Sabah büyük bir baş ağrısıyla uyanmıştım. Yatakta doğrulduğumda dün akşam yaşadıklarım teker teker gözlerimin önüne geliyordu. Bana 'Geleceğimsin' demişti. Doğru muydu gerçekten? Ben onun geleceği miydim? Bizim bir geleceğimiz var mıydı? Ben onun sözlerine değil de hislerine inanmıştım. Ağzımızdan çıkan sözler bazen gerçeklik payı taşımazdı, fakat hissederek söylediğimiz sözler gerçekti. Ben inanıyordum ki dün söylenilen sözlerin hepsi bir histi...
Ellerim ile başımı tutarak yataktan kalkmış, mutfağa ilerlemiştim. Mutfağa girdiğimde Yağız elindeki kahveyi yudumluyordu. Bir adım daha atarak önünde durduğumda başını bana çevirerek gülümsedi. Bende ona aynı şekilde karşılık vererek buzdolabındaki ağrı kesicilerden birisini alarak ağzıma atmıştım.
"Bugün Cemler ile birlikte Tarık Bey'in yanına gideceğiz. Acele etmemiz lazım. Birazdan burada olurlar." Yağız bunları söyledikten sonra hiç beklemeden odasına doğru ilerlemişti. Bende elimdeki bardağımda kalan suyumun son yudumunu da içerek odama ilerledim. Üzerimi değiştirdikten sonra odadan çıkarak salonda Yağız'ı beklemeye başladım. Bugün Cem ve tahminimce Ada'da bizimle gelecekti. Ada samimi, güzel ve iyi bir kıza benziyordu. Kıskançlık duygum ağır bastığı için belki de onu sevmemiştim. Daha doğrusu sevmeyi denememiştim. Bu bizim yaptığımız başlıca hatalardandı. Kızın içini bilmiyordum, sadece dış görünüşe göre yargılıyordum. Kız güzeldi. Peki ya içini biliyor muydum?
Yağız'ı arkamda hissetmemle birlikte başımı ona çevirmiştim. Üzerine bir tişört ve bir pantolon giymişti fakat o kadar yakışmıştı ki üstündekiler ona, dilim tutulmuş tek kelime edemeyecek hale gelmiştim. Bende hemen odama doğru giderek çantamı almıştım. Aşağı indiğimde koltukta oturmuş, telefonu ile oyun oynuyordu. Beni fark etmesi için boğazımı temizleyerek ilgisini çekmeye çalışmıştım. Bana döndüğünde gözleri parlıyordu, o an ne kadar mutlu oldum anlatamam... Yanıma yaklaşarak elimi tutmuş ve arabaya doğru yol almıştı.
Modern yapıya sahip olan bir binanın önünde durmuştuk. Binanın dışı diğer binalara göre daha yeni ve güzeldi. Bulunduğumuz bölge daha yeni gelişmeye başlamıştı anladığım kadarıyla. Arabadan indiğimizde, önümüzdeki araçta Cem ve Ada araca yaslanmış gülerek konuşuyorlardı. Bizi fark ettiklerinde doğrularak yanımıza gelmişlerdi. Daha fazla oyalanmamaya karar vererek hemen apartmana ilerlemiştik.
...
Yağmur yağmaya başlamış ve hava kararmıştı. Yağız ve ben ise saatlerdir arabayla durduğumuz deniz kenarında sakince oturmaya devam ediyorduk. Bir sır açığa çıkmış, aynı zamanda hiçbir şey öğrenememiştik. Ada ve Cem'in sevgili olduğunu öğrenmiştim bununla birlikte kıskançlığım da son bulmuştu. Yağız'ın ailesine gelecek olursak Tarık Bey ve Yağız'ın ailesinin yolları uzun yıllar önce ayrılmış. Son çaremiz Emel Hanım'dı. Tarık Bey'in anlattığı kadarıyla Emel Hanım ve Yağız'ın ailesi kazadan öncesine kadar görüşmeye devam etmişler.
"Neden her defasında umudumu yitirip, aynı zamanda yeni şeylere umut bağlıyorum?" Saatlerdir süren sessizlik Yiğit'in bitkin sesi ile son bulmuştu. Umuttu işte bizi sona yaklaştıran, bir o kadar da sonu unutturan... İnsanlar hep bir şeye umut bağlardı. Kimisi aileye, kimisi aşka... Bense hayata bağlamıştım, mutlu olmaya bağlamıştım.
"Çünkü umut bizi güçlü kılan tek şeydir. Sonunda öleceğini bile bile yaşamaz mı insan? Umuttur işte bunu bize unutturan. Sen Yağız Kuday umudun bir gün son bulsa dahi başka bir şeye umut bağla. Onun için yaşa, onu hayal et ki hayat adı verilen bu oyunda galip olabilesin." Ona dönerek konuşmaya başladığımda o da bana dönmüş kızarmış gözlerini gözlerimden ayırmayarak beni dinlemişti.
"Benim sana umut bağlamama izin verip sende bana umut bağlar mısın?"
"Ben çoktan hayata umut bağladım, sende benim hayatımsın zaten. Bence artık seninde bağlamanın zamanı geldi Yağız Kuday." Gülümseyerek verdiğim cevaba o da gülümseyerek onaylamış, saçlarımın arasına kocaman bir öpücük kondurmuştu.
...
"Lina yanlış yapıyorsun. İşlem hatası yaptın ve yanlış formülü uyguladın. Sen verdiğim ödevleri yapmıyor musun?" Yağız üniversite için çok sıkı bir program hazırlamış, öğretmenliği de kendi üstlenmişti. Çözdüğüm soru sayısı artık başımı ağrıtmaya başlamıştı ama Yağız hiç ara vermeden beni çalışmam için zorluyordu.
"Yağız yapıyorum, ama çok yoruldum. Biraz ara verip film seyredebilir miyiz? Ben daha fazla dayanabileceğimi sanmıyorum." Gözleri ile doğru söyleyip söylemediğimi tartıp onaylamıştı.
"Ben aşağıda film seçiyorum sende kitaplarını topla, yanıma gel." Bende onun gibi onaylayarak kitaplarımı toplamış aşağı inmiştim. Aşağı indiğimde filmi takmış beni bekliyordu.
Film bittiğinde ben en son sinema faciasında olduğu gibi hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Zengin olan çocuk bazı sebeplerden dolayı bir kasabaya yerleşmişti. Orada aşkı bulmuş, fakat kısa zamanda kız bir hastalıktan dolayı ölmüştü.
"Yağız sen sakın beni bırakma. Kalbin hiç durmasın, nefesin hiç bitmesin, kelimelerin sonsuzluğa uğurlanmasın." Başımı onun göğsüne yaslayarak kalbinin attığından emin olmak istercesine kalp atışlarını dinliyordum. O ise kollarını belime sımsıkı sarmış beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Kalbim bir gün durursa, nefesim biterse dahi kelimelerim sonsuzluğa değil, sensizliğe uğurlanır. Eğer bir gün kalbim atmayı bırakırsa aklım ve sevgim senin kalbinde yer edinir bunu asla unutma Güzelim."
Herkese merhabalar. 2 aydır yoktum ve bu sürede niye yazamadım onu kısaca açıklayayım. Bir ameliyat geçirdim. Yaram enfeksiyon kaptı onunla uğraştım ve hala uğraşıyorum. Anneannem yoğun bakıma alındı ve ben anneannem çok bağlıyımdır. Onu orada görüyorsunuz ve gerçekten çok zor bir durum. Anneannem neyse ki oradan çıktı ve şuan durumu iyi. Bunların dışında da başka sorunlarım var onlarla uğraşıyorum. Çok zor zamanlar geçirdim ve hala geçirmeye devam ediyorum. Şimdi size biraz yeni bölümlerimiz hakkında bilgi vereyim. Final tarihimiz belli oldu. 9 Aralık... Çarşamba ve Cumartesi günlerimiz bölüm günlerimiz. Bölümler daha erken veya daha geç gelebilir, ancak haftada iki bölüm atmaya çalışacağım. Şuan size de anlattığım gibi sorunlar yaşıyorum ve gerçekten desteklerinize ihtiyacım var. Lütfen oy ve yorumlarınızı benden esirgemeyin. Bölüm şarkımız Fikret Kızılok- Gönül. Media'da Yağız var. Hepinizi kocaman öpüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bataktan Aşka... (TAMAMLANDI.)
Fiksi RemajaBelki yanlışların içindeki tek doğruydu bizim hikayemiz. Belki yaşanmışlıkların içindeki yaşanmamışlıktı. Belki de o kadar acının içindeki umut ışığıydı. Bataktan aşka uzanan uçsuz bucaksız yoldu. Ama emin olduğum bir şey var; İnsan uçurumun kenarın...