7-Çaresizlik

470 63 22
                                    

Not: Bu kitapta bilim kurgu öğeleri az gelebilir. Çok uzakta olmayan bir gelecekten bahsediyorum. Fakat GDO'suz organik ürün bulmanın neredeyse imkânsız olduğu bir dünya, başlı başına bir bilim kurgudur. İlla uzaylılar olması gerekmez. Yeni nesil manavdan aldığı domatesleri yerken, 30-40 sene önce üretilen domateslerden ne kadar farklı olduğunu bilmez. Birçok ürünün genetiği ile oynandı. Eski halini hatırlayanlar bilir, o günlerde meyve ve sebzelerin kokusu bile farklıydı. Yaşadığımız dünyanın kıymetini bilelim. Bahçe ve tarlalarımıza değer verelim. Onlar bizim geleceğimiz.

Özet: Doğan işlettiği tesisin, hükümet tarafından onaylı olduğunu söyler. Hükümet zenginlere organik ürün satışı yapılması için gizliden izin vermektedir. Çiftlikten dönerlerken üzerlerine ateş açılır. Doğan'ın tüm çabasına rağmen Jasmine kaçırılır. Kızı kaçıran Karl'dır.

*** Yeni Bölüm ***

Gözümü açmadan önce bulunduğum çevreyi hissetmek istedim. Bu bana avantaj verebilirdi. Soğuk havayı hissettiğimde içim ürperdi. Sanki çıplakmışım gibi hava her yerime değiyordu. Ayakta durduğumu fark ettim, fakat kollarım iki yana açık bir şekilde bağlanmıştı. Belimin altından geniş bir kemerin beni sıktığını hissettim.

Uyandığımı anlamaları an meselesiydi. Gözümü hafifçe açarak çevremi görmek istedim. Keşke açmaz olaydım. Yerden yüzlerce metre yukarıdaydım. Önümde şehrin ışıkları altında muhteşem bir manzara vardı. Dev binalar, ışıkları ile geceyi aydınlatıyordu. Fakat çok yüksek olduğundan havanın soğuk olmasına şaşırmamam gerekiyordu. Kafamı önüme eğdiğimde üzerimde sadece iç çamaşırlarımın olduğunu gördüm. Üstelik Doan'ın evindeyken değiştirdiğim kendi çamaşırlarım yerine, kırmızı dantelli bir takım vardı.

Birisi beni uyurken soymuş ve üstüme bunları geçirmişti. O birini bulduğumda ben de ona sağlam bir yumruk geçirecektim. Uyandığımı anladıklarına emindim ama kimse yanıma gelmemişti. Bu havada böyle durmaya devam edersem, donarak öleceğim kesindi.

"Hey kimse yok mu? Beni bu lanet yerden indirin hemen."

Kimsenin cevap vermediğini fark edince, içimde ümitsizlik filizlenmeye başladı. Karl'ın beni kaçırdıktan sonra bayıltıp buraya bağlaması yeterince kötüydü. Bir de üstüne üstlük, Doan'ın beni bulma ihtimali yoktu. Nerede olduğuma dair bir fikri olamazdı. Beni aradığını varsayarsak tabii. Ne kadar süredir ayrıydık bilmiyordum ama beni aradığını düşünmeyi tercih ediyordum.

Ben bile nerede olduğumu bilmiyordum. Aniden bir el kalçamı elleyince irkildim. Sert bir şekilde okşuyordu ve canımı yakıyordu. "Hey sapık, yüzünü göster" diye bağırdım.

"Bak şu lafa, alınırım ama Jasmine."

Bu ses... Olamaz... Doan'ın sesiydi bu. Beni kurtarmaya gelmişti. Fakat beni çözmek yerine kalçamı okşamakla meşguldü.

"Doan çöz beni."

"Neden sevgilim, biraz fantezinin zararı olmaz" diyerek arkamdan göğüslerime sarıldı. Normal şartlarda olsa zevk alabilirdim ama şimdi yerden metrelerce yüksekte ve donarken değil.

"Çöz beni" diye bağırdım ama bu sefer sesim isterik bir çığlık gibi çıkmıştı. Ellerim, ayaklarım bağlıydı. Kalça hizamdan geniş bir kemerle sabitlenmiştim.

"Önce biraz eğlenelim" diyen Doan, göremediğim bir tuşa bastı. Hafif bir klik sesinden sonra üzerine sabitlendiğim T biçimindeki yapı öne doğru yavaşça eğilmeye başlamıştı. Beni tutan kelepçeler olmasa çoktan aşağıya düşmüştüm.

Doğanın isyanı (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin