17-Doğan'la buluşma

286 49 21
                                    

Özet: Nurane ve Jasmine sahte kimliklerle ilaç tesisine girmeyi ve böcek ilacını almayı başarırlar. Fakat çıkışları sırasında güvenlik durdurmak ister. Araba ile kaçmaya çalışırlarken, Jasmine arkalarına takılan güvenliği engellemek için gücünü kullanır ve iki arabayı yoldan çıkarır. Jasmine gücünü çok zorladığı için burnu kanar ve kendinden geçer.

*** Yeni Bölüm ***

Kendime geldiğimde birisinin başımı okşadığını hissettim. Gözlerim kapalıydı ama Doan'ın kokusunu almıştım. Gerçek olamayacak bir düş gördüğüme inandığım için kaybolmasın diye gözlerimi açamadım. Bir süre sevilmenin tadını çıkardıktan sonra, gözlerimi açıp gerçekliğe dönmeye karar verdim.

"Nihayet uyandın Jasmine."

Doan? Neler olduğunu anlayamıyordum. Doan tepemde durmuş gülümseyerek bana bakıyordu.

"Doan burada ne işin var?"

Yakışıklı yüzünde bir şaşkınlık ifadesi belirdi. "Her gün olduğu gibi bugün de seni görmeye geldim."

Etrafıma bakınca son kaldığım tesiste olduğumu anladım. Nurane kendimden geçince,, beni buraya geri göndermiş olmalıydı.

"Nurane nerede?"

"Kim?"

"Nurane Aliyeva, isyanın lideri."

"Ne isyanı Jasmine? Sanırım kafan karışmış."

"Hayır Doan, beni buradan çıkarıp, gizli yerlerine götürdüler. Sen benden bir hafta haber alamadın. Merak etme diye izlenemeyen telefondan seni aradım."

Doan başımda duran hemşirenin kulağına bir şeyler söyleyince, kadın başını sallayıp odadan çıktı. Bana baktığında gözlerindeki acımayı fark etmemek mümkün değildi. Bana sevdiği kadına bakıyor gibi değil de aklını kaçırmış bir zavallıymışım gibi bakıyordu. Doan'ı tanıdığım bu süre içerisinde hiç böyle davrandığını görmemiştim.

Gözlerimi kapattım, sanırım içim geçmişti. Gözlerimi açtığımda doktor ile Doan'ın konuştuklarını gördüm.

"Doğan Bey, size üzülerek bildiriyorum ki Bayan Jackson kendine hayali bir dünya oluşturmuş. İsyancı dediği bir grupla, bir takım olaylar gerçekleştirdiğine inanıyor. Üstelik düşünce gücüyle eşyaları hareket ettirdiğini iddia ediyor."

"Bunlar gerçek" diye bağırdım. Uyandığımı fark ettiklerinde bana baktılar. Düşünce gücümle eşyaları hareket ettirmemin hayal olduğunu söylemeleri sinirimi bozmuştu. Konsantre olup masada duran vazoyu itmeye çalıştım. Fakat yerinden milim bile oynamadı.

"Göreceksiniz" dedim ve ellerimi şakaklarıma koyup daha güçlü konsantre oldum. İşe yaramıyordu. Doan bana sabırlı bir şekilde bakıp vazgeçmemi bekliyor gibiydi.

"Olmuyor" diyerek pes ettim.

"Gerçekleri kabullenmeniz lazım Bayan Jackson. Bu iyileşmenin ilk şartıdır."

Doktorun bana deliymişim gibi açıklama yapması canımı sıkmıştı. Doan'ın bana inanmasına ihtiyacım vardı. Karl'dan bahsettiğim zaman, herkes bana deliymişim gibi bakarken, o bana inanan tek kişi olmuştu.

"Doan sen bana inanıyorsun değil mi?"

"Üzgünüm Jasmine, iyileşmen için bu tür hayallere tutunmayı bırakman lazım."

O da bana inanmıyordu. Bu dünya üzerinde bana inanan bir kişi bile yoksa, yaşamanın ne anlamış vardı ki?

Doan ve doktor konuşarak odadan çıkarlarken, vazoyu kaptım ve duvara vurdum. Elimde kalan dibinin keskin tarafı ile boynumu kestim. Şah damarımdan fışkıran kanın sıcaklığını hissedebiliyordum. Doan çığlık atarak bana doğru koşuyordu ve benim gözlerim bir daha açılmamak üzere kapanıyordu.

Doğanın isyanı (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin