2-Aklımı mı okudu?

792 84 41
                                    

Multimedyada Jasmine

Özet: Jasmine, 23 yaşında hayatta kalmak için organik gıda karşılığında kaçakçılık yapan bir kızdır. Başarılı bir takastan sonra, heykel gibi bir vücudu olan yeşil gözlü adamla karşılaşır. Çok etkilenmesine rağmen, yaşam savaşı verirken böyle bir ilgiden şüphe eder. Adamın kendisini yaklaşık bir aydır takip ettiğini ve âşık olduğunu söylemesine rağmen kabuğunu kırıp adama karşılık vermez. Elde ettiği malları sahiplerine vermek için girdiği meyhaneyi askerlerin basması üzerine, heykel adam Jasmine'i oradan çıkarır.

*** Yeni Bölüm ***

Henüz adını bile bilmediğim birinin peşinden sürükleniyordum. Askerlerden kaçıyorduk, çünkü yakalanırsam öldürülecektim. Şüpheci yanım, onun tam da askerler baskın yaptığında gelmesinin arkasında art niyet arıyordu.

Belki askerleri o çağırmıştı ve kendisi ile gitmem için bir tuzak hazırlamıştı. Belki de askerlerin meyhaneyi basması yalandı ve boşuna kaçıyordum. Belkilerden kafam karışmıştı. Ona güvenebilir miydim bilmiyorum.

Fakat elimi tutan eli sıcacıktı. Kollarındaki kuvvet, koşmasam bile beni götürmeye yetecek gibiydi. Aniden durdum.

Durduğumu fark edene kadar beni az daha sürükleyerek götürecekti. Ne olduğunu anlamak için durdu ve bana baktı. "Ne oldu yoruldun mu?"

"Nereye götürüyorsun beni?" diye sordum. Şüphelerimden kurtulmaya ihtiyacım vardı. Yeşil gözlerini bana dikerek baktı bir süre.

"Nereye gitmek istersin?"

Adam soruma soruyla karşılık veriyordu. Bu şüphelerimi daha da arttırıyordu. Fiziksel cazibesine kapılmadan, karşısında durup gözlerine bakmak çok zordu. Gözlerimi aşağıya indirdiğimde, kaslarını saklamakta başarılı olamayan gömleğine baktığımı fark ettim.

Yanaklarım kızarmaya başladığında, yorgunluktan diye kendimi ikna etmeye çalıştım. "Çantamı geri ver" dedim kararlı bir şekilde.

Tek kaşını kaldırdı ama dediğimi yapıp çantayı bana uzattı. Sırtıma taktıktan sonra kendimi daha iyi hissediyordum. Nereye gitmek istediğimi sormuştu. Aslında malların takasını bitirip evime gitmek istiyordum.

Güzel bir duş alıp rahat kıyafetlerimi giyerek koltuğa uzanmak ve film izlemek istiyordum.

"Peki" dedi.

"Neye peki?"

"Senin evine gidip film izleyelim."

Aklımı mı okumuştu? Telepat mıydı yoksa? Bütün ucubeler de beni buluyordu. Acaba ucube dediğimi de okumuş muydu?

Yüzüne baktığımda okuduğuna dair bir işaret göremedim. O zaman film izlemek istediğimi nereden biliyordu?

"Çok şeffafsın" dedi. "Aklını okuduğumu sandın değil mi?"

Yüzündeki gülümseme yine kısa devre yaptırmıştı beynime. "Okumadın mı?"

"Keşke öyle bir yeteneğim olsaydı" dedi iç çekerek. Elini saçlarının arasından geçirip gülümsemeye devam etti.

"Öyleyse kahrolası eve gidip, kahrolası film seyretmek istediğimi nereden biliyorsun" diye bağırdım.

Evet, karşımdaki kusursuz yaratığa bağırmıştım. Tamam, beni kınayabilirsiniz ama sinirlenince gözüm kimseyi görmezdi. O ise bağırmamdan hiç etkilenmeden sağ elini omzuma koydu.

"Sana nasıl bildiğimi söylersem, beni evine alacak mısın?"

Aklımdan bin bir türlü fikir geçiyordu. Benimle oynadığını hissediyordum. Kabul etmezsem, gerçeği öğrenemediğim için merakımdan delirirdim. Evime alırsam, bana özel sığınağıma tanımadığım birini almış olacaktım.

Doğanın isyanı (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin