Hastaneye varınca acil servise gittik sadece bir tanesine Dikiş gerekti.dikiş atılırken canımın acıması umrumda değildi sadece mike'a üzülüyordum.yaptığım davranıştan dolayı kendini suçluyordu ama onunla bir ilgisi yoktu...
-------Michael'ın ağzından:
Ben ona bu kadar Aşıkken ve onu öperken bile canı yanar diye korkarken o benim yüzümden kendi Canını yaktı... Hepsi benim suçum hem de hepsi...o sadece beni istemişti ve ben de onu ama bencilce davranmayıp ona Çıkma teklif etmeseydim bunların hiç biri olmazdı.ona Dikiş atılması bile benim canımı yakmıştı.
"Canın acıyor mu?"
"Hayır sen yanımdasın."
"Bak belki de ayrılmamız gerekiyor.ben olmasam bunların hiç biri olmazdı."
"Michael benden ayrılırsan muhtemelen bunlardan daha fazlası olur.bak kendini suçluyorsun veya ünlü olmanı ama şunu söyleyiyim ki eğer sen ünlü olmasaydın o gün senin konserine gelmez ve seninle tanışmamış olurdum veya seni tanımamış olsaydım muhtemelen bu davranışı önceden yapmış olurdum.sen beni hayata bağladın..."
"Seni çok seviyorum...ama bana söz ver bir daha bunu yapma."
"Tamam söz sen de bana söz ver "
"Ne için?"
"Bir daha sakın elimi bırakma"
"Söz"--Emma'nın ağzından:
Michael'la yağmurlu havada hastane Kapısı'ndan arabaya doğru yürüyorduk.
"Michael kapüşonunu kapa tanınmamamız lazım." Şapkasını takarken niye diye sordu.
"Çünkü beni öpmeni istiyorum"
Ellerini yüzüme koydu ve parmak ucuna kalktım oda biraz aşağı doğru eğildi ve bana her zaman için güven veren dudaklarını benimkilere bastırdı.aradan bir süre sonra nefes almak için ayrıldık ve ona sarılıp Kafamı omuzuna gömdüm. Arabaya geçtik ve onlara gittik.
"Aman Tanrı'm seni çok merak ettik mike Anlattı iyi misin?"diyen Ash'i duydum ve "evet merak etme söz verdim bir daha böyle bir şey olmayacak."
"Tanrı'm niye yaptın ki bunu" diye yalvaran Calum bana sarıldı ve saçlarımı okşadı.luke ise ağlıyordu gözlerinden yaşların döküldüğünü görünce yanına gittim ve ona sarıldım."tamam geçti artık bak burdayım ve sağlamım hadi bunu kutlamak için Peynirli tost yap." Dedim. Göz yaşlarının Arasından Güldü ve "bize de söz ver ash cal ve bana da söz ver birdaha böyle bir şey yapmayacaksın anlaştık mı küçük hanım?"
"Tabiiki"diyip ona sarıldım ve Michael'la birlikte onun odasına çıkıp birbirimize sarıldık.yine huzur... Daha sonra Michael kulağıma fısıldadı."bir Şeyler yapmak istermisin prenses?"
"Ne gibi"
"Belki biraz eğlenebiliriz"
"Ha ha bunu çok isterdim."
"15 yaşındasın ve bakiresin dolayısıyla itiraz etme hakkın var bebeğim belki kaybetmek istemediğin Şeyler olabilir."
"Michael seninle olan her şeye varım..."
"Hazır mısın?"
"Her zaman."
..
.
.
.
"Bu çok güzeldi"derken kıkırdadım.
"Bencede bir ilk için fena değildi"dedi ve boynumu öptü.
"Seni seviyorum mike"
"Ben de seni Emma."
Calum kapıyı çalmadan odaya daldı.
"Hey sesleri duydum tebriklerrr."dedi ve Michael'la benim arama uzandı.
"Bunu Sadece sen bileceksin anladın mı asyalı!"dedi michael ve İkimiz de güldük Calum bir kolunu bana diğerini ise mike'a attı ve "hadi aşağı gelin artık" diyip odadan çıktı.
İkimiz de yataktan kalktık ve aşağı indik.
"Çocuklar yaklaşık 1 saattir yukardasınız "dedi ve kıkırdadı ashton.ben de koltukta gördüğüm yastığı onun kafasına attım.
Daha sonra Mike'ın işi olduğu için Luke beni eve bıraktı."iyi geceler kendine iyi bak ;)"
"Iyi geceler Emma " dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Piercinginin soğukluğunu hissetmiştim.
Aileme merhaba dedim duşa girdim ve odama gidip uyudum bu gün olan şeyden sonra nefret Mesajları aklıma gelmiyordu bile.Michael bunu düşünecek kadar zekiydi muhtemelen bunun için söylemişti ama Planı'nı bozmayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold my Hand//Clifford
Fanfiction"15 yaşındasın ve bakiresin dolayısıyla itiraz etme hakkın var bebeğim belki kaybetmek istemediğin şeyler olabilir." "Michael seninle olan her şeye varım..." "Hazır mısın?" "Her zaman."