Aile Bağları (T)

88 4 0
                                    

-Barın:

Dün akşamın işe yarayıp yaramadığını hala bilmiyordum. Aslında gayet güzel konuştuk fakat bu onun benimle barıştığı anlamına gelmiyordu. O bütün kızlardan farklıydı. Beyni farklı çalışıyordu ve bir şarkıya kanacak bir kız değildi.

Neredeyse bütün günüm ondan telefon beklemekle geçti ama ne arayan vardı ne soran :( Bugün zaten "Aile Günü"müzdü. Her seferinde dedim anneme 'Hani ben katılmasam, zaten kaç yaşıma geldim. Hem Elfida var o yeter size hadi yaaa :(' dememe ve cazibemle şirinliğimi kullanmama rağmen annemin cevabı her zaman net olarak 'Hayır. O güne katılınacak.' oldu. Eğer dün Heves'le aramız bozulmasaydı, bugün onunda getirecektim aile gününe ama işte :( artık bidahaki ay inşallah.

Ailemin evine vardığımda Sezen yengem ve Bora amcam -yani Deniz'in ailesi- ve annem babam ve bitanecik kız kardeşim Elfida'm. Zaten annemle Elfida'm olmasa bu eve ASLA uğramazdım. Babamla aram çok iyi değildi ve hiçbir zaman da iyi olmadı. Küçükken birşey denemek istediğimde veya merak ettiğimde genelde şiddete uğrardım. Her zaman işletme ve ekonomi okumamı ve şirketin başına geçmemi istedi. Bu yüzden sevdiğim ve hobi olarak yaptığım her şeyden beni uzak tutarak beni cezalandırdı. Fakat annem müzikten ve yüzmeden beni asla ve asla mahrum bırakmadı. Bana gizlice bir gitar aldı ve beni Fransa'da bir ortaokula yazdırdı. Aslında bakarsanız, yüzme hayatıma da burada başladım. Her şey babamdan gizliydi ve amcamlar 'tatile gidiyoruz' bahanesiyle benim yanıma gelirlerdi. Eğer amcamların burada olduğunu öğrense buna da kızardı. Neyse ki Fransa'daki lisemde mösyö'ler beni mimarlık ve mühendislik için yönlendirdiler. Böylece babam da kabul edip kaderine razı olmak zorunda kaldı.

Annemin "Barın'ıııım canım oğluuuum!" Diye bağırıp bana sarılmasından sonra amcamlarla muhabbet edip Elfida'mla özel olarak ilgilendim. Tabii ki Elfida her zamanki gibi sırtıma atlayarak beni karşıladı. Manyak işte. Evde kaplan dışarıda süt dökmüş kedi. Aşşırı içine kapanıktır benim Elfida'm. Onunla da işim bittikten sonra tek kurtarıcım Sipirmin'im canım bro'm Deniz geldi. "Evveeet canım ailem geç teşrif ettim kusura bakmayın. Dün akşam geç saatlere kadar FİZİK çalıştım kusura bakmayın." Ben senin fizikten kastını gayet iyi anladım da neyse ki amcamlar durumu çakmıyordu. Bu fizik olayı zaten Elfida, Deniz ve benim aramdaki küçük bir espriydi. Yanıma oturduğunda sessizce "Fizik diyorum, sarışın mı çalıştın yoksa esmer mi?" Diye sorduğumda Deniz gülerek "Dün akşam değişiklik yapıp bir kızılla çalıştım ve inan bana konuyu gaaaayetinde iyi algıladım." dedi ve Elfida "Wops! Deniz abi iyiice aşmıııış" diye fısıldadı.

"Hadi çocuklaaaaar yemek hazııııır!" Diye bağıran annemin şu tanıdık sesiyle yerimizden fırladık ve hızla masaya gittik. Aile günlerinde yardımcılarımız izne ayrılır ve o gün evde olmazlardı. Yemekleri annem ve yengem hazırlar, amcam ve babam da dama oynarlardı. Bulaşıkları da yine aynı şekilde annem ve yengem yıkar ve şu son 2 yıldır Deniz'le bana dondurma, pasta, kavanozlar ve sebzeler koyarlardı. Biz de eve gittiğimizde Deniz'le birlikte pastayı ve dondurmayı mideye indirir, diğer sebze fasa fisolarını dolaba koyar, çürüyünce de çöpe atardık.

Yine o gün aynı şeyler yaşandı. Yemekler yendi, bulaşıklar yıkandı, bizim yanımıza yemekler kondu ve elektronik cihazlara akşama kadar dokunılmadı. Çünkü bugün yani aile günlerimiz kaynaşmamız ve dertleşmemiz için yapılan bir gündü. Fakat bana sorarsanız bu pek de bir işe yaramıyordu. Çünkü babamla amcam iş konuşur, annemle yengem zaten rutin muhabbetlerini yapar, biz genç tayfa da kız muhabbeti, müzik muhabbeti falan yapardık. Hatta bazen Elfida'nın sıkıldığı bile olurdu. O zamanlarda onun telefonunu kaçırır, ona gizlice getirip telefonla ilgilenmesini sağlardım. Ne de olsam onun abisiyim ve onun canının sıkılması demek benim canımın sıkılması demekti.

Elfida üniversiteyi kazanır kazanmaz onu yanımıza alıp onunla yaşayacağız. Çünkü bu ev gerçekten de bir HAPİSANEYDİ. Onu orada savunmasızca bırakmak her aile günü sonunda beni en çok zorlayan şeydi. Neyse ki sevgili babacığım bana yaptıklarının aynısını kardeşime yapamıyordu.

Ayrıca bu akşam bizim okulun balosu vardı ve Heves'ten hala bir ses çıkmamıştı. Ben de gelmeyeceğini düşünüp Deniz'le gitmeye karar verdim. Ama baloda olacaklardan o anda haberim yoktu. Balo salonuna girdiğimde bütün kızlar dönüp kapıya doğru bakmaya başladı fakat ben hiçbiri yokmuş gibi davranıp Deniz'le birlikte masamıza doğru ilerledim. Deniz bu akşam formunda görünüyordu. Gecenin sonunda yine FİZİK çalışacak gibi görünüyordu. Kapıdan giren Heves'i gördüğüm anda bu düşüncelerden tamamen kurtuldum fakat arkasından gelip koluna giren herifle sinirlerim tavan yaptı. Bu pislik de kim ve benim kızımın kolunun onda ne işi var?! Kötü düşünmiyim belki de beni kıskandırmaya çalışıyordur. Hmm nerde benim telefonuuum.. hah buldum. Hemen ilk yardım setimi aradım ve olumlu cevap "Elfida'm bu akşam boşsun değil mi? Hemen hazırlan çünküüü abin seni bir baloya götüreceeek." (şuraya bi leytani gülüş koyalım. Hıııh muhteşşem oldu zuhahahahahah)


Eyvah! HatırlamıyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin