Uyku Vakti - Koruma

2.9K 360 93
                                    

[8 gün] [18 saat] [46 dakika] [30 saniye]
Aşama 2: Uyku Vakti

Jimin ekrandakileri diğer ikiliye okuduktan sonra yüzünü onlara döndü.

"Bakalım bizi bu sefer ne bekliyor?"

Öncelikle bir sonraki odaya geçin.

Üçlü derin bir iç çekip adımlarını ikinci kapıya çevirdi. Onlar ilerlerken kapıdan gelen bir 'tık' sesiyle birlikte kapı kendiliğinden açılmıştı. Yoongi anahtar aramak zorunda kalmadıklarına seviniyordu.

Jungkook, duvarları bembeyaz, küçük bir penceresi ve yan yana dizilmiş üç farklı renkte kapısı olan odaya göz gezdirdi.

Mor - Turuncu - Yeşil

Bir de onların solunda başka bir kapı daha vardı. Böyle tuhaf tasarımlar kimin aklına geliyordu gerçekten?

Jimin odaya konulmuş bir adet kanepeye attı kendini. Sonunda poposu rahat bir yere kavuşabilmişti. Duvarlar gibi beyaz olan masanın üstüne baktı. Bu sefer yalnızca su ve küçük bir tüp ile şırınga konulmuştu. Yoongi Jimin'in yanına yerleşti.

"İçimde hiç iyi bir his yok." dedi Yoongi ellerini önünde birleştirip gerinirken.

"O şırıngayı gördükten sonra benimde yok hyung."

Öbür odaya açılan kapı kapanırken, buraya da sabitlenmiş büyük ekranda sayaç belirmişti.

Ve bir de oyunun içeriği.

İçinizden bayıltmak için birini seçin.

O kişi üç gün boyunca diğerlerinin sorumluluğunda olacak.

İsterseniz bayılttığınız kişiyi geride bırakabilirsiniz.

Jungkook'un yüzünde alaylı bir gülüş oluşmuştu. Kanepenin koluna oturmayı tercih etmiş ve diğerlerinin yapacağı yorumları beklemişti.

"Demek bu şırınga ona yarıyor." dedi Jimin.

"Kimi bayıltacağız?"

Jungkook başını iki yana salladı.

"Asıl soru, buna mecbur muyuz?

Cümlesi biterken başını ekrana çevirmişti. Onu gördüklerini biliyordu.

Dışarı çıkmak istiyor musun Jungkook?

Jungkook derin bir iç çekti. Güzel yerden vuruyordu. Her zaman...nokta atışı. Kendini koltuğa bırakıp eline aldığı şırıngayı incelemeye başladı.

"Eğer geride bırakmayacağınıza söz verirseniz beni bayıltabilirsiniz."

Yoongi başını iki yana salladı.

"Mantıklı davranmalıyız. Eğer kolayca taşıyabileceğimiz birini bayıltırsak işimiz daha kolay olur."

Jimin gülümsedi.

"En zayıf kişi sensin hyung."

"Neden ben oluyormuşum? Jungkook daha zayıf."

"Jungkook güçlü. Bende ağırım."

Jungkook onaylarcasına başını salladı. Gerçekten güçlü olduğunu düşünmesede en azından Yoongi'yi taşıyabilirdi. Büyük olan oldukça cılızdı.

"İyi...peki. Yapın o zaman."

Yoongi yarım kollu tişörtünü sıyırdıktan sonra beklemeye başladı. Çocukluğundan beri iğne yemeyi sevmesede şu an inkar edecek durumda olduğunu düşünmüyordu. Hem zaten, bu ikiliye de güveniyordu. Onu, geride bırakmazlardı.
Jimin hemşire olan annesinden bildiği bir iki küçük detayla tüpün içindeki sıvıyı şırıngaya doldurmuş, ardından iğneyi Yoongi'nin koluna geçirmişti. Yoongi gözlerini sımsıkı kapattı. Jimin sıvıyı gönderdikten sonra hızla şırıngayı geri çekti. Neyseki bir damara falan gelmemişti. Bu ilacın, eğer gerçekten amacı bayıltmaksa, o zaman kanına karışması gerekiyordu.

the way out #yoonminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin