Bölüm 5 (Hoş Olmayan Şeyler)

88 11 5
                                    

DÜZENLENMEDİ

"Hayır, sorun yok." bu bir kadın sesiydi.

"Eminsiniz dimi?" bu da bir erkek sesiydi.

"Evet, herhangi bir kırık ya da çatlak yok. Sadece kötü dövülmüşler."

Vücudumu konuşmanın kalanını dinlemek için ikna etmeye çalışıyordum fakat vücudum sadece bayılmak ve uyumak istiyordu.

Gözlerimi açamadığım için adamın kim olduğunu anlamamıştım. Ama çok tanıdık biriydi.

***

"Kalkamayacak kadar kötüler mi?" bu sesi biliyordum. Evet bu ses Pala'nın sesiydi.

"Maalesef bugün öğlene kadar kalkamazlar ve akşama kadar istirahat etmeleri gerek." dedi hemşire.

"Ah onlar yarın günlerini görecekler. Yeğenim olmasa ölmüştünüz. Neyse ben zaten onlar yarın günlerini görecek. Onları ben öldüreceğim." Pala çok sinirliydi.

Ayrıca yeğeni de kim oluyordu? Bunları düşünecek vaktim yoktu çünkü çok uykum vardı. Bende uyudum.

***

Tanrım! Bu da ne? Çok acıtıyordu.

Bir insanın baş, bacak, kol,karın ve diğer ağrılarla uyanması bir yana esas kötü olan bu ağrılardı.

Gözümün biri biraz daha şişse açılmayacak duruma gelebilirdi. Ve bu şiş gerçekten çok ağrıyordu.

Bin bir güçlükle kalkıp aynanın karşısına geçtim. Halime baktıktan sonra yürüyebilmemin bile bir mucize olduğunun kanısına vardım.

Sol elimi hissedemiyordum. Sağ elim ise morlukluklar, çizikler, kurumuş kan ve çürüklerle kaplı olduğunu gördüm. Göğsüm ve diğer iki bacağımda aynı haldeydi.

Sol gözümün altı çok kötü şişmiş ve patlamıştı. Ama nasıl bir şişlikse hala inmemişti.

Upuzun bir zincir izi suratımın ortasından geçiyordu. Ayrıca sağ yanağımda derin bir muşta yarası vardı.

Her adımım, her aldığım nefes kısacası her saniye ızdırap gibiydi.

Açlıktan ölüyor gibiydim. Yatağımın yanında bir tepsi gördüm. Ve yatağıma yöneldim. İlk lokmamı yutarken kendimi beton yutuyor gibi hissettim.

Ama yemek o kadar güzeldi ki ve yemekti. Ve bende çok açtım.

Sonucunda acılarımı boş verip tam anlamıyla öküz gibi yemeye başladım.

Tepsiye adeta saldırdım. Patates püresi, et ve pudingi yedikten sonra portakal suyu ve ağrı kesiciyi aldım.

Kat kat daha iyi hissediyordum.

Bu sırada etrafı incelemeye başladım. Ve bir odada olduğumu fark ettim.

Evet çok ilginç bir şey değil ama benim normalde gittiğim hastanelerde duvarlar perdeden olurdu ve bütün hastaneyi duyabilirdiniz.

Tipik bir devlet hastanesi işte. Burası ise tamamen çok farklı bir yerdi.

Hasta için çift kişilik bir yatak ve kocaman bir elbise dolabı vardı. Refakatçi için tek kişilik bir yatak koyulmuştu. Ayrıca kocaman bir plazma ve üç kişilik bir koltuk vardı. Bunun yanında sallanan bir sandalye ve orta boyutlarda bir sehpa vardı. odanın bir duvarı maviye boyanmıştı. Kalan duvarlar ise beyazdı. Yerler gibi. Aynı zamanda uzun süreli kalabilecek öğrenciler için bir çalışma masası, dolu bir kütüphane ve bir bilgisayar vardı.

Şanslı Çocuk: Katil -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin