Bölüm 18 (Amnezi)

76 7 0
                                    

DÜZENLENMEDİ

Neredeyim ben?

Gözlerimi zorlayarak açtım.

Karşımda bembeyaz, büyük bir oda. Yanıma baktığımda tanımadığım bir kız gördüm. Tanıyor muydum? Çıkartmak zordu.

Uykuda olduğu için uyandığımı bilmiyordu tabii.

Saat kaçtı? Karşımda büyükçe bir saat gördüm.

05.50

Kalkmaya çalıştığımda serum beni engelledi.

Uzanıp iğneyi çıkarttığımda kanamaya başlayınca yakınlardaki beyaz bir peçeteyi koluma bastırdım.

Burası neresiydi?

Yanımda oturan kız kimdi?

Ve en önemli soru ben kimdim?

Hiçbir şey hatırlamıyordum. Ne bir anı ne de bir hatıra.

Bu korkunç bir şeydi.

Kendim, arkadaşlarım, ailem? Hiçbirini hatırlamıyordum.

Etrafıma bakındım. Tanıdık gelen hiçbir şey yoktu. Ailemin burada olması gerekmez miydi? Belki de bu kız, kardeşim falandı.

Kapıya ilerleyip kolunu aşağı indirmeye çalıştım. Çok zorlanmıştım. Ya kapı kolu çok ağırdı ya da ben sakinleştiricilerin falan etkisindeydim.

Koridorda kimse yoktu ve ben aç hissediyordum. Ve susuz. Ve tuvalete gitmem gerekiyordu.

Üzerimde hastane kıyafetleri vardı. Ben neden bir şey hatırlamıyordum. Çocukluğum, gençliğim, burasının neresi olduğu, en sevdiğim yemek, varsa sevdiğim kız...

Hiçbirini hatırlayamıyordum.

Çıkış kapısına iyice yaklaştığımda uykuda olan bir hemşire gördüm. Başka çarem yoktu onu uyandırmak zorundaydım. Yanına yaklaşıp onu dürttüm.

İlk dokunuşumda hemen uyandı. "Ah uyandın mı! Arkadaşların çok sevinecek buna... Bütün gün burada başında beklediler. Akşam da nöbetleşe kalmaya karar verdiler. Saat başı değişecekti ama vallahi ne yaptılar bilmiyorum. Yani sana hediyeler falan getirdiler. Ne kadar şanslı bir çocuksun sen-"

Tanrı aşkına bu kadın çenesini nereden almıştı?

Onu dinlemekte zorlanmaya başlamıştım çünkü çok bitkindim. Ama kadın susmak bilmiyordu. "...Sonra öğretmenlerin de geldi baya telaşlıyd-" sözünün kesilmesi çok iyi olmuştu.

Yanımda oturan kız uyanmış odanın kapısından bize bakıyordu.

Bana doğru koşarak gelip sarıldı. "Tanrı aşkına iyisin. Ah ne kadar korktuk bilemezsin Ege." sarılmasına karşılık vermeyince konuşmayı kesti ve kendisini geri çekti.

Demek adım Ege'ydi. Ege...

Suratıma bakıp "Bir sorun mu var?" dedi. Konuşmanın zamanı gelmişti. "Aslında var. Benim adım Ege demek... Senin adın ne çünkü hiçbir şey hatırlamıyorum." dedim.

Ege, Ege, Ege...

Aklımda dönüp dolaşıyordu. Acaba Ege ne demekti?

Hemşire kılıklı kadın da tanımadığım -düzeltme tanıyamadığım- kız da bana bön bön bakmaya başladı. Kız telaşlanmış gibiydi. "Bir sorun mu var? Böyle bir şey olacağından bahsetmemiştiniz." tırnaklarını yemeye başlamıştı.

Hemşirenin ağzı çarpıldı "Siz arkadaşlarınıza haber verin, ben onunla ilgileneceğim." kadın odaya gidip yatağıma yatmamı söyleyince -tekrar düzeltme emredince- yatmak zorunda kaldım. Beş dakikam hemşireyi izleyerek -sıkılarak!!!- geçtikten sonra kapının önünde bir dolu insanın doluştuğunu gördüm.

Şanslı Çocuk: Katil -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin