ejder kılıcının yassı ucuyla Dorako'nun kılıcının yönünü değiştirip "Asla suç işlemeyip, direk Adalet Birliği'ne katılacaktım!" dedi. Dorako, kendi etrafında dönerek saldırdı ve "Komiksin! Biz senin yanında olup seni eğitmeseydik, güçlerini kullanamayıp kaç kişiyi öldürecektin!" dedi. Kızıl Ejder o hamleyide savuşturdu ve "Ustam ile biz diye konuşma!" dedi. Mor Canavar durdu ve "Ustan mı? Ben kaç yıl boyunca onun yanında kaldım. Ayrıca mezarında kulaklarının çınlamasını istemeyiz!" dedi. Kızıl Ejder donup kaldı. Kekeleyerek "O... O... Öldü mü!?" dedi. Dorako "Onu öldürmek büyük bir zevkti. Neden biliyor musun? Çünkü ben babam gibi karizmatik ve çılgınım!" dedi. Kızıl Ejder kızgınlıkla "Yanlış! Deli ve tam bir..." dedi. Elements, ateş olmuştu ve ona ateş püskürtüyordu. Sadece giysisi yanan Jack ona baktı ve "Sersem!" diyip tek ayağının üstünde dönüp hızla Elements'in karnına bir yumruk attı. O sırada sezileri arkasını dönmesini söyledi ve hızla dönüp, Dorako'nun yakasından iki eliyle tuttu. Dorako'yu o sırada Asit'e dönüşen Elements'e attı. Giysisi yanan Dorako kahkahalar içinde acıyla bağırdı. Onu bir etkisi olmayan Elements'i aldı ve Dorako'ya iyice bastırdı. Dorako son kez kahkaha attı ve öldü... Elements korkuyla Su'ya dönüştü ve akarak, oradan uzaklaştı.
Kızıl Ejder yırtık pırtık giysisine bakıp yüzünü buruşturdu. Tam gidecekken aklına Beast Boy geldi. Acaba Adalet Birliği'nin yanına gidebilmiş miydi? Yakınlardaki Kare As'ın arabasındaki Beast Boy "Senin süper güçlerin mi, var!?" dedi. Kızıl Ejder şaşkınlıkla arabaya döndü ve ayağı kafasına değen Beast Boy acıyla inledi.
* * *
Beast Boy kuma oturdu ve "Demek süper güçler ve kötü bir geçmiş. Keşke bende senin gibi olsam. Hayvanlara dönüşmek çok sıkıcı." dedi. Beast Boy şu son bir günde ilk defa Jack'in gülümsediğini gördü. Bir anda "Kahramanların yanına gidecektik!" dedi.
* * *
Superman, Kızıl Ejder ile tokalaştı ve "Keşke gitmeseydin! Burada sana ihtiyacımız vardı." dedi. Batman ise "İkinci bir giysi yapmam gerekecek. Bu kaçıncı oldu?" dedi. Kızıl Ejder düşünüyormuş gibi yaptı ve "On?" dedi. Wonder Woman ona sarıldı ve Kızıl Ejder "Merhaba, Anne!" dedi. Bunu her zaman söylerdi. Onu her zaman gerçek bir anne olarak görürdü. Wonder Woman etki etmiyeceğini bildiği için daha sıkı sarıldı. Yanına Green Arrow gelince, Kızıl Ejder " Nasılsın baba?" dedi. Onu da babası olarak görürdü. Her zaman onunla görevlere çıkar, Speedy'i ise kardeşi olarak görürdü. Green Arrow gülümsedi ve "Yanında hala ok taşıyor musun?" dedi. Jack ayağından içi kürdan dolu bir kutu aldı ve içlerinden tek siyah olanı ve herhangi bir tane aldı. İkisinide salladı ve kibritler, ok ve yaya dönüştü. Green Arrow gülümsedi ve "Aferin, oğluma!" dedi. Wonder Woman "Bu ünlü Beast Boy, değil mi?" dedi. Beast Boy tam sevinecekken Martin Manhunter "Kim?" diye sordu. Beast Boy bir koltuğa oturdu ve homurdandı.
* * *
Uzunca tartışmalar ve konuşmalar sonucunda Superman "Bu işe bir el atmak gerekiyor!" dedi.