33-Cehennemde

130 26 3
                                    


Özet: Nurane gizlice Jasmine'i ziyaret eder. Jasmine'in babasının başkan olduğundan haberdardır. Karl şikâyetçi olmamak için Jasmine'le özel görüşmek istediğini söyler. Doktor Jasmine'i özel bir odaya götürür. Odada Sanal Gerçeklik Tankı vardır. Kıza iğne yapıp uyuturlar. Kendine geldiğinde bulunduğu yerin askerler tarafından korunduğunu fark eden Jasmine kaçmaya çalışır. Askerlerle çarpışır. Doğan'ı öldürdüklerini görünce hepsini öldürür ve intihar eder. Ölmüş olması gerekirken etrafında sesler duyar ve ölüp cehenneme gittiğine inanır.

*** Yeni Bölüm ***

Kendime geldiğimde hâlâ hastane odasında olduğumu gördüm. Cehennemde olsam bile, hastane odası görüntüsünden kurtulamamıştım. Bayılmadan önce babamı gördüğümü hatırladım. O da benimle birlikte cehennemdeydi.

Ayağa kalkmak istedim ama kollarımdan yatağa bağlandığımı fark ettim. Sanki cehennemden kaçış vardı da beni tutmak istiyorlardı. Arkama yaslanıp sakinleşmeye çalıştım. Kendimi öldürmüştüm ve gözümü hastane görünümlü cehennemde açmıştım. Doan'ı öldürdüklerini hatırlayınca, gözlerim yaşardı. Boğazıma bir yumru oturdu, sessizce ağlamaya başladım.

Kapı açılıp içeri giren kişiyi görünce, gözlerim fal taşı gibi açıldı. Doan'ın görüntüsüne sahip bir zebani olmalıydı. Bana işkence etmek için sevdiğim ölü adamın suretinde gelmiş olmalıydı.

"Merhaba güzelim."

Sesi, kokusu, aynıydı. Bu kadar işkence fazlaydı. Gözlerimi kapatıp zebaninin kaybolmasını diledim. Oysa o yavaşça yürüyüp yanıma kadar geldi. Her attığı adımda kalbim daha hızlı atıyordu.

"Bana bak Jasmine."

"Sen öldün" dedim fısıltıyla.

"Ne dedin duyamadım" diyerek bana doğru eğildi. Gözlerim kapalı olsa da yüzümü okşayan nefesini hissedebiliyordum.

"SEN ÖLDÜN!" diye bağırarak onu duvara fırlattım. Kendisini toparlayamadan odadan çıktım. Sağa sola bakmadan sadece koşuyordum. Önüme çıkanları itiyor, bir çıkış arıyordum. Sonunda geniş bir kapı gördüm ve gücümü kullanıp savurdum.

Kendimi dışarı atınca, cehennemin dünyaya ne kadar çok benzediğini fark ettim. Sanki zihnimdeki dünyayı kullanıp bana sanal bir yer inşa etmişlerdi.

Bana az kalsın çarpacak bir arabayı, gücümü kullanıp durdurdum. Şoför kılıklı zebani cama yapıştı. Onu umursamadan koşmaya devam ettim. Karşıdan bana doğru yaklaşan iki polis gördüm. Bu da cehennemin bir oyunu olmalıydı.

Ellerimle işaret edip, polisleri iki yana savurdum. Ellerini silahlarına uzatınca daha kuvvetli ittim ve duvara çarptım. Burnumdan akan kan ağzıma ulaşmıştı. Gücümü çok zorlamıştım. Fakat cehennemde bu gerçek olamazdı. Hepsi kafamdaki bir hayal olmalıydı. Öyleyse neden burnum kanıyordu ki?

Arkamdan bağırarak koşan Doan'ı gördüm. Onun kılığındaki zebaniyi incitmek ve tüm gücümle konsantre olup onu yüzlerce metre öteye fırlatmak istiyordum. Doan yakınıma gelene kadar bekledim ve son anda ellerimi kaldırdım. Birisinin başıma vurduğunu çok geç fark etmiştim.

Ne kadar baygın kaldığımı bilmiyorum ama yanımda konuşan insanların sesiyle kendime gelmiştim.

"Bana cehennem ile ilgili bir şeyler söylemişti" dedi babam.

"Bana da sen öldün diye bağırarak saldırdı." Doan da yanımdaydı.

"Bunların hepsi geçirdiği ağır travma sonrası gördüğü hayaller. Ona ulaşmaya çalışıp, yaşadığını sandığı şeyin gerçek olmadığını izah etmeliyiz."

Doğanın isyanı (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin