Özgürlük - Final

4.3K 421 429
                                    

"Yonsei Üniversitesi, Sosyoloji ve Psikoloji bölümündeki üç öğrencimiz, yaptıkları insan deneyi ile bu ödülleri almaya hak kazanmışlardır."

Büyük olan gururla, oturduğu yerde gerindi. Kendinden ve arkadaşlarından bahsedildiğini biliyordu.

Her ne kadar, deney, yoldan çıkmış ve bir aylık uzun bir süreçte sonuca ulaşmış olsa da bu üçlü için sorun değildi. Öğretmenleri bir haftada her şeyi bitirdiklerini sanıyordu ve ödül alacakları güne kadar deneyin sonuçlarını teslim etmemelerini istemişlerdi. Zaten, büyük olanın deneyi uzatma sebebi de buydu.

Daehyun -bu onun takma ismiydi- deneye kattığı yeniliklerin sebebini şöyle açıklayabilirdi;

Eğer, denekleri gönüllü kişilerden seçseydi o zaman her şey onun için daha zor olurdu. Bu yüzden, arkadaşlarına, 'gözünüze birini kestirin ve onu getirin' demişti. Onun şanslı faresi de Yoongi'ydi. İşini kolay yoldan halletmiş, tek katlı evin açık penceresinden içeri girmiş ve boş evde, kolayca hazırladığı ilaçlı suyu Yoongi'nin başucuna koymuştu. Sonrasında ise, yani Yoongi bayıldığında, onu taşımak sandığı kadar zor olmamıştı. O sırada uykuda olan büyükanne hiç bir şey anlamamıştı ama o, yakalanmak istemediği için Bayan Min'e ikna edici bir notta bırakmıştı.

Arkadaşlarımla birlikte Seul'de ki bir müzik festivaline gidiyorum büyükanne. Beni merak etme olur mu?

Planladığı gibi peşinden gelende olmamıştı.

"Kim Seokjin."

Gerçek ismi okunduğunda, aynı gururla yerinden kalktı ve takım elbisesini düzelttikten sonra ödülünü almak için sahneye çıktı. Ön sıradaki anne-babası onu gururla izliyordu.

Küçük bir teşekkür konuşmasından sonra yerine geçti. Sıra kahverengi saçlı arkadaşındaydı.

O, bu işe Seokjin'in isteğiyle bulaşmıştı. İstediği birini getirebileceğini duyduğunda ise sanki içindeki bir şey alevlenmişti. O gün barda gördüğü çocuğu getirecekti, çok fazla içen ve her sarhoş olduğunda kendisine sarkan çocuğu. Fakat onu getirmeden önce korkutmak istemişti, bir de öç almak. Çünkü çocuk, ne zaman sarhoş olup yanına gelse, öteki gün onu kesinlikle hatırlamıyordu.

Bu yüzden Jimin'i ayıkken, boş sokaklarda kovalamıştı, ama planlanmadık bir şekilde, ona büyük zarar vermişti. Bunu her ne kadar isteyerek yapmasa da bir süre sonra beynini değil bedenini dinlemeye başlamış olmalıydı ki duramamıştı.

Fakat yine de pişman değildi. Çünkü yaptığı şeyden kendisi bir zarar görmemişti ve üstüne bir de ödül almıştı.

"Kim Namjoon."

İsmi okundu ve ayağa kalktı. Onu izleyecek bir ailesi yoktu belki ama mükemmel bir konuşma yapacaktı. Tıpkı o videoda kısmen 'her şeyi' açıkladığı zaman ki gibi.

Sıra en küçüklerine geldiğinde, bu güzel yüzlü çocuğun içinde maalesef ki bir pişmanlık büyümüştü. Jungkook'la çarpıştığı o geceyi hatırlıyor ve vicdan azabı çekiyordu. Onu dövmemesi gerekirdi ama bir anda, o küçük çocuk, gözüne oldukça güçlü gelmişti. Eğer, onu dövmeseydi işleri zorlaşabilirdi.

Fakat tek pişmanlığı bu da değildi. Çocuklara fiziksel zarar veren her türlü fikir, kendisinden çıkmıştı. Bir çeşit işkence olduğunu düşündüğü şeyleri yaparken tamamen acımasızlaşmıştı ama her şey bitince bunları kafaya takacağını kim bile bilirdi?

Elbette arkadaşlarını ve kendisini ele vermeyecekti ama sonuçta bu suçluluk duygusu sonsuza kadar onu takip edecekti.

"Kim Taehyung."

the way out #yoonminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin