Eun Mi'nin hatıraları ile dolu olan bir başka yerdeydim şimdi. Namsam kulesinin tepesinde tüm Seul'u izliyordum. Tüm şehir o kadar küçük görünüyordu ki gözümde, ezberleyebilecekmişim gibi.
Gökyüzünü kaplamış gri bulutlar insanların üzerine örtülmüş bir yorgan gibi görünüyordu. Güneş bir çatlak bulup aydınlatmak istesede bulutlar pek buna müsade etmiyor gibiydi.
Yanağımda hissettiğim bir damla ile kafamı gökyüzüne kaldırdım. Sonra yüzüme ardı ardına gelen damlalarla sağnak başlamıştı. İnsanlar içeri kaçarken yağmurda ıslanan bir ben ve birde Eun Mi gibi kokan anılardı.
Yağmur o kadar şiddetli yağıyordu ki sokakta kimsecikler yoktu. Eun Mi ve ben haricinde herkes evlerinde sıcak çaylarını yudumluyorlardı.
Sırılsıklam bir apartmanın altına girip yağmurdan kurtulmaya çalıştık. Eun Mi'nin saçları yüzüne yapışmıştı. Beyaz gömleği ıslandığından iç çamaşırı görünüyordu. Üzerimdeki ince hırkayı onun omuzlarına bırakıp önünü kapattım. Utançtan kızaran yanaklarına karşın burnundan bir makas aldım.
Yere oturmuş yağmurun dinmesini beklerken ıslanan kıyafetlerimizle kesinlikle hasta olacağımıza emindim.
"Jimin, insan olmasaydın ne olmak isterdin?"
"Hım..." Gözlerimi gözlerine sabitleyip bir süre bekledim.
"Sana değen bir yağmur damlası," hırkanın ucuyla yüzündeki ıslaklığı sildim.
"Sana değen bir meltem," saç uçlarında ki ıslaklığı silmeye çalıştım.
"Senden bir parça olan her şeyi olmak isterdim." Deyip ona sarıldım.
Kafasını göğsüme yasladı ve bir süre öğlece bekledik. Parmağı ile kollarımda daireler çizerken yüzündeki tebessüm hala duruyordu.
"Bu denli sevmek seni korkutmuyor mu?"
Kaşlarım çatık bir şekilde ona döndüm.
"Neden korkacakmışım ki?"
Parmaklarını kendine çekip bir süre bekledi. Söyleyeceği şeyleri tartıyor gibiydi.
"Sevdiğin insanlar seni terk edebilir ve yalnız kalabilirsin. Yalnız kaldığında ne yapacaksın Jimin?"
Gözlerimi ondan alıp sokağa çevirdim. Derin bir sessizlik sarmıştı. Yağmurun sesi dışında tek bir ses duymuyordum. Eun Mi bunu söyleyene kadar böyle bir ihtimali düşünmemiştim ya da düşünmek istememiştim.
"Anılar," dedim. "Anılar hiç bir zaman beni terk etmez. Onlarla yaşayacağım."
Eun Mi kafasını kaldırıp bana baktığını hissedebiliyordum. Ama nedense bende Eun Mi'ye bakacak güç yoktu. Gözlerimden yalan söylediğimi anlardı. Kendime ne kadar bu yalana inandırmak istesemde onun yokluğunu düşündükçe öyle olmayacağını adım gibi biliyordum.
Baştan aşağıya ıslanmıştım. Namsam kulesinden inerken bir çok kişi bana bakıp fısıldıyorlardı. Yağmurdan kaçmayan tek insan! Asansörde insanların garip bakışlarını aldırmamaya çalıştım.
Yağmur şiddetini azaltmıştı. Sonunda kilit takılan yere geldiğimde gülümsedim. Elimle koymuş gibi bulduğum kilide bakıp üzerinde yazılanları okudum.
Jimin & Eun Mi
Sonsuza kadar
BeraberGözlerimin dolmaya başladığını hissettim. Boğazıma oturan yumruya rağmen tebessüm ettim.
Yanımda olman gereken zamanlar, yokluğunla geçti Eun Mi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nightmare || pjm. ✓
Fanfiction"Eğer kabustan uyanamıyorsan belki de uykuda değilsindir." 悪夢 [Nightmare] | @-PeterPan | Her hakkı saklıdır. @jiminisa ithafen yazılmıştır.