Alternatif Evrenler

144 12 0
                                    

Kızıl Ejder'in alternatif evren ikizlerini ararkenki ilk beşi yazacağım. Uzun bir bölüm olacak.
Kızıl Korsan
Kızıl Ejder kenidini bir isklede buldu. O da ne!? Bir bacağı yoktu! Dengesini kaybetti ve suya düştü. Tekrar bacağına baktı ve bu sefer geri geldiğini görünce mutlu oldu.
Mutluluğu uzun sürmedi. Birkaç metre ötede bir köpekbalığı vardı. Belindeki diski aldı ve diskin etrafı plazmatik bir kalkana dönüştü. Köpekbalığı üstüne atıldı ama kalkanıyla onu hızlıca vurdu. Köpekbalığı inledi ve bu sefer derinlere dalıp, hızla yüzerek yukarı çıkmaya başladı. Kızıl Ejder kalkanı ayağına taktı ama köpekbalığı aniden kenara çekilip, başıyla sert bir şekilde vurdu. Kalkan havada uçup denizde kayboldu. Jack geri uçtu ve köpekbalığı hızla üstüne atıldı.
Tam o sırada Jack'in üstüne bir ağ atıldı ve çok güçlü kollar tarafından yapıldığı anlaşılan bir hızla Jack havaya fırladı. Geminin güvertesine sertçe düştü ve "Süper kahraman olsamda bu bel ağrısından kurtulamıyacağım!" dedi. Genç ama kaba bir sese ait olduğu anlaşılan biri kahkaha attı ve "Köpekbalığı'na yenilmekten iyidir, ha?" dedi. Jack maskesini çıkardı ve onu kurtarana baktı. Kırmızı, kaba ve uzun bir korsan ceket, üstünde yağ damlaları olan keten bir pantolon ve beyaz tertemiz bir şapkanın üstünde bulunan kızıl kafatası ile önünde aynı ona benzeyen ama yüzü yaralarla dolu bir korsan vardı. Saçları ve sakalı örgülüydü. Jack "Acaba bu evrende Jack Sparro muyum?" diye düşündü.
Korsan "Ahoy! Ben kaptanların en genci Genç Kaptan Jack Stanford! Namıdeğer Kızıl Korsan." dedi. Jack gülümsedi. Doğru balığı tutmuştu. Yoksa o mu, onu tutmuştu? Jack düşündü ve "Ahey! Ben kahramanların en genci Güçlü Kahraman Jack Stanford! Namıdeğer Kızıl Ejder.
Korsan sinirle şimşek hızında palasını çekti ve "Sen ne cüretle, benim ismimi ve soyadımı kendime yakıştırırsın?" dedi. Ejder gülümsedi ve "Ben senim!" diyip aynı hızla kılıcını çekip Korsan'a zarar vermeden kabzaya vurup Korsan'ın kılıcını denize düşürüp, kendi kılıcını onun boğazına dayadı. Korsan hayretle "Sen bensin!" dedi.
* * *
Korsan kahkaha attı ve "Bu harika! Demek bizden yüzlerce var. Senin evreninde kötüler var ve bizden hepsini toplayıp, onlara günlerini göstereceğiz! Buradaki tek kötü yapma dememize rağmen kaçak balık tutan adamlar. Bu evrende başkalarının düşmanı var mı, bilmem ama ben sıkılıyorum." dedi. Kızıl Ejder "Merak etme, çok eğleneceğiz!" dedi.
Kont Kızıl Drakula
Korsan "Vay canına! Bu büyük beyaz balinalardan bile büyük. Benim sadece iki odası olan bir evim vardı. Eğer kardeşim buysa bana borç para versin." dedi. Kızıl Ejder gülümsedi ve "Bir daha buraya gelemiyeceksin. Şansın varken bol bol para al!" dedi. Korsan sırtına sert ve hızlı bir şaplak attı ve "Ticaret anlayışını sevdim, korsan!" dedi.
Baştan beri baktıkları bir dağın tepesinde bulunan yirmi katlı muhteşem bir şatoydu. Dağ patikasını tırmanmaya başladılar.
Kızıl Korsan "Söylesene Jack, sizin evrende balıkçılık nasıl?" dedi. Kızıl Ejder "Bizim evrenimizde balıkçılık, sizin ki kadar yaygın değil. Diğer milyonlarca iş gibi sadece bir dal. Bende bir şey soracağım. Sizin evrende yıl kaçtı?" dedi. Kızıl Korsan "1299" dedi. Jack başını salladı. Çok mantıklıydı.
Yarım saat sonra
İkiside üç kilometre gitmelerine rağmen hiç yorulmamıştı. Ejder "Hiç yorulmamana ve elli derecede sıcağın altında hiç terlememene dayanarak, güçlerin olduğunu anladım. Güçleri nasıl kazandın?" dedi. Kaptan düşündü ve "Annem ve babamla denize açılmıştık. Lanet olası Moby Dick'i avlıyacaktık. Annemi gemide istemediler. Uğursuzluk getirirmiş... Peh! Bunun söyleyen herkesin vücudunda kalıcı bir yara oluştu. Annem ve babam çok iyi kaptanlardı. Tayfa bunu sonradan anladı. Onlara güvenmediler ve gemi karıştı. Moby Dick tam havaya atladı ve gemimize ve ona yıldırım düştü. Moby Dick yok oldu ve bunu sonradan anladım; onun tüm gücü bana geçti! Gemi gücüme dayanamayıp... Sevdiklerimle birlikte battı. Gözüme toz kaçtı. Sonradan bu güçleri bana kontrol etmeyi öğretecek bir korsan buldum. Harika bir korsandı. Zehirli bir istiridye yüzünden öldü. Neyse! Güçlerimi böyle kazandım. Sen nasıl kazandın?" dedi. Jack en başta "Şanslı!" diye düşündü ve kendi hikayesini anlattı.
Yarım saat sonra
Korsan "Şu kapının büyüklüğüne bir bak! Benim üç katım. Kesinlikle ondan borç para ve peynir almalıyım." dedi. Ejder başını salladı ve "Bende!" dedi.
Kapıyı çaldı ama kapı kendi kendine açıldı. İçerisi çok loştu. Pencereler tozlanmıştı ve çok az ışık girebiliyordu. Korsan'ın tüyleri diken diken oldu ve "Duvardaki pençe izlerine bir bak!" dedi. Pençe izleri çok uzun ve derindi. Ejder istemeden yutkundu.
Mobilyaları incelediler. Üstleri tozdan ve örümcek ağlarından gözükmüyordu.
Bir hırlama duyuldu ve ikside kılıçlarını çekti ve karanlıklara bakmaya başladılar. Kızıl Ejder gece görüşünü açtı, Kaptan ise kendisinin keşfettiği, denizin altını ve karanlığı gösteren gözlüğünü taktı. Sırt sırta verdiler ve gelecek şeyi beklemeye başlarız. Hırlama sesi çoğaldı ve biri "Hoşgeldiniz!" dedi. Kılıçlarını aniden yanlarında beliren adama doğrulttular.
Adamın yüzü bembeyazdı, yanakları mordu ve yanakları hiç şişkin değildi. Jack ve Jack'e benziyordu. Boyları, göz renkleri ve solaklıkları. Çok uzun bir palto, kalın eldivenler ve diğer ikizleri gibi deri çizmeler giyiyordu. Üstünde kıl kadar ince iki kılıç vardı. Ejder, onun saçlarına baktı. Geriye doğru taranmış, at kuyruğu yapılmış ve yere kadar uzanıyordu.
Adam "Ben Kont Johnny Flagimo. Kont Kızıl Drakula! Siz kimsiniz?" dedi. Kızıl Ejder gülümsedi ve "Bize bir saniye verir misiniz?" dedi.
Dışarı çıktılar ve Korsan "Bu adamı sevmedim. Onun biz olduguna emin misin?" dedi. Ejder "Emin değilim. Bize çok benziyor ama yaşın aynı olmadığına eminim." dedi. Korsan tek kaşını kaldırdı ve "Bence yaşımız aynı." dedi. Ejder "Kendi evrenimde birkaç canavar çeşidi var. Biri ise vampir. Sivri dişleri olur, kan içerler, ölümsüzlerdir, tenleri hep brmbeyazdır. Kaplerine kazık saplayarak veya yüzlerine sarımsak tutarak yenilirler. Dişleri sivriydi! Yüzü beyazdı. Yaş kanısına buradan vardım. Ortaçağdan bile öncesinde yaşamış olabilir. Şundan eminim ki; o ikizimiz." dedi.
Konuşmanın başından beri onların yanında duran Kont "Çok zekisin! İkiz olmamıza veriyorum." dedi. Korsan ve Ejder ona bakıp, anlayışlı olduğunu anlayınca her şeyi anlattılar. Kont omuz silkti ve "Neden olmasın? Yardıma gelirim. Çapa ve meşale ile dolaşan aptal köylülerden uzak durmak iyi olacaktır." dedi. Korsan "Üç olduk!" dedi.
Kızıl Kız Ejder
Korsan gözlerini faltaşı gibi açtı. Diğerlerine "Abi çok güzelim, be!" dedi. Jessica gülümsedi ve ağzında sakız varken "Teşekkür ederim, Korsi!" dedi.
Ejder bu evrende herkesin cinsiyetinin zıt olduğunu anladı. O da kabul ediyordu, çok güzeldi. Mini bir şort ve göbeği açık bir tişört gidiyordu. Sarışın ve mavi gözlüydü. Yüz hatları harikaydı. Batman'in dediğini hatırlamasaydı onunla evlenirdi.
Batman'in dediklerini onlara anlattı ve Kız "Otoriter! En sevdiğim." dedi. Tam Jack'e sarılacakken Jack geri çekildi ve kız yere düştü. Kız kühtasca "Eğer beni öpmezsen sizinle gelmem!" dedi. Korsan yanağına yaklaştı ama "Sen değil! Otoriter olan." dedi. Jack tek kaşını kaldırdı ve "Avucunu yalarsın. Senden başka evrenlerde var. Haydi çocuklar!" dedi. Kont ve Korsan onun koluna dokundu ve Jack tam düğmeye basacakken kızda onlarla birlikte geldi.
Kızıl Köpek
Kont "Burası köpeklerle kaynıyor ve bunlar konuşuyor!" dedi. Birkaç dakika sonra yanlarına sürekli havlayan, kızıl bir köpek geldi. Köpek "Ben buraların koruyucusu Johnny Flagimo. Kızıl Köpek!" dedi. Kızıl Ejder arkadaşlarına döndü ve "Köpeğimizi bulduk!" dedi.
Scarlettstroke
Köpek "Onu nasıl bulacağız?" dedi. Ejder etrafına baktı ve "Durun! Bu benim şehrimin aynısı. İnsanlara soralım. Muhtemelen isimde aynıdır." dedi. Bir markete girdi ve kendinin kim olduğunu ve yerini sordu. Adam aniden ayağa kalkıp, duvarı yumrukladı. Öfkeyle "O pis suikastçi mi? Deathstroke'un tek çırağı ve o ölünce yerine geçen, sadık köpek! Kendi malikanesindedir. Şu ormanın içine yaptırdığı bir malikane. Yerinde olsam garip giyimli dostum, onun yanına gitmem." dedi.
Yirmi dakika sonra
Kont küçümsercesine "Benim malikanemim yarısı kadar bile değil!" dedi. Kızıl Ejder "Siz burada kalın. Onu ben alırım." dedi.
Zili çaldı ve bir süre sonra kapıyı beyaz bir top sakalı olan üstünde sadece bir bornoz bulunan bir adam açtı. Adam "Bu benim eski kıyafetim. Sen bunu nereden buldun. Kıyafet kasa dairesinde. İçeri buyur!" dedi. Jack önce tereddüt etsede içeri girdi.
Bornozlu Jack şimşek hızında sehpanın üstündeki samurai kılıcını aldı ve çocuğun ellerini arkadan tutup, kılıcı boğazına dayadı. Hiddetle "Kimsin sen!?" dedi. Jack boğazını fazla hareket ettirmemeye özen göstererek "Doğru yola gitmiş, küçüklüğün. Biraz farklı aslında. Başka etkenler vardı. Neyse! Beni bırakır mısın?" dedi. Bornozlu Jack, onun yüzüne daha dikkatli baktı ve "Sen doğru söylüyorsun. Şu yara. Annem ve babam ölürken başıma düşen ve asla geçmeyen minik taş parçası!" dedi.
* * *
Scarlettstroke "İnanılmaz. Demek sen Deathstroke'un yolundan gitmedin. Tabi şu Dorako dediğin çocuk falan varmış. Sende yıllarını onun yanında gelirseydin, ayrılamazdım. Neyse! Sizinle geleceğim." dedi.

[Kızıl Titan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin