Flash tek kaşını kaldırdı ve "Hala koşabiliyor musun?" dedi. Jack gülümsedi ve "Ünlü Flash kadar değil." dedi. Batman "Flash ve Kızıl! Unutmayın; yakın zamanda bulduğumuz Penguen'in üssüne gideceksiniz. Antarktika..." dedi. Superman "Ankara!" dedi. Batman "Her neyse! Kızılay'ın orada bir yermiş. Metro'nun altında." dedi. Beast Boy şaşkınlıkla "Arada kaç tane ülke ve bir okyanus var, biliyor musunuz?" dedi. Flash güldü ve "Sen benim dünyayı birkaç saniyede dolaşabileceğimi, bilmiyor musun?" dedi. Kızıl Ejder "Ben bir saatte dolaşıyorum!" dedi. Beast Boy'un kıskançlığı daha da arttı ve yüzünü buruşturdu. Flash, Kızıl Ejder'e "Yetişmene izin veririm." dedi.
Beast Boy "Peki ya, ben?" dedi. Batman elini Beast Boy'un omzuna koydu ve "Senle ben gerçekten Antartika'ya gideceğiz. Joker oradaymış. Bir çeşit deneyler yapıyormuş. Onu halledeceğiz. Büyük tehdit oluşturabilir. Beyaz suratlı ucube!" dedi. Beast Boy, Batman elini çekince omzuna baktı ve "Burayı yıkamayacağım!" dedi.
Kızıl Ejder "Peki geri kalanlarımız?" dedi. Superman "Biz daha çok kişi toplayıp, Ontelekoz'u bulup işini bitireceğiz!" dedi.
Kızıl Ejder memnuniyetle başını salladı ve Flash'a dönüp " Haydi koşalım!" dedi.
* * *
Flash, koşarken arkasını döndü ve "Bu kadar yavaş olma, Kızıl!" dedi. Kızıl güçlerini kullanmamaya çalışarak ama normal güçlerini kullanarak hızla koşmaya başladı. Kozmik güçlerinin, fiziksel güçleriyle birleşmiş güçleriydi bunlar. İyileşmesi, koşması ve ağır kaldırma gücü gibi. Gerçek gücüne geldiğinde; Flash'tan hızlı, Superman'den güçlü oluyordu. Tabi Jack bunu bilmiyordu.
Flash bir posta kutusunun üstünden atladı ve azcık yavaşlayıp "Okyanusa kaç kilometre kaldı?" dedi. Kızıl maskesinden bilgisayara girdi ve "Bir kilometre!" dedi. Flash övünerek "Doğrusu yol benim için sorun değil. Sen bilmezsin!" dedi. Kızıl Ejder daha hızlı koştu ve tam o konuşacakken Flash "Biliyor musun, ışık beni kıskanıyor! Hani ondan daha hızlıyım, ya?" dedi. Flash tekrar konuşmasına izin vermedi ve "Bazen sıkılıp geçmişe dönüp başkalarıyla uğraşıyorum. Mağara adamları kafalarına vurulmasını hiç sevmiyorlar!" dedi. Kızıl Ejder en sonunda "Evet, Flash çok hızlısın! Çenende öyle." dedi. Flash bozuldu ve hava atmak için birkaç salisede bir cips alıp, parasını verdi. Cipsi yerken, kendini övmeye devam etti.
* * *
İskeleye vardıklarında suya atladılar ve batmadan koşmaya devam ettiler. Flash "Hızını sabit tutmaya çalış! Eğer yavaşlarsan batarsın! Hızlanırsan ölürsün!" dedi. Kızıl Ejder homurdandı ve "Tamam!" dedi. Flash'ın o anda aklına bir fikir geldi ve "Atlantis'e gidelim mi?" dedi. Kızıl Ejder, ters ters "Vakit mi, kaybedelim?" dedi. Flash "Hayır! Aquaman'den yardım isteyebiliriz!" dedi. Kızıl Ejder düşündü ve "Tamam" dedi.
* * *
Suya daldılar ve koşmaya devam ettiler. Bir fersah sonra tüm görkemiyle Atlantis göründü. Sarayın bahçesinde durdular ve saraydan yeni çıkan Aquaman'i selamladılar. Aquaman "Bana her şeyi anlattılar. Sizinle geliyorum. Jack, ben bir deniz hayvanıyla gideceğim sende istiyor musun?" dedi. Jack başını salladı ve "İyi olur!" dedi. Aquaman ıslık çaldı ve uzaklarda çok büyük bir karaltı belirdi.
Jack'in gözlerini fal taşı gibi açıldı ve gelen canavardan dolayı ağzından yanlışlıkla küfür çıktı. Papağana benzer gagası, fıldır fıldır dönen gözleri, kalın derisi bir zırhla dönüşmüş derisi ve büyük vücuduyla insanları su içmekten korkutacak kadar korkunçdu.
Aquaman "Merhaba, dostum! Flash ve Kızıl Ejder, bu gördüğünüz muhteşem canlı denizlerin benden sonraki kralı Dunkleosteus!" dedi. Kızıl "Bununla mı, gideceğiz?" dedi. Aquaman sahte bir şaşkınlıkla "Hayır! Onunla ben gideceğim. Seninki şurada." dedi. Jack daha dikkatli baktı ve Dunkleosteus'un yanındaki küçük, pembe yunusu gördü. Aquaman "Beğendin mi?" dedi. Jack "Güzel bir yolculuk olacak..." dedi ve yanına gelen yunusa küçümsercesine baktı.