30-Adaletsizlik

162 27 0
                                    

Özet: Jasmine üvey ablası ile tanışır. Babasının kendisine bakamadığını ama ablasına bakmayı başardığını düşününce sinirlenir. Kadın ona cana yakın davranır. Jasmine kendisinin refah içerisinde yaşamasından memnun değildir. Halkın refahını yükseltmek için bir çare arayışıyla Richard ile konuşmaya karar verir.

*** Yeni Bölüm ***

Dün aldığım kararı uygulamak için sabah kalkar kalkmaz Richard'ı görmek amacıyla hazırlanmaya başladım. Doan benden önce kalkmış ve kahvaltı hazırlamıştı. Masadaki sucuklu yumurta, pastırma ve meyve suyu, ağzımın suyunu akıtsa da kendimi suçlu hissettiğim için yemek istemedim.

İki ay önceye kadar ben de lapa yemek zorunda olan kalabalığın içindeydim. Şimdi bu lüksü hak ettiğimden emin değildim. Doan'ın sevgilisi olmasam, bu yiyecekleri ancak rüyamda görürdüm.

"Günaydın güzelim, otursana yemekler soğumadan kahvaltımızı edelim."

"Günaydın" dedim ama masaya oturmak yerine banyoya yürüdüm. Elimi yüzümü yıkayıp, dişlerimi fırçaladım. Yatak odasına geri dönerken Doan seslendi.

"Acele et Jasmine, soğuyunca bir şey benzemez."

"Sen ye, beni bekleme, aç değilim."

Kırmızı kar yağıyor desem daha fazla şaşıramazdı. Benim aç olmadığım bir anı hayal bile edemediğini anlıyordum.

"NE? AÇ DEĞİL MİSİN?"

"Bu kadar şaşırma, halkın kalanını düşününce iştahım kaçtı."

Doan cevap vermek yerine elindeki çatalı bıraktı. "Haklısın güzelim, olayları senin açından göremiyorum, üzgünüm."

"Hayır üzülme. Bu benim düşüncem. Bir buçuk ay önce seni tanımıyordum. O zamanlar ben de onlar gibi yaşıyordum. Bu yiyecekleri ancak hayal edebiliyordum."

"Her devirde zenginler ve fakirler arasında farklılıklar vardı. Şimdi neden olmasın?"

Doan kendi açısından haklı gözüküyordu. Şanslı azınlıktan biri olması onun suçu değildi. Zenginliği elde etti diye lanetlenmesi gerekmezdi. Benim düşüncelerim yüzünden üzülmesini istemedim.

"Affedersin saçmaladım. Hadi yiyelim" diyerek onu daha fazla üzmemek adına kendimi zorladım. Birkaç sucuk yiyip, yarım bardak meyve suyu içtim.

"Gecikeceğiz hadi kalkalım" dedim. Böylece daha fazla kendimi zorlamaktan kurtuldum. Doan birkaç lokmayı hızla ağzına tıktıktan sonra, kalkıp dişlerini fırçalamaya gitti. Ben daha önce fırçalamıştım ama sucuğun kokusu yüzünden tekrarlamak zorunda kaldım.

Nihayet evden çıkabildiğimizde, Doan beni Başkanlık Sarayı'na bırakıp işine gitti. Richard'ın geleceğimden haberi yoktu. O yüzden danışmadaki görevliye kimliğimi gösterip, Başkan'la görüşmek istediğimi söyledim.

"Randevunuz var mıydı?"

"Hayır ama arayıp adımı söylerseniz beni kabul edecektir."

Görevli kadın pek ihtimal vermese de Başkan'ın özel kalemini arayıp adımı söyledi. Özel kalemin ne cevap verdiğini duymadım ama kadın telefonu kapattıktan sonra aşırı nazikleşmişti.

"Özür dilerim Bayan Jackson, sizi beklettim. Başkan sizi ofisinde bekliyor, yol göstermesi için birini görevlendireyim."

"Teşekkürler, gerek yok. Daha önce gelmiştim."

Kadın saygıyla eğilip iyi günler diledi. Özel Kalem'in kadına benim hakkında ne dediğini merak etmiştim.

Hızlı adımlarla merdivenleri çıktım. Başkan'ın ofisine girmeden önce Özel Kalem'in odasından geçiliyordu. Adam beni görünce ayağa kalkıp karşıladı. "Hoş geldiniz Bayan Jackson."

Doğanın isyanı (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin