26- Sevmek Aptalların İşidir

11.5K 383 43
                                    

Multimedia: Eylül

-------

"Artık ayaklarınızın üzerinde durabilirsiniz" diyerek gülmüştü yaşlı adam. "Teşekkür ederim."
Deyip tebessüm ettim. Uraz ise ruhsuz bir şekilde bana bakıyordu.

Haftalar geçmişti ve biz bu haftalar boyunca birbirimizi yemiştik adeta.

"Ama ensenize biraz daha dikkat ederseniz sevinirim." Kafamı sallayarak cevap verirken "Mesela bınu yapma küçük hanım" dediğinde alt dudağımı ısırdım. Harbi maldım.

Yaşlı adam masasına geçerken ayağa kalktım ama dengem sarsıldı. Uraz kucağına alırken kulağıma yaklaşıp "bir müddet böyle dur. Tekrar seninle uğraşamam." Deyip sinirli gözlerini bana dikti. "Bende sana yalvarıyorum çünkü Uraz beni taşı diye." Ona göre sesim yüksek çıkmıştı.

"Onu yatalak psikolojisine sokmamanız her şeyi ortaya koyuyor gençler" demişti yaşlı adam araya girerek. "Yeter bu kadar. İyi günler Haluk abi." Deyip odadan çıkmıştı. "Hayvan. İnsan bir kapıyı kapatır."

Etrafta ki gözleri aldırmazken Uraz beni arabaya oturttu ve kendi de sürücü koltuğuna geçti.
"Evdeki eşyamı almaya gidebiliriz artık değil mii ?" Deyip bedenimi Uraza çevirdim.

"Şu haftalardır başımın etini yediğin ve ne olduğunu söylemediğin şeyi söylersen belki. " deyip kafasını bana çevirdi. "Ya zaten göreceksin. Neyin inadı anlamıyorum ki " deyip gözlerimi devirdim. "Ödemen gereken 4. Bedel." Deyip önüne döndü.

"Panda." Deyip susmuştum. "Ne alacağını söyleyene kadar Hayır. " demişti. "Ee panda." Demiştim kaşlarımı çatıp. Cevap vermedi.
"İkizini almamız lazım" dediğim de kafasını bana çevirdi. Soran gözlerle bana bakarken "Nee ?" Demiştim.

"Benim gibi bir mucizeden bir tane daha olduğunu iddia ettiğini fark ettin değil mi ?" Deyip sırıtınca "ıyy ukala insan."deyip suratımı buruşturdum.
Uraz sağa saparken sinsice güldüm.

-------------

Sokağın başında dururken soran gözler ile ona baktım. "Beni taşımaya bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum" deyip sırıttım. "Sakın arabadan inmeye kalkma." Demişti sert sesi ile. "Anlamadım ?" Deyip tüm bedenimi ona çevirdim.

"O eve girmeyeceksin." Sesi keskindi. "Haftalardır görmüyorum. " dedim itiraz ederek. Nedensizce onlar için endişeleniyordum. "Ne alacağım ?" Deyip gözlerini bana dikti.

"Madem beni sokmayacaktın eve ne diye öğrenmeye çalıştın ki ?" Deyip sinirle ona baktım. "Haftalardır evden çıkmıyoruz hanım efendi. Doktor bile ayağına geliyor. Bu çok önemli şeyi şoför alamazdı."

"Lütfen Uraz, görmeme izin ver." Uraz sinirle önüne dönerken çenesini sıkıyordu. Bir eli ile direksiyonu sıkarken parmakları beyazlamıştı. "Dolabımda pandam var." Deyip gözlerimi küçücük duran evime çevirdim. Belki de içeri de neler oluyor.

Bahçe boş görünüyordu buradan.
Uraz arabadan inip hızlı adımlarını eve doğru yöneltti. Gözlerim dolmuştu. Ağlamak istemiyordum, hayır.

Arabadan inerken amacım nefes almaktı. Duvara tutunarak yürürken canım acımıştı. Evin kapısı açılırken Urazın hızlı olduğunu fark ettim.

Urazın arkasından dedem çıkarken "Lütfen oğlumu geri ver bana. Onu özledik." Dedemin Urazın arkasından bağırarak söylediği söz ile gözlerim büyürken Urazın görüş alanına girdim.

Uraz elindeki pandayı sıkıca kavrarken beni hızla kucağına aldı ve ön koltuğa attı. Evet attı.

Sürücü koltuğuna otururken elleri direksiyonu fazla sıkıyordu. "Kemerini tak." Demişti. Sesi normal seviyede çıkarken benim korkmam için iyi bir nedendi.

Küçük KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin