▶ Min Yoongi ◀

9K 452 57
                                    

Yoongi elindeki bavulu yere bıraktı. Bu eve gelmeyeli uzun zaman oluyordu.

Tüm o tatil olayı artık onu oldukça yormuş olmalıydı ki seneye tatile çıkmayacağına yemin etmişti. Zaten insanlarla yıldızı da hiç barışık olamamıştı. Maalesef Yoongi için onlarla konuşmak ve yakınlaşmak oldukça zor bir şeydi. Bütün bir yazı nasıl geçirdiğini sorgulatacak kadar zordu hem de.

Kendini hasret kaldığı yatağına atıp yastığına sarıldıktan sonra üzerindeki tanıdık koku burnunu doldurmuştu. Büyükannesinin sürekli kullandığı lavanta aromalı yumuşatıcı nedense her zaman Yoongi'yi rahatlatırdı. Küçük odasına kısaca bir göz gezdirdi. Masasının üstündeki sürahi ve bardağın altındaki not hariç her şey yerli yerindeydi. Masaya doğru yürüdü ve notu eline aldıktan sonra kendine bir bardak su doldurup içti. Notta yazanı şimdi okuyabilirdi.

"Evine hoş geldin benim tatlı Yoongi'm. Erkenden uyuyacağım için üzgünüm. Yarın sabah görüşürüz, olur mu?"

Yoongi büyükannesinin notuna gülümsedi.

Bir kaç dakika geçmemişti ki, kafasını yastığa koyduğu anda başında keskin bir ağrı oluşmuştu. Yüzünü buruşturup işaret parmaklarını şakaklarına koydu ve yavaşça ovuşturdu. Geçmek yerine, ağrı daha da şiddetleniyordu. Kendini banyoya sürükledikten sonra yüzüne bir kaç kez su çarptı, ama nafile. Baş ağrısı o kadar şiddetlenmişti ki artık canını yakıyor ve görüşünü bulanıklaştırıyordu. Bir ara büyükannesini uyandırmayı düşünse de yapmadı. Yalnızca klozetin üstüne oturdu ve ağrının geçmesini bekledi.

Dakikalar mı olmuştu yoksa saniyeler mi bilmiyordu, gözleri kendi yetkisi olmadan kapanmaya başladı. Ne kadar açık tutmaya çalışsa da yapamadı ve bilincini kaybedip yere düştü. Bayılmadan önce düşündüğü tek şey, bunu daha önce de yaşamış olmasıydı, en az beş dakika sonra uyanacağına emindi.

the way out #yoonminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin