Ilk kalp atişi

614 39 13
                                    

Sen ruhuma cemre diye damlamadikdan sonra
Ben bu bedende neyleyim?!...
Ask da sen
Hasret de sen
Ben de sen......

Mevlana derki, "Her gönül bir tek sevgiliye dönükdür aslinda. Lakin kiblesi yanlişdir. Buldugunu sandiği sey gerçekde aradiği diyildir aslinda.
Kimisi gül yüzlü güzele meftun, kimisi bir ceylan bakisa mecnundur.
Bazisi dünyaya kanmiş, bazisi mala mulke aldanmiş. Oysa her biri aslinda bir sevgili tarafindan sinanmiştir".
Şimdi sizlerle gerçek sevgili tarafindan sinanmiş iki aşigin hikayesi paylaşcam...

"ILK KALP ATIŞI"

Zafer Aktan

Ismim Zafer Aktan. 22 yaşindayim. Türkiyenin en güzel şehirlerinden olan Izmirin en siradan sokaklarinin birinde oturuyorum. Küçük yaşlarimda annemi kaybettikden sonra babamla ikimiz kaldik. Canim babam... hic hiss ettirmedi annemin yoklugunu . Iki yil önce Istanbul universitesini kazanmistim. Ama maddi durumumuz iyi olmadigindan okuyamadim. Yinede pisman diyilim. Simdi babamla kücük bir çiçekci dukkaninda calisiyorum . Dükkanda her növ çiçek , çiçek kurusu satariz. Çiçek hurusunu muhtamelen ilaclar icin alirlar. En güzel anilarim bu dükkanda gecdi. Binbir çiçeyin kokusuyla büyüdüm ben. Bu mahalle ,bu sokaklar hepsi benim icim çok kiymetliydi. Çunki bu siradan sokagim siradan dukkaninda atmisdi ilk kalp atislarim. Ask atislari...

10 yil önce

Ömer bey. Zafer .....Zafer oglum... Nereye kayboldu bu çocuk yine? Zafer
...
Zafer. Efendim baba.
Ömer bey. Nereye kayboldun sen? Hadi bana yardim etde disaridaki cicekleri içeri taşiyalim
Zafer. Tamam.

Çocuklugumda cok kurnazdim. Ne kadar azar işitsemde, bir daha olmiycak diye babama soz versemde yine bi yolunu bulup yaramazlik yapardim. Bizim dükkanin yaninda firimci Ali amcanin dükkani vardi. Sicacik ekmeklerin kokusu ta aşagi mahalleden duyulurdu. Onunla karsi karsiya kuyumcu dukkaniydi. Kuyumcu Osman amcanin ciragi Kaan ve bir yas kücük kardesi Yusuf benim en iyi arkadaşlarimdi.

Her sabah babam erkenden dukkani acardi. Onun ardinca da ben gelirdim. Amma ben hep yatakdan kalkamadigim icin gec kalirdim. Ver her gunde babamdan ayni laflari işitirdim.. " Her gun sana laf söylemekden biktim ama sen dinlemekden yorulmuyosun. Ben öldükden sonra bu dükkani sen işleticeksin. Her çiçeyin tabiatini , ismini nasil yetişdirildiyini iyi bilmelisin..."
Dogrusu babamin bu laflarindan bir azcik bikmisdim. Amma bir sözu hic hosuma gitmiyodu.. ölüm. Belkide annemi cabuk kaybetdiyim icindi. Ayrilikdan , hasretden korkuyordum.. Dogrusu çiçekler baresinde bir cok seyi öyrenmisdim, ve öyreniyordumda...Tabii babam sayesinde.onu cok seviyorum..
................

Jülide hanim. Salam aleyküm
Ömer bey. Aleyküm selam Jülide hanim. Buyurun. Nasilsiniz? Salikdasiniz insaallah?

Gelen Jülide hanimdi. Jülide hanim mahallenim doktoruydu. Ara sira dükkana gelir çiçek kurusu alirdi. Bu sefer yaninda küçük bir kiz çoçuğu vardi.

Jülide hanim. Çok sükür sagliğiniza duaciyiz efendim.
Ömer bey. Bu ufaklikda kim? Pekde güzelmiş maşaallah.
Jülide hamim. Incimi? Evet torunum
Bu yaz yanimda kaliyo. Yardim ediyo bana

Adi Inciymiş...Ilk defa yüreyimdeki kanin çekildiyini, dudaklarimin kuruduğunu, bacaklarimin titrediyini hiss etmişdim. Bana noluyodu boyle?

Ömer bey. Zafer oglum, bana bir az karanfil ve kirlanqiç kurusu ver. Zafer...oğlum...

Babamin sesi beni hayallerimden ayirdi.
Ömer bey. Dalip gitmişsin oğlum. Çabuk ol, bir az karamfil ve kirlangiç kurusu ver.
Zafer. Tamam baba .

Ellerim ayaklarima dolaşmişdi. Ne yapdiğimi anlamiyordum.Tam o sirada, Allah kayretsin.... Dolu vazoya çarptim. Vazo yere düşerek paramparça olmuştu. Içindeki çiçekler yerle birdi.
Aman tanrim. Naptim yine...
Kiz bana bakiyordu. Gülümsemesini bitürlü gizledemedi. Kücücük gözleri bir az daha kücülüyodu gülünce... Gülmek çok güzel yakişiyordu ona...
Utancimdan yüzlerine bakamayacak kadar kipkirmizi olmuştum. O telaşla yerdeki vazo kirintilarini toplamağa çalişiyordum.

Ömer bey. Birak oğlum. Bitarafini kesiceksin , çekil ordan. Kusura bakmayin Jülide hanim benim oglum çocukluğundan çok sakardir.

" Aman baba napiyorsun, zaten kizin yaninda da mahcup oldum...." diye bi ses gecdi içimden...
Jülide hanim. Yok efendim ne kusuru, estafürullah. Haydi kizim biz gidelim.çok sag ol Ömer bey
Ömer bey. Güle güle yine bekleriz. Zafer... Oglum....buradamisin , geri dön.)) Aklin nerde yine? Hadi bana yardim etde toparlayalim burayi...

................
Zafer. Hoş geldin.
Inci. Hoş bulduk.
Bu gün yalniz gelmişti.
Inci. Bana bir az kimyon, katirtirnaği ve karanfil kurusu verin.
Zafer. Hemen.

Gözlerimi alamiyordum. Kalbim sanki şimdi yerinden çikicakdi. Acaba çarpintisini duyuyomudur. Gözlerine bakamiyordum. Sanki masmavi gözlerinde kaybolmaktan korkuyordum. Bana bakiyordu,amma ara sira..)) papatyalara bakiyodu hep. Acaba papatya seviyomudur? Ne tesadüf ki en sevdiyim çiçekdi. Tüm istediklerini hazir edip bir sebete yerleştirdim. Küçük bir keseye papatya kurusu ve dün kuyumcudan aldigim kolyeni koyup gizlin sebetine attim . Ve sebetini de alip gitdi.
Ahmak kafam...neden bir deste papatya vermedimde kurusunu keseye koydum..iyice saçmaliyordum ama bu yep onu görünce oluyordu.

Sabah, öylen , aksam her an gele bilirdi. O gelir diye dükkani erkenden açar her kesden sonra kapatirdim. Babam bile şaşirmişti..))) onu görünce içimde bir şeyler kipirdardi. Dükkana tez tez gelmesine rağmen cesaret edip daha fazla konuşamiyordum onunla . Sanki boğazim kuruyordu. Sozler bitürlü dökülmüyodu ağzimdan.
Güneş gibi sari saçlari vardi. O mahallye girince ilk baharda olduğu gibi canlanirdi mahalle. Tüm çiçeklerin kokusu bir anda deyişirdi. Her yan bahar kokardi. Sanki güneşi yaninda taşirdi..
Ama birden gelmez oldu...((Her gün dükkanin karşisinda oturup gelmesini bekliyordum.

Ömer bey. Jülide hanim...
Zafer. Gelmez oldular.
Ömer bey. Evlerine dönmüştür belki de . Yaz bitiyor.

Içimde kötü bir hiss vardi. Sanki bir daha Inciyi göremiycektim. Ne kendi geldi , ne bir haber ala bildim ondan. Baharim kokusu çekildi sanki tüm mahalleden...


Bana Beni AnlatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin