Yoongi
Karanlık giderek aydınlığa dönerken ensemdeki acı ile inledim. Gözlerimi uzun uğraşlar sonucu açtığımda anılar beynime hızla nüfus etmişti. Elim hızla acıyan kafama gitti. Gözlerim bulunduğum oda da gezerken korkmaya başladığımı hissediyordum. Bulunduğum yumuşak yatakta ayaklarımı kendime çektim.
"Ben nasıl bir deliğe düştüm böyle?"
Perdenin aralığından sızan zayıf güneşi fark ettim. Ne zamandır baygındım?
Oda adeta misafirler için döşenmiş gibiydi. Şık, sade ve kullanışlı. Üstümde ki ıslanmış kıyafetlerin yerini, yeni kıyafetler aldığını şimdi farketebilmiştim. Fotoğraf makinem ve sırt çantamda hemen yatağımın yanındaydı. Kızın gitmem için bana söyledikleri aklıma geldikçe tüylerim diken diken oluyordu.
Kapının çalması düşüncelerimi yarıda kesmişti. Kafamı kapıya çevirdim. Yavaş bir şekilde açıldıktan sonra onu gördüm. Bana gülümseyip iki adım yaklaştı.
"Yemek hazır. Eun Mi ile seni bekliyoruz." Dedikten sonra kapıyı arkasından kapattı.
Bir süre yataktan kalkmadan her yere garip bakışlar atıyordum. Kafam karışık bir şekilde ayaklarımı yataktan sarkıttım. Çıplak ayakalarım yumuşak terliklerle buluştuktan sonra istemeyerek yürümeye başladım. Korkmak, belkide bu sözcük şuan ki halimi yansıtmakta az kalıyordu.
Korkuluklara tutunarak aşağıya inmeye başladım. Mutfak olduğunu düşündüğüm yere ilerlediğimde neşeli bir mırıltı etrafı sarmıştı. Kurulu olan sofrayı gördükten sonra gözlerim Eun Mi dediği kıza çevirdim. Gözlerindeki endişeyi görebiliyordum.
"Günaydın, Yoongi. Güzel uyudun mu?"
Mutfak kapısından hayretlerle onu izliyordum. Her şey normalmiş gibi davranması korkutucuydu.
"Ayakta beklemesene. Sofra hazır."
Gözlerimi bir an olsun onun üzerinden ayırmadan sofraya oturdum. Eun Mi ile göz göze geldiğimizde ikimizinde gerginliği ortama bir süre hakim olduktan sonra Jimin'in sesi bölmüştü.
"Hadi yiyelim." Deyip gözleri kaybolana kadar gülümsedi.
Olmayan iştahım ile Jimin'in yemesini izliyordum. Fazla neşeli ve mutlu görünüyordu. Sanki uzun yıldır görmemiş olduğu arkadaşı ziyarete gelmiş gibi davranıyordu bana. Numara yaptığını düşünsemde bu mutluluğu fazlasıyla gerçekçi görünüyordu. Ya çok iyi bir oyuncuydu ya da gerçekten mutluydu.
"Aç değil misin?" Diyen Jimin ile hayal dünyamdan kurtulmuştum.
"Neden böyle yapıyorsun?" Dediğimde etrafı gergin bir sessizlik sarmıştı.
Jimin'in gözleri yemeğinden yavaşça bana kaydığında gözlerindeki tehlikeli karanlığı görebiliyordum.
"Nasıl yapıyorum?"
Yüzünde ki tehlikeli gülümsemeyi görebiliyordum. Ama geri adım atmak istemiyordum.
"Hiç bir şey olmamış gibi davranıyorsun. Sen nasıl bir manyaksın?"
Yüzünde büyüyen gülümseme korkmamı sağlamıştı. Elindeki çatal bıçağı bırakıp dizlerini masaya dayadı. Kahkaha attıktan sonra birden ciddileşen yüzünü gördüğümde korktuğumu söyleyebilirdim.
"Benden yardım isteyen sendin. Sana yardım edecektim de..."
Dedikten sonra sandalyesine yaslanıp bir süre beni izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nightmare || pjm. ✓
Fanfiction"Eğer kabustan uyanamıyorsan belki de uykuda değilsindir." 悪夢 [Nightmare] | @-PeterPan | Her hakkı saklıdır. @jiminisa ithafen yazılmıştır.